AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, "Bu zulmün geleceğini ilk haber veren ve buna karşı insanlığı uyaran, Sayın Cumhurbaşkanımızın Davos'taki 'one minute' çıkışıdır. İnsanlığın bir kısmı, 'one minute' dendiğinde bunlara 'dur' deseydi bu kadar zulüm işlenmeyecekti." dedi.
Ala, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen "Uluslararası Düzenin Krizi: Gazze, Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları" Paneli'nin açılışında konuştu.
Sözün kıymetini kaybettiği bir çağı yaşadıklarını ifade eden Ala, uygarlık ile barbarlık arasındaki makasın tamamen kapandığını, her şeyin birbirine karıştığını belirtti.
İnsanlığın ayakta durmaya çalıştığını ancak vicdanın Gazze'de bombalar altında mezarlara gömüldüğünü ifade eden Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazze'de bir savaş değil, tek taraflı soykırım, acımasızca saldırı, insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bunu, vicdan sahibi, insanlıktan nasibini almış her erdemli kişi dile getirebiliyor. Dünyanın dört bir köşesinde, yönetimler hariç, insanlık gerçekten soykırıma karşı isyan halinde ama bir şey yapamıyor. Ekonomik olarak gelişmiş ama erdem, uygarlık, medeniyet olarak yerlerde sürünen bir kesim ise siyonizmin insanlığa karşı işlediği suçu bırakın engellemeyi, açıkça destekliyor. Bu yeni bir çağ demektir."
Efkan Ala, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir umut olur, derde deva üretebilir, politikalar üretebilir diye birtakım çabaların olduğunu, uluslararası kuruluşların, Birleşmiş Milletler'in (BM) oluşturulduğunu anımsattı.
Adaletsiz de olsa bir düzen olabilir anlayışıyla yola çıkıldığını ancak uluslararası kuruluşların da işe yaramadığını vurgulayan Ala, şunları söyledi:
"Burada hakikatin sesi, Gazze'nin vicdanı olarak bir hakkı teslim için söylüyorum. Bizi de temsil ettiği için büyük bir teşekkürle, şükranla söylüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, başta BM olmak üzere her uluslararası platformda ve her ikili görüşmede, Gazze'yi birinci sıraya yerleştirdi. Gazze'nin sesi oldu. Bu dönemde Gazze'nin sesi kim derseniz, Gazze'nin sesi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu da bu milletin ona verdiği güç sayesindedir. Arkasında duran milletimizi de buradan saygıyla selamlıyorum."
Efkan Ala, İslam dünyası da perişan ve ne yapacağını bilemez durumda olduğunu, çare üretemediğini dile getirdi.
İsrail'in, çocukları, hanımefendileri, yaşlıları, ambulansları, hiçbir ayrım yapmadan bir katliama tabi tuttuğunu anlatan Ala, şu değerlendirmelerde bulundu.
"İsrail, geniş perspektiften bakıldığında kendi mezarını kazıyor. Dinimizin, kültürümüzün bize yüklediği değerler gereği o kadar acımasız olunamaz. Siyonizm kendi yaptıklarıyla antisemitizmin de destekçisi olarak faaliyette bulunuyor. Bu bölgede uzun, orta vadeli düşündüğümüzde bu yaptıkları zulüm İsrail'in lehine mi? Bu anlaşılabilir bir durum değil. Netanyahu hükümetinin ortaya koyduğu bu katliamlara, soykırıma dur diyecek, yüksek sesle itiraz edecek aklı selim yok mu? Kendi mezarlarını kazıyorlar. Bu coğrafya, Orta Doğu hep böyle olmayacak. Aklın da diplomasinin de mezarını kazdılar. İnsanlığın bütün değerlerini Gazze'ye kendi gelecekleriyle birlikte gömüyorlar."
Genel Başkanvekili Ala, insanlığın savunucusu olan, bedel ödeyen Gazzelileri selamladı, şehitleri rahmetle andı, gazilere şifa diledi.
Milletin kendilerine verdiği güç sayesinde ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştıklarını, yapılanların bir kısmını söylemediklerine dikkati çeken Ala, şunları kaydetti:
"Biz bunu Allah için, insanlık için, erdem için yapıyoruz. Daha fazlasını da yaparız, yapacağız inşallah. Son zamanlarda bazı ülkeler bu siyonist aklın kendilerini de kullanmaya başladığını görerek, Filistin Devleti'ni tanımaya başladılar. Bu zulmün geleceğini ilk haber veren ve buna karşı insanlığı uyaran, Sayın Cumhurbaşkanımızın Davos'taki 'one minute' çıkışıdır. İnsanlığın bir kısmı, 'one minute' dendiğinde bunlara 'dur' deseydi bu kadar zulüm işlenmeyecekti. Diplomasi biraz öngörü, çaba gerektirir. O ülkelerin de Filistin'i tanımalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Yayılmacı, insanlık dışı barbarizme karşı çok dikkatli olmalıyız. Birbirimize kenetlenmeliyiz. Zulüm hiçbir zaman payidar olmamıştır. Mazlumlara bedel ödeyebilir ama geleceği kuracak olanlar mazlumlardır. Bütün mazlumlara selam olsun."