26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Erdoğan: 1. Dünya Savaşı bitmedi

1 Dünya Savaşı’nın bölgedeki halkların arasına bariyerler kurmayı hedeflediğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sykes-Picot Anlaşması bölgeye kan, zulüm ve göz yaşı getirdi. Bugün baktığımızda 1. Dünya Savaşı’nın hala sona ermediğini görüyoruz” dedi.

20 Mart 2015 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Erdoğan: 1. Dünya Savaşı bitmedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 200 yıllık tarihimizin en büyük zaferi Çanakkale ise en önemli utançlardan biri de Balkan bozgunudur. Çanakkale kadar Balkan bozgununun da almamız gereken dersleri kapsadığını burada özellikle hatırlatmak isterim” dedi. 

Osmanlı Arşivi Sitesi’nde “100. Yılında Dünya Savaşının Belgeleri” konulu Dünya Arşiv Yöneticileri Kongre ve Sergisi’nin açılışında, konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Osmanlı Devleti’nin hakimiyet ve etki sınırları içinde bugün 64 ayrı devlet, bağımsız ülke bulunuyor. Bu 64 ülkenin her birinin bir şekilde Osmanlı arşivlerine işi düşüyor” dedi.

Parantez hala kapanmadı

Erdoğan, bugün Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşananları anlayabilmek için geçmişe bakmak gerektiğini vurgulayarak Birinci Dünya Savaşı’nın bir diğer adının da “Birinci Paylaşım Savaşı” olduğunu hatırlattı. ‘Paylaşım’ ifadesinin, petrolün, Akdeniz ve Süveyş Kanalı ticaret yollarının anahtarını elinde tutan Osmanlı’yı paylaşmak anlamına geldiğine işaret eden Erdoğan, “Meseleye bu açıdan baktığımızda bugünü, içinde bulunduğumuz dönemin olaylarını da daha doğru bir şekilde değerlendirebiliriz” dedi. “Bugün çok net biçimde görüyoruz ki Birinci Dünya Savaşı aslında hala sona sona ermiş değil. Savaşın açtığı uzun parantez hala kapanmış değil” diyen Erdoğan, savaşın bu coğrafyadaki halkların arasına koyulan bariyerlerle, kalpler ve ruhları birbirinden ayırmayı hedeflediğini, bölgede tüm sorun ve kavgaların gerisinde 1.Dünya Savaşı’yla tesis edilen düzenin gölgesi olduğunu ifade etti.

Bölgeye zulüm getiren anlaşma

Savaşın sonunda imzalanan Sykes-Picot Anlaşması’nın sadece huzursuzluk, kargaşa, acı, gözyaşı ve zulüm getirdiğini, bölgede ve dünyada bu dönemde kurulan kaosa dayalı düzenin hala işlemeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu anlaşmayla belirlenen sınırlar, etnik, dini, mezhep temelli ayrılıkları büyütmek için çizilmişti. Ortadoğu’da hala süren fitnelerin en önemli kaynaklarından olan İngiliz ajanı Lawrence ne diyor? ‘Bu savaş, Türklerin askeri gücüne değil, zihinlerine ve kalplerine karşı verilen bir savaştır’ diyor.  2000’li yıllarda Türkiye yeniden, medeniyetiyle, kalbiyle bölgede varlık göstermeye başlayınca yine aynı oyun sahneye kondu.”

TSK'YA KUMPAS KURANLAR 17-25 ARALIK'TA DA FAALİYETTEYDİ

Harp Akademileri Komutanlığı’nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan burada Çanakkale Zaferi için düzenlenen toplantıda genç subaylara seslendi. Erdoğan, “Milletimizin 200 yıllık makus talihinin kırıldığı yer olan Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın da habercisiydi, müjdecisiydi. Kurtuluş Savaşımızın tüm cephelerinde, asker ve sivil olarak savaşan gazilerimizi, şehitlerimizi de bir kez daha rahmetle yad ediyorum” dedi.  Erdoğan, TSK’nın tarihin her döneminde tehlikelerle karşı karşıya kaldığını anımsatarak, yakın zamanda eski Genelkurmay Başkanı ve subayların tutuklanmasının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

TSK her dönem tehdit altında

Bu operasyonlarda suçluyla suçsuzun, yalanla doğrunun aynı kefeye konulduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye’yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık. Tereddütlerimi, itirazlarımı o dönemde bu işin sorumlularına ifade ettim, hatta kamuoyu önünde de dile getirdim. Ama o zaman önümüze konan, ancak çoğunun sahte ve çarpıtılmış olduğu daha sonra ortaya çıkan belgeler, bilgiler karşısında, hukuka saygı gereği, yapacak bir şeyimiz kalmadı. Bu süreçte, Başbakan ve hükümet olarak bizim de Genelkurmay Başkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de hukuk devleti ilkesine saygının gereğini yerine getirmek dışında bir duruşumuz olmadı. Uzun süredir temkinle yaklaştığım, faaliyetlerini takibe aldığım bu yapı, 17-25 Aralık 2013’te doğrudan hükümeti devirmeye ve adeta Türkiye’ye topyekun el koymaya yönelik bir teşebbüse girişti. Yolsuzluk kılıfı altında başlattıkları bir operasyonla şahsımla birlikte ülkemizin tüm milli kurumlarını, milli projelerimizi hedef aldılar.”

DİASPORANIN TEK HEDEFİ ZARAR VERMEK

Konuşmasında 1915 olaylarının 100. yıldönümü nedeniyle Ermeni diasporasının hazırlıklarını eleştirerek devam eden Erdoğan, burada amacın acıları canlı tutmaktan ziyade Türkiye’ye zarar vermek olduğunu söyledi. Tarihin her döneminde büyük savaşlarda büyük acılar ve trajedilerin yaşandığını anlatan Erdoğan, o dönem Müslümanların Balkanlar ve Kafkaslar’da büyük katliamlara uğradığını ifade etti. “Anadolu’da Ermenilerin gördüğü zarar kadar Ermenilerden zarar gören yüz binlerce Müslüman vardır. Bunlar belgelerde kayıtlıdır” diyen Erdoğan gerek Osmanlı arşivleri gerekse Genelkurmay arşivleri üzerindeki ortak çalışma çağrısına yanıt verilmemesini ise şu sözlerle eleştirdi: “Amaç gerçeği bulmak değil, oluşturulan algı üzerinden Türkiye’ye saldırmak, zarar vermek.”

Erdoğan, dün akşam Haliç Kongre Merkezi’nde Birlik Vakfı tarafından düzenlenen ‘Çanakkale Ruhu ve Gençlik’ konulu Kompozisyon Yarışması Ödül Töreni’ne katıldı, dereceye girenlere ödülerini verdi. Yarışmada birincisi Rümeysa Fatıma Altındiş, “Çanakkale destanı benim için bir aşk. Kompozisyonu bir gecede yazdım. Ödülü de Cumhurbaşkanımızın elinden almak ayrı bir mutluluk. Erdoğan’a olan sevgim, saygım sonsuz. Çok mutluyum” dedi. Erdoğan, programın sponsoru Turkcell’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Akça’ya da plaket verdi.