20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Akdeniz'de dengeler değişti! Artık oyun kurucuyuz

Akdeniz’deki hakimiyetimizi tescilleyen mutabakatın haritası yayınlandı. Denizdeki batı sınırımızı belirleyen anlaşma ile bölgede tek oyun kurucu konumuna yükselen Türkiye artık enerji jeopolitiğinde de söz sahibi.

3 Aralık 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
Akdeniz'de dengeler değişti! Artık oyun kurucuyuz

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sismik aramaları ve sondaj çalışmalarıyla attığı adımları Libya ile imzaladığı anlaşmayla ileriye taşıması, bölgedeki tüm dengeleri değiştirdi. Uzmanlar, Türkiye’nin bölgenin Büyük Ağabeyi konumunda olduğunu vurguladı. 

AKDENİZ BİZİM PARÇAMIZ 

Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Çolak, Doğu Akdeniz’de keşfedilen hidrokarbon yataklarının uluslararası büyük güçlerin ve şirketlerin odağı haline geldiğini aktardı. Çolak, “Türkiye’nin hem uluslararası güvenliği hem de iç güvenliği anlamında Akdeniz’deki gelişmeler çok kritik ve belirleyici unsurlardan oldu. Doğu Akdeniz’deki kaynakların bölüşümünde Türkiye’nin de hakkı var” diye konuştu. Çolak, kamu düzeninin yıkılmasıyla bölgedeki ülkelerde kitlesel göçler oluştuğunu belirterek, şöyle konuştu: “İlk etapta bu bize yansıyor. Bu bölgenin insanıyla tarihsel anlamda ciddi bağımız var. Libya’daki bir sorun 100 yıl önce de şimdi de bizim iç sorunumuz. İlk döndükleri yüz biz oluyoruz. Bu da bölgedeki en güçlü ve istikrarlı devlet olmamızdan kaynaklanıyor. Etrafımızdaki herhangi bir sıkıntıda işin içine girmesi gereken devlet olarak görülüyoruz. Bunun nedeni ise Akdeniz’in tarihsel anlamda bize uzak bir yer değil hatta bizim bir parçamız olması. Ortadoğu da bizim parçamız Balkanlar da Kafkasya da. Akdeniz’in en batısından en doğusuna kadar her şey ister istemez bizim iç meselemiz oluyor. Oradaki en küçük insani kriz, istikrarsızlık, çatışma ortamı bizi derinden etkiliyor” 

TÜRKİYE MENFAATİNİ KORUYOR

ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Tanrısever de Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hem kendi meşru haklarını hem de KKTC’nin enerji kaynakları üzerindeki haklarını korumak için konumunu dünyaya deklare ettiğini vurguladı. Tanrısever, şunları kaydetti: “Bazı ülkeler, Türkiye’yi dışarıda tutan bir yaklaşım sürdürüyor. Yanlış olan bu. Türkiye’nin bölgede uluslararası hukuktan gelen hakları var. Bunları koruyacağını söylemiş olması, uluslararası hukuk açısından gayet normal bir durum. Türkiye ve KKTC’nin bazı projelerin dışında tutulması dikkati çekiyor. Menfaatleri gözardı edilince Türkiye kendi menfaatini kendisi korumak zorunda kalıyor.”

Tanrısever, Türkiye’nin sismik ve sondaj gemilerinin olmasının önemine işaret ederek “Türkiye deniz sahalarındaki hidrokarbonları bulma ve geliştirme konusunda son yıllarda büyük adım attı. Artık elimiz çok daha güçlü” diye konuştu.      

DENKLEM KÖKTEN DEĞİŞTİ

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Dr. İlhan Sağsen, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakatın, Doğu Akdeniz jeopolitiğini köklü bir şekilde değiştirebilecek bir hamle olduğunu bildirdi. Sağsen, anlaşmanın bir yandan Türkiye’nin egemenlik hakkını hiçe sayarak sözde MEB ilan eden Yunanistan’ın bölgedeki pozisyonunu etkileyecek, diğer yandan da Türkiye ve KKTC’yi dışında tuttukları “Doğu Akdeniz Enerji Platformu” gibi girişimlerde bulunan İsrail, Mısır gibi devletlerin bu tutumu yeniden değerlendirmesini sağlayacağını kaydetti. Bu hamlenin Doğu Akdeniz’deki enerji jeopolitiği denklemini tamamen değiştirdiğini anlatan Sağsen, Türkiye-Libya arasındaki mutabakatın bölgede uluslararası hukuk açısından kartların yeniden karılmasına neden olduğunu vurguladı. Sağsen, “Bu mutabakat muhtırası, öncelikle Türkiye’nin deniz yetki alanının batı sınırını belirlemiş oldu. Böylece Türkiye, Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip ülke olarak, uluslararası hukuka aykırı hamlelerle kendi kıyılarına sıkıştırılamayacağını göstermiş oldu. Yanı sıra, gerçekleştirilmeye çalışılan İsrail, Mısır, GKRY ve Yunanistan’ın ortak eylemlerine karşılık, Akdeniz havzasındaki denklemin, diğer kıyıdaşları yok sayarak kurulamayacağını bir kez daha göstermiştir. Mutabakatla Yunanistan, Mısır, GKRY ve İsrail’in Türkiye aleyhine Libya ile bir yetki sınırlandırma anlaşması yapmasının da önüne geçilmiş oldu” ifadesini kullandı.

Deniz sınırı mutabakatıyla Yunanistan, Mısır, GKRY ve İsrail’in Türkiye aleyhine Libya ile yetki sınırlandırma anlaşmasını da engellemiş oldu.

MAVİ VATANIN YENİ HARİTASI

Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdür Vekili Büyükelçi Çağatay Erciyes, geçen hafta Türkiye ile Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ndan sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve MEB sınırlarını gösteren haritayı sosyal medyada paylaştı. Türkiye ile KKTC arasında 2011’deki anlaşmada belirlenen hat A ve B noktaları gösterilen haritada, Türkiye ve Mısır arasındaki “ana karalar arası ortay hat” C, D ve E noktalarıyla işaretlendi. Türkiye ile Libya’nın geçen hafta imzaladığı “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” ile belirlenen noktalar ise E ve F şeklinde gösterildi.  

ATİNA NATO'DAN MEDET UMUYOR

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Türkiye ile Trablus’taki Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan mutabakat muhtırasına karşı NATO’dan destek isteyeceğini açıkladı. Yeni Demokrasi Partisi kongresinde konuşan Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis,  mutabakat muhtırasına karşı NATO’dan destek isteyeceklerini belirtti. Miçotakis, “Üyelerinden birinin açık bir şekilde uluslararası hukuku çiğnediğinde ve başka bir üyeye zarar vermeyi amaçladığında, İttifak kayıtsız kalamaz” dedi. Başkan Erdoğan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Fayiz El Sirac geçen hafta “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” imzalamıştı. Anlaşma sayesinde Türkiye ile Libya Akdeniz’de bir koridor oluşturarak Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın gaz arama faaliyetlerine ket vurmuştu.