17 Nisan 2024 Çarşamba / 9 Sevval 1445

Başkan Erdoğan, Büyük Ankara Mitingi'nde 450 bin kişinin olduğunu açıkladı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhur İttifakı'nın Büyük Ankara Mitingi'nde vatandaşlara hitap etti. Başkan Erdoğan, 'Şu anda emniyetten aldığım rakamlara göre burada 450 bin kişi var. Ankara 31 Mart'a hazırız diyor' dedi.

AA23 Mart 2019 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi Hipodrom'da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de katılımıyla gerçekleştirilen Cumhur İttifakı'nın Büyük Ankara Mitingi'nde vatandaşlara hitap etti.

Sözlerine "Yiğitler, seğmenler, gaziler diyarı Ankara, Milli Mücadele'nin karargahı, istiklalimizin ve istikbalimizin başkenti Ankara." diyerek başlayan Erdoğan, "Büyük Selçuklu ve Osmanlı'ya ruh veren ahilik teşkilatının kalbi Ankara'yı; Hacı Bayramı Veli, Seyit Hüseyin Gazi, Tacettini Veli, Oruç Gazi ve Taptuk Emre'nin irfanından beslenen toprakları selamladığını belirtti.

"İstiklal Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal ve Gazi Meclisimizin her biri birer istiklal kahramanı olan ilk mebuslarını selamlıyorum." diyen Erdoğan, Ankara'dan İzmir'e yürüyen kurtuluşun mücahitlerine, Cumhuriyetin emanet edildiği gençlere, 15 Temmuz destanının baş şehri olan Ankara'nın bütün ilçelerine, köylerine, yiğit seğmenlerine selam gönderdi.

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'liler ve Cumhur İttifakı'na destek olan, hangi partiye mensup olursa olsun ülkesinin ve milletinin bekası için yanlarında yer alan, 2023 hedeflerine ulaşılması için gayret gösteren, büyük ve güçlü Türkiye hedefine yürekten inanan herkesi selamladığını belirtti.

Ankara'daki güzel manzaranın, gönül birliğinin dalga dalga, ışık ışık tüm Türkiye'ye yayıldığına olan inancını dile getiren Erdoğan, "Rabb'im birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi korusun." dedi.

- "ANKARA, 'BİZ 31 MART'A HAZIRIZ' DİYOR"

Hipodrom'daki katılımı sorduğunu belirten Erdoğan, "Emniyetin verdiği rakamı söylüyorum. 450 bin. Bu bir şeyi gösteriyor. Ne diyor Ankara 'Biz 31 Mart'a hazırız' diyor." ifadelerini kullandı.

Seçime 8 gün kaldığını hatırlatan Erdoğan, partililerden kapı kapı dolaşarak çalışmalarını istedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son virajdayız. İnşallah 31 Mart'ın akşamında Ankara'yı sizler taçlandıracaksınız. AK Parti'li kardeşlerim kendi içinde birlik beraberlik, MHP'li kardeşlerim kendi içinde birlik beraberlik ve her ikisi Cumhur İttifakı olarak bir ve beraber. İnşallah kendi aralarında oy kaybına fırsat vermeden sandıkları patlatacağınıza inanıyorum. Rabb'im ülkemizin tökezlemesini, milletimizin zayıf düşmesini bekleyenlere fırsat vermesin. Rabb'im Orta Asya'dan Afrika'ya, Kafkaslar'dan Balkanlar'a kadar koskoca bir coğrafyanın da ümidi olan ülkemizi muhafaza ve muzaffer eylesin. Rabb'im bu topraklarda bize hep rabiamızı en yüksek sesle söyleyebilmeyi nasip etsin."

- "BİZİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE TERBİYE ETMEK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ"

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Milletimizi bölmek, bayrağımızı indirmek, vatanımızı parçalamak, devletimizi yıkmak, ezanımızı susturmak, bizi terör örgütleriyle terbiye etmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Ekonomimizi çökerterek, işimizle aşımızla tehdit edenlere fırsat vermeyeceğiz. Bizi birbirimize düşürerek arada kendi hesaplarını görmeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Bunun için 31 Mart'ta sandıkta irademize sahip çıkacağız."

Herkesten sandıklara gitmelerini ve sandığa sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"31 Mart sandıklar hesaplaşma değil geleceğimizi tayin etme yeri haline dönüşecektir. Bunun için 31 Mart'ta demokrasi ve kalkınma yolunda durmak yok yola devam. Bunun için terör örgütlerinin emrindeki yapıların desteğiyle karşımıza çıkanların yüzlerindeki maskelerini düşüreceğiz. Bunun için 31 Mart'ta dünyanın öteki ucundan bizi tehdit edenlere mesajlara şöyle sağlamından bir cevap vereceğiz. Hem de öyle bir cevap vereceğiz ki bir daha kimse bu millete parmak sallama cesareti bulamayacak."

