Antalya Diplomasi Forumu (ADF) için Türkiye'ye gelen Kimmitt, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Kimmitt, ABD-Türkiye ilişkilerinde son dönemde S-400, F-35, ABD'nin SDG/PKK/YPG'ye desteği gibi birçok mesele nedeniyle gerilimin yaşandığına işaret ederek ancak Brüksel'de NATO Zirvesi sırasında bir araya gelen Erdoğan ile Biden'ın bu konular üzerinde birlikte çalışmaya istekli olduklarını duyurduklarını belirtti.
ABD'nin Rus S-400 hava savunma sistemi satın almasının ardından Türkiye'yi savaş uçaklarını tehlikeye atacağını savunarak F-35 programından çıkardığını hatırlatan Kimmitt, Türkiye'nin iki ülke arasında bir ihtilaf olmadığını defalarca dile getirdiğini, bu konuyu araştırmak için bir komisyon kurulmasını önerdiğini ayrıca F-35'lerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve programdan çıkarılmasının kurallara aykırı olduğunu söyledi.
Mark Kimmitt, Türkiye'nin ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'ya desteğine Türkiye'nin uzun süredir itiraz ettiğini, ABD'yle diğer terör örgütleriyle mücadele etmek için bir başka terör örgütünü kullanmanın anlamsız olduğunu ilettiğini de vurguladı.
Kimmitt, ABD'de son dönemde yaşanan gelişmelere de işaret ederek "Amerika Birleşik Devletleri'nin iç ve dış politika konularını aynı anda ele alabilecek kapasiteye sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak mevcut iç huzursuzluk, 1960'lardan bu yana ABD'nin maruz kaldığı medeni haklar ve oy hakları gibi sorunlarla karşılaştırılamaz. Bu iç meseleler, ABD'de çok fazla dikkat çekiyor ve ırkçılık, servet eşitsizliği, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, ulusal borç ve iklim değişikliğinin getirdiği zorluklar, ABD'nin transatlantik bağların güçlenmesine değil de içeriye odaklanacağı anlamına geliyor." değerlendirmesini yaptı.
Biden yönetiminde Avrupa ve NATO ile ilişkilerin yönünün ne olacağı sorusuna Kimmitt, "Başkan Biden ve yönetiminin, dış ziyaretlerinin son iki haftasında transatlantik bağları onarmaya çalıştığı açık." yanıtını verdi.
Eski Başkan Donald Trump'ın NATO'yu sorguladığını ve Avrupa Birliği'nin (AB) ticaret politikalarının kendilerine karşı adil olmadığını savunduğunu, bu tutumun ABD'nin her iki organizasyonla bağlarını gerdiğini vurgulayan Kimmitt, ABD'nin "iyi bir başlangıç" olarak değerlendiği sözlerini, somut hedeflere dönüştürmek için gerekli diplomasi ve çabayı göstermesinin önemli olduğunu kaydetti.
Kimmitt, Çin ve Rusya'nın transatlantik ilişkilere etkisine ilişkin olarak da iki ülkenin ulusal politikalarının, Washington'ın politikalarından farklı olduğunu söyledi.
Mark Kimmitt, "Çin, Avrupa'yı yalnızca kendi vatandaşları için bir pazar ve refah kaynağı olarak görüyor ve Batı ile aynı insan hakları ve demokratik değerleri paylaşmıyor. Rusya ise Avrupa'yı sınırlarında bir tehdit olarak görüyor ve kesinlikle Avrupa ile benzer hürriyet, özgürlük ve demokratik yönetim gibi değerleri paylaşmıyor." yorumunu yaptı.
Kimmitt, öte yandan ABD'nin transatlantik ilişkiyi, karşılıklı çıkar ve güven temelinde sürdürmeye istekli olduğunun altını çizdi.