Afganistan Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah, ABD öncülüğündeki yabancı güçlerin çekilmesinin ardından başkent Kabil Havalimanı'nda Türkiye'nin güvenliği sağlama rolünü üstlenmesini önemli gördüğü söyledi.
Antalya Diplomasi Forumu'na katılan Abdullah, çekilme sonrası Afganistan'daki durum ve Türkiye'nin süreçteki rolüyle ilgili AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.
Soru: Türkiye'nin ABD öncülüğündeki yabancı güçlerin Afganistan'dan çekilmesinin ardından Kabil Havalimanı'nı koruma görevini üstlenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Ayrıca Türkiye bu kritik eşikte Afganistan ve Pakistan arasındaki ilişkileri düzeltmek için ne yapabilir?
Abdullah: Kabil Havalimanı konusundaki durum şu: ABD kendi kuvvetlerini çekmeye ve diğer NATO kuvvetleri de çekilmeye başladıktan sonra Türk hükümeti ile farklı düzeylerde görüşmeye ve havaalanının güvenliği konusunda neler yapılabileceğine ilişkin müzakerelere başladı.
Aynı konuda Pakistan hükümetinin de görüşüne başvuruldu ve onlar da onay verdi. Fakat Pakistan ve Türk hükümetleri meselenin detaylarını henüz ele almadı.
Afganistan vatandaşı olarak şahsen Türkiye'nin orada konuşlanmasını önemli buluyorum.
Soru: İstanbul'da yapılması planlanan barış görüşmeleri nasıl ilerletilebilir, bu bağlamda Türkiye'den beklentileriniz nedir?
Abdullah: Ne yazık ki bunu Taliban istemedi. İstanbul Konferansına katılmak için gerçekçi ve rasyonel olmayan koşullar öne sürdüler.
Bu, barış sürecini ve müzakereleri yeniden canlandırmak için fırsat olabilirdi fakat Taliban'ın tutumu nedeniyle olamadı. Dünyanın farklı ülkeleri bu sürece katkı sağladı. Birleşmiş Milletler destek verdi. Türkiye, müzakerelere daha önce ev sahipliği yapan Katar ile birlikte çalıştı. Taliban Katar'da temsilcilik açmıştı. Müzakereler geçen yıl eylülde Katar'da başlamıştı. Türkiye ve Katar birlikte çaba gösterdi fakat Taliban'ın tutumu müzakereleri engelledi.
Soru: Afganistan'da, özellikle yabancı askerlerin çekileceğinin açıklanmasından beri Taliban'ın saldırılarının arttığını görüyoruz. Hükümet buna karşı nasıl bir strateji izliyor?
Abdullah: Taliban, uluslararası birliklerin çekilmesinin ve yokluğunun yarattığı göreli güç boşluğundan faydalanmak istiyor. Saldırılarla bazı kazanımlar elde etmeye çalışıyor, fakat bunlar geçici kazanımlar.
İnsanlar bundan zarar görüyor. Her iki taraf da (hükümet güçleri ve Taliban) çok sayıda zayiat verdi, çatışma bölgelerinde çok sayıda can kaybı yaşandı.
Eğer bu müzakere stratejisinin bir parçasıysa buna imkan vermeyiz. Eğer bir askeri çözüme ulaşılabileceğine dair bir düşünceden kaynaklanıyorsa, bundan da bir sonuç çıkmayacaktır.
Umarım kararlarını ve stratejilerini gözden geçirirler ve müzakere masasına dönerler. Şiddeti artırmak yerine müzakereleri ciddiye almalılar.
Soru: Rusya'nın, Çin'in ya da diğer büyük güçlerin, yabancı birliklerin çekilmesinin ardından oluşan güç boşluğundan yararlanarak Afganistan'da avantaj sağlama ve nüfuzlarını artırma imkanı var mı?
Abdullah: Komşu ülkelerin ve bahsettiğiniz daha geniş bölgenin, Rusya Federasyonu ve Çin'in de Afganistan'daki durumla ilgili kendi endişeleri olduğunu söyleyebilirim. Taliban ile çok yakın çalışan bazı terörist gruplar bu ülkeler için tehdit oluşturuyor.
Afganistan'daki NATO askerlerinin varlığından memnun olmayan ülkeler vardı. Ancak bunlar Afganistan'ın eski günlerine dönmesini ve kendi ülkelerinin Talibanlaşmasını da istemiyorlar. Ve bunu kendi güvenlikleri için potansiyel bir tehdit olarak görüyorlar.
Bu bize, bu noktadan itibaren, meseleye çatışan çıkarlar açısından bakmamamız gerektiğini, farklı ülkeler arasında daha fazla iş birliğine ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor.
Soru: Doha Görüşmeleri veya diğer girişimlerle ilgili umutlarınız var mı?
Abdullah: Başladığımızda daha umutluydum. Bu konuda umudumuzu kaybettiğimizi söylemiyorum çünkü alternatif iyi değil. Alternatif Afganistan halkı için daha kötü.
Ancak müzakerelerde harcanan zamanın özellikle öncelikle Taliban tarafından verimli kullanılmadığına inanıyorum. Vakit kaybetmemeliydiler.
Bu, her iki taraf için de farklılıkların büyük kısmını çözmek için bir fırsat. Taliban'ın başlıca talebi veya savaş gerekçesi, NATO birliklerinin ve uluslararası birliklerin ülkedeki varlığıydı. Müzakerelerde sonraki aşamaya geçmek için öne sürülen bu koşul ancak birkaç hafta önce sağlanabildi.
Ama ne yazık ki Taliban bunu böyle almadı. Ve karşılığında, ülkedeki şiddet düzeyini artırdılar.
Soru: Şiddetli savaşın yanı sıra Afganistan, Kovid-19 salgınıyla baş etmekte açıkça zorlanıyor, sizce bu konuda daha fazla ne yapılmalı?
Abdullah: Afganistan'daki Kovid-19'un 3. dalgası daha ölümcül bir etki yarattı. Virüs, önceki dalgalardan daha bulaşıcı, daha ciddi ve daha yaygın.
Salgınla mücadelede farklı ülkeler son zamanlarda başarı sağladı. Bu esasında aşıyla ilgili, ancak diğer tüm önlemlerle de.
Ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, tecrübelerini paylaşarak, bazen de teknik destek ve aşı desteği sağlayarak yardımcı olabilirler.