 

- "CUMHURİYETİMİZİN FİLİZLENDİĞİ, BÜYÜDÜĞÜ YERE BÖYLESİ YAKIŞIR"

Erdoğan'ın, "Ankara 31 Mart'ta ülkene ve şehrine, demokrasiye, milli iradeye, istiklaline ve istikbaline, kalkınmaya, büyümeye, gelişmeye, istihdama, üretime, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını güçlendiren, itibarlı bir Türkiye hedefine sahip çıkıyor musun? Gönül belediyeciliğine, Cumhur İttifakı'na sahip çıkıyor musun?" sorularına alandakiler "Evet" yanıtı verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise "Maşallah. İşte gönüldaşım Ankara bu. İşte yol arkadaşım Ankara bu. İstiklal Mücadelesi'nde milli iradenin tecelligahı olmuş bu abidevi şehre böylesi yakışır. Cumhuriyetimizin filizlendiği, boy attığı, serpildiği, büyüdüğü yere böylesi yakışır." dedi.

Geçmişte Ankara'nın iki farklı yüzü olduğunu,"Sıhhıye Köprüsü'nün üstü ve altı" olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Erdoğan, şehrin bir yüzünün seçkinleri, bürokratları, siyasetçileri diğer yüzünün ise Anadolu'nun değişik şehirlerinden helal rızık için Ankara'yı yurt yapan insanları temsil ettiğini belirtti.

Eski Ankara'da devletin erişilmez, ulaşılmaz bir yerde olduğunu ifade eden Erdoğan, "Memleketten bir günlüğüne buraya gelip, işini bir türlü halledemediği için haftalarca geri dönemeyen vatandaşlarımız o eski Ankara tablolarını çok iyi hatırlar." ifadesini kullandı.

Tek parti dönemi Ankara'sında bir Vali'nin, Anadolu insanını bir sıfatla aşağıladıktan sonra, "Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız, komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek." dediğini hatırlatan Erdoğan, "Ankara işte böyle bir zihniyetin elinde yıllarca örselendi. İşte bu tek parti dönemiydi, CHP zihniyetiydi." dedi.

- "ANKARA'YI HER ŞEYDEN ÖNCE İŞTE BU AYIPLARDAN KURTARDIK"

Erdoğan, Ankara'nın senelerce milletine tepeden bakan bir ideolojinin esiri olduğunu dile getirerek, "Bu şehir milli iradeyi askıya alan nice darbeciler, nice vesayetçiler, nice durumdan vazife çıkaranlar gördü. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bulunduğu, ülkemizin ve demokrasimizin başkenti olan Ankara, senelerce yasaklarla baskılarla anıldı. Bu güzel şehir, yıllarca bağrında kara bir lekeyle yaşanmaya mahkum edildi. Biz Ankara'yı her şeyden önce işte bu ayıplardan kurtardık." diye konuştu.

Ankara'nın, bir daha asla darbecilerle, vesayetçilerle, tek tipçilerle, elitlerle anılan bir şehir olmayacağını dile getiren Erdoğan, "İnşallah Ankara, bir daha asla milletini hor, hakir görenlerin, kendi insanını aşağılayanların boyunduruğunda bir şehir olmayacak. Ankara, bir daha asla vesayetin gölgesiyle ufku karartılan bir şehir olmayacak. Mili Mücadele'nin ve 15 Temmuz Zaferi'nin başkenti olan Ankara, inşallah bundan sonra hep özgürlükle demokrasiyle adaletle anılan bir şehir olarak kalacak." değerlendirmesinde bulundu.

- "ÜLTİMATOM PEŞİNEN VERİLDİ"

Erdoğan, Ankara ile ilgili başka hesabı olanların da bulunduğuna dikkati çekerek, "Ankara'yı önü arkası belli olmayan bir ittifak vasıtasıyla yeniden eski karanlık günlerine döndürmenin hesabını yapanlar var." dedi.

Her gün bölücü örgütün emrindeki partinin bir yöneticisinin, "Ankara'yı alacağız" diye posta koyduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta bazıları hızını alamayıp, 'Onlara en büyük tokatı İstanbul'da Ankara'da atacağız' diye topyekun milleti tehdit ediyor. Peki her gün dozu artan bu küstahlıklara CHP'den bir tepki geldiğini gördünüz mü? Bu tehdit diline, ittifakın diğer ortaklarından bir itiraz yükseldiğini duydunuz mu? Bu pervasızlığa ittifakın adaylarından herhangi bir itiraz işittiniz mi? İtiraz edemezler, seslerini dahi çıkaramazlar. Çünkü bunlara 'Bizim oyumuzla seçildiğinizi bileceksiniz' denilerek, ültimatom peşinen verildi." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alana kurulan dev ekrandan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin söylemlerinin yer aldığı videoyu izleterek, Temelli'nin Kürt olmadığını ama Kürtler üzerinden geçindiğini belirtti.

- "TEMELİ OLMAYAN SEZAİ SÖYLÜYOR"

Temelli'nin Kürtleri istismar ettiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ne diyor; 'eğer Ankara'da'.... Soyadı Yavaş var ya, hani sahte senetle iş gören var ya, bu adamı CHP düşünün Ankara'ya belediye başkan adayı yapıyor, bu adam Ankara'nın başına gelirse ne tür sahte senetler düzenleyeceğini düşünün. Onun için bunlara dersi çok büyük vermek lazım. Ne diyor; 'Yavaş, HDP'nin oylarıyla seçilecek' diyor. Bunu ben söylemiyorum temeli olmayan Sezai söylüyor. Bu oyunu 31 Mart'ta bozuyor muyuz? Buna hazır mıyız? İşte sizlere delilini ortaya koydum."

Temelli'nin, "İmamoğlu bilecek ki 'Ben İstanbul'daki 3 milyon Kürt'ün oylarıyla seçildim" sözlerini hatırlatan Erdoğan, bu sözle İstanbul'daki Kürtlere ve tüm seçmenlere hakaret ettiğini söyledi.

"Bu adamlar daha siyaseti bile öğrenemediler." diyen Erdoğan, İstanbul'un da gereken dersi vereceğine olan inancını dile getirdi.

Temelli'nin "Kürdistan" söylemlerini de anımsatan Erdoğan, alandakilere; "Türkiye'de Kürdistan var mı?" diye sordu.

Erdoğan, Türkiye'nin coğrafi bölgelerini hatırlatarak, "Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge yok. Sen Kürdistan'da mı yaşamak istiyorsun? Irak'ın kuzeyinde Kürdistan var, defol git orada yaşa. Seninle gelecek olanlar varsa onları da al yanına, onlarla beraber git ama Türkiye'yi biz size böldürtmeyiz, böldürtmeyeceğiz, bunu da böyle bilesiniz." dedi.

- "BU SEÇİM, MİLLİ İRADE YÜZSÜZLERİ İÇİN YOLUN SONU OLACAKTIR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, celepçiyle çoban hikayesinin, durumu ifade ettiğini belirterek, hikayeyi şöyle anlattı:

"100 koyunu olan celepçi, bunlar için çoban tutmuş. Koyunları alıp otlatmaya götüren çoban, ertesi gün elinde bir deriyle çıka gelmiş. 'Ne oldu?' diye soran celepçiye şöyle cevap vermiş, 'Yağmur yağarken gök çatladı, 72'sinin de ödü patladı, 20'sini verdim kasaba. Birini de canavar yedi, işte bu da onun derisi. Bu duruma sinirlenen celepçi, orada bulunan yoğurt çömleğini çobanın kafasından aşağı boca etti. Ağzı yüzü yoğurda batan çoban ise 'Yarabbi şükür bu işten de yüzümün akıyla çıktım' demiş.

Bunların işi böyle işte her türlü yalanı söylüyorlar, her türlü oyunu çeviriyorlar, üstüne bir de çıkıp, 'Bu işten de yüzümüzün akıyla çıktık' diyorlar. Üstelik milletimiz bunlara defalarca hak ettikleri cevabı sandıkta vermesine rağmen 'Yarabbi şükür' deyip yollarına devam ediyorlar. İnşallah bu seçim, milli irade yüzsüzleri için yolun sonu olacaktır."

Erdoğan, Ankara'yı bir başka sevdiklerini belirterek, Ankaralılara ve Ankara'ya olan sevdalarını icraatlarıyla ispat ettiklerini vurguladı.

Türkiye'nin başkentini hak ettiği konuma getirmek için büyük emek verdiklerini anlatan Erdoğan, "Ulaşımdan sağlığa, tren hatlarından, parklara, bahçelere, yollara kadar Ankara'yı eserlerimizle ilmek ilmek dokuduk. Yatırımlarımızla Ankara'nın güzelliklerini yeniden ortaya çıkardık. Eğitimde, savunma sanayinde Ankara'yı bir başka yaptık." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "17 yıldır iktidardasınız, ne yaptınız?" dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere AK Parti iktidarı döneminde Ankara'da yapılan hizmetlerin videosunu izletti.

Ankara'da CHP'li belediye döneminden de görüntüler izleten Erdoğan, "Nasıl CHP'nin Ankara'sı? Bay Kemal, işte sizin Ankara'nız bu. Biz, CHP'den işte böyle Ankara devraldık." dedi.

Son 17 yılda Ankara'ya 120 milyar liralık yatırım yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Farkımız burada. Yola çıkarken ne dedik? Dört temel taş üzerinde Ankara'yı, Türkiye'yi yükselteceğiz. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Onun üzerine ulaşım, enerji, tarım, dış politika. Bununla yükseleceğiz ve yükselen bir Türkiye var. Niye bizi dünya kıskanıyor? Bundan dolayı. Biz, 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyoruz, onlar çıldırıyor. Evet dünya 5'ten büyüktür." ifadelerini kullandı.

Eğitimde, 15 bin 709 adet yeni derslik inşa ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bugün 21 üniversitemize ev sahipliği yapan Ankara'mıza son 17 yılda 4'ü devlