1996 ve 2000 yılında cezaevlerindeki ölüm oruçları için aracılık eden Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli ve Mehmet Bekaroğlu’nun yanında Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Oya Baydar, Murathan Mungan, Aydın Engin ile Yıldız Ramazanoğlu’nun katıldığı toplantıya, Ramazanoğlu’nun “Açlık grevleri için mahalle baskısı yapılıyorsa önüne geçmek lazım” sözleri damga vurdu.
Herkesten duyarlılık istediler
Taksim Hill Otel’de gerçekleştirilen toplantıya konuşmacıların yanında çok sayıda STK ve insan hakları kuruluşu temsilcisi de katıldı. TTB eski Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürün, açlık grevindeki kritik eşik sayılan 50. günün dolduğunu hatırlatırken, TBB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan da, eylemcileri doktorların görmesi için Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya cevap verilmesini beklediklerini söyledi. Açlık grevleri için 1996 ve 2000 yılında da arabulucuk yaptıklarını ama ölümlerin yaşandığını anlatan Yaşar Kemal ise “Daha önceki açlık grevlerinde tüm yetkililer ve hükümet sorumluydu. Bu sefer de sorumlular. Bugün açlık grevleri tutanların oğulları, babaları da taraf olacak, bir nesli yok edecekler” diye konuştu.
BDP’ye: Dağda ölenler yetmedi mi?
Zülfü Livaneli ve Mehmet Bekaroğlu da, hükümetin konuya daha duyarlı olmasını talep etti. Açlık grevindeki mahkumları destekleyen BDP’yi eleştiren Yazar Yıldız Ramazanoğlu,“2000 yılındaki açlık grevinde iktidar katliam yaptı. Hafızalarımızda ağır bir şekilde duruyor bu travma. Bunu yine yaşamak istemiyoruz. Burada kimse masum değil. Herkese sesleniyorum. Kürt hareketine de sesleniyorum. Dağlardaki ölümler yetmemiş, ağır bir travma yaşatılan insanlardan bir de açlık grevi yapmalarını beklemek nedir? O insanlar açlık grevi yapmak için mahalle baskısı görüyorlarsa onun da görmek lazım. Bunun da önüne geçmek lazım. Herkes elini taşın altına sokmak zorunda” dedi.