12 Ağustos 2025 Salı / 18 Safer 1447

AK Parti'den Terörsüz Türkiye vurgusu... ''Ayağımızdaki prangalardan kurtulacağız''

AK Parti'nin 24. kuruluş yıldönümüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, 'Mimarı darbeciler olan bir Anayasa ile yönetilmek Türk milletine yakışmıyor, uygun düşmüyor. Bütün siyasi partiler birleşip bu anayasayı inşa etmeliyiz. Anayasa yaparsak Türkiye'nin kazanımı olur.' dedi. 'Terörsüz Türkiye' süreci ile Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulacağını vurgulayan Yazıcı, bu süreçte şehit yakınlarını, gazileri asla incitmeyecek şekilde hareket edeceklerinin altını çizdi.

AA12 Ağustos 2025 Salı 11:39 - Güncelleme:
AK Parti'den Terörsüz Türkiye vurgusu... ''Ayağımızdaki prangalardan kurtulacağız''

Yazıcı, AK Parti'nin 24. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, partinin 14 Ağustos 2001'den bugüne uzanan süreci ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemdeki başarısına işaret eden Yazıcı, bu durumun o dönem bazı kesimler tarafından tehdit olarak görüldüğünü aktardı.

Erdoğan'ın, Aralık 1997'de Siirt'te yaptığı konuşma nedeniyle 4 ay 10 günlük cezaya çarptırıldığını, cezasını Kırklareli Pınarhisar Cezaevi'nde geçirdiğini anımsatan Yazıcı, Erdoğan'ın cezaevindeyken kendisine mektup yazan hemen herkese el yazısıyla cevap verdiğini anlattı.

"Biz birçok yerde bunu görüyoruz, bize gösteriyorlar, 'İşte cezaevindeyken bana yazdığı mektup' diye. İnsanlar onu bir hatıra olarak saklıyorlar." diyen Yazıcı, vatandaşların Erdoğan'ı liderlik özelliklerinin yanında "halkın, Milletin Adamı" olarak da benimsediğini vurguladı.

Yazıcı, 2000'li yılların başında Türkiye'de siyasi, sosyal ve ekonomik kaosun derinleştiğine, halkın siyaset kurumuna güveninin azaldığına dikkati çekerek, AK Parti'nin bu ortamda milletin talepleri doğrultusunda doğduğunu söyledi.

Sahadan aldıkları verileri değerlendirerek AK Parti'nin kuruluşunu 14 Ağustos 2001'de gerçekleştirdiklerini anımsatan Yazıcı, "Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu partiyi millet kurdu, biz tabelasını astık' derken bu süreci özetliyor. Geniş kamuoyu yoklamaları, çalışma grupları ve istişarelerle bu süreci hazırladık." ifadelerini kullandı.

"KAPATMA DAVALARI AÇILDI"

AK Parti'nin, kuruluş sürecinde sık sık vesayetçi yapıların engellemeleriyle karşılaştığını, bazı basın organlarının "İçişleri Bakanlığı, Erdoğan'ın yer aldığı bir partinin kuruluşunu kabul etmeyecek" şeklinde yorumlar yaptığını dile getiren Yazıcı, AK Parti'nin kuruluş bildirgesini İçişleri Bakanlığına teslim ettiklerini ve alındı belgesiyle süreci tamamladıklarını anlattı.

Yazıcı, "Kurucular kurulu Bilkent Otel'de bekliyordu. Alındı belgesini götürdük ve 14 Ağustos 2001'de partinin kuruluşunu deklare ettik." ifadelerini kullandı.

Bu süreçte, Erdoğan'ın "partinin kurucusu olamayacağı" gerekçesiyle dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu tarafından Anayasa Mahkemesine başvurulduğuna, Anayasa Mahkemesinin verdiği 6 aylık sürenin sonunda hemen ertesi gün Erdoğan'ı yeniden genel başkan seçtiklerine işaret eden Yazıcı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bu nedenle AK Parti hakkında kapatma davası açtığını hatırlattı.

Yazıcı, 2008'de ikinci kapatma davasıyla karşılaştıklarını, Anayasa Mahkemesinin bir maddeyi iptal ederek davayı sonuçsuz bıraktığını kaydetti.

27 NİSAN E-MUHTIRASI

27 Nisan 2007'de Genelkurmay Başkanlığının internet sitesine konulan ve Türk demokrasisinin "kara lekesi" olarak anılan "e-muhtıra" sürecine de değinen Yazıcı, e-muhtırayla hükümete "aba altından sopa gösterildiğini" ifade etti.

Yazıcı, o güne ilişkin şunları anlattı:

"Resmi konutta toplandık. 10'u aşkın arkadaş vardık orada. Okuduk, tartıştık, irdeledik. Buna verilecek cevap metni hazırlandı. Hazırlanan cevap metnini tartıştık, düzeltmeler yaptık, son şeklini verdik. Kimi arkadaşlarımız bunu internet ortamında yayınlayalım görüşündeydi. Kimilerimiz de 'Hayır, internet ortamında değil, bu doğrudan hükümeti hedef alıyor, hükümet sözcüsü televizyonların karşısına geçip bu bildiriyi okuyacak' dedi. Bu görüş kabul edildi. Bildiriyi hükümet sözcüsü, o zaman Sayın (Cemil) Çiçek'ti, o okudu. Çok ilginçti, o zamana kadar bizim toplanıp bu konuyu konsülte ettiğimiz haber oluncaya kadar, Başbakan'a bağlı olduğu halde, Başbakan'ın telefonlarına çıkmayan Genelkurmay Başkanı'nın yaverleri, yardımcıları mazeret uyduruyor, 'Ulaşamadık, ulaşınca bildireceğiz, aradığınızı arz edeceğiz' deyip geçiştiriyorlardı. Ne zaman ki 'AK Parti toplandı ve çok sert cevap verecek' şeklinde yayınlar yapılmaya başlayınca telefona çıktı."

27 Nisan e-muhtırasına verilen cevapla, çok güçlü bir dik duruş sergilediklerini vurgulayan Yazıcı, "Bunun bir siyasal okunuşu var, siyaseten okunuşu darbe önlemektir. İlk darbe önlemeyi AK Parti kadroları yapmıştır." dedi.

"MİLLET İKİNCİ KEZ DARBEYİ ÖNLEDİ"

Yazıcı, 2008'de açılan ikinci kapatma davasının "laikliğe aykırı eylemler" iddiasına dayandığını anımsatarak, "Ramazan çadırındaki 'Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan' ifadesi bile delil olarak sunuldu. Bu dava, Türkiye'ye 20 milyar doların üzerinde ekonomik zarar verdi, yabancı sermaye girişini azalttı." şeklinde konuştu.

Yazıcı, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin, "Erdoğan'ın liderliğinde milletin önlediği ikinci darbe" olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla millet meydanlara yığıldı. Kimisi tankların mermi kanallarını kapamaya çalıştı. Darbe teşebbüsü sabah olmadan önlendi. Bu, siyasi tarihte altın harflerle yerini aldı." ifadelerini kullandı.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" SÜRECİ

"Terörsüz Türkiye" süreci ile Türkiye'nin ayağındaki prangalardan kurtulacağını vurgulayan Yazıcı, bu süreçte şehit yakınlarını, gazileri asla incitmeyecek şekilde hareket edeceklerinin altını çizdi.

Terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararını, ardından yaşanan gelişmeleri anımsatan Yazıcı, bundan sonraki süreçte TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarının önemine vurgu yaptı.

Yazıcı, AK Parti iktidarları olarak, milletten görev aldıkları 3 Kasım 2002'den bu yana demokratikleşme alanında önemli icraatları devreye soktuklarının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu istemeyenler olduğunun farkındayız. İnşallah onlara da fırsat vermeden bu süreci yürütürüz. Birliğimiz, bütünlüğümüz önemlidir. Birliğimiz, bütünlüğümüz bozulmazsa, güçlü olursa, o tür fırsatçıların da heveslerini kursaklarında bırakırız, Terörsüz Türkiye hedefimizde başarıya ulaşırız. İnşallah Cumhuriyeti'mizin ikinci yüzyılının en büyük projesi olur."

"YENİ ANAYASA MİLLETİN HAKKIDIR"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin de "Anayasa yapmak milletin hakkıdır. Bu hak, tekel bir haktır. Devredilmez, vazgeçilmez. Ancak çok nüfuslu topluluklarda millet bunu doğrudan doğruya yapmaz, temsilcileri aracılığıyla yapar. Temsilcileri aracılığıyla yapıyorsa dönüş onayını bekler, o onaya da referandum diyoruz." dedi.

Yürürlükteki 1982 Anayasası'nın darbeciler tarafından yapıldığını ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti:

"1921 Anayasası Kurtuluş Savaşı sürecinde, 1924 Anayasası devletin kuruluş aşamasında yapılmış. Onlara da o koşullarda normal diyelim. 1961Anayasası, 1960 darbesinden sonra darbeciler tarafından yapılmış. Bugün yürürlükte bulunan 1982 Anayasası darbeciler tarafından yapılmış bir anayasa. Yani darbeleri biz artık Türkiye'nin gündeminden çıkarttık, darbeleri önledik derken hala darbecilerin yaptığı, mimarı darbeciler olan bir Anayasa ile yönetilmek Türk milletine yakışmıyor, uygun düşmüyor. Bütün siyasi partiler birleşip bu anayasayı inşa etmeliyiz. Arzumuz bu. Anayasa yaparsak Türkiye'nin kazanımı olur."

Anayasa'da bugüne kadar 19 değişiklik yapıldığını, 2017'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğini ve mevcut Anayasa'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne entegre edildiğini anımsatan Yazıcı, hemen hemen her siyasi partinin seçim beyannamesinde de yeni bir anayasa vaadinin olduğuna dikkati çekti.

Yazıcı, Türkiye'nin evrensel değerleri savunan bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Gazze'deki katliamı her platformda dile getiren tek ülke Türkiye'dir. 'One Minute' çıkışı ve 'Dünya beşten büyüktür' vurgusu, bu yaklaşımın örnekleridir. Çevremizdeki ihtilafların çözümünde en önemli aktör konumundayız." değerlendirmesinde bulundu.

ÖNERİLEN VİDEO

Çanakkale'de ciğerlerimiz yandı!

Kapat
Video yükleniyor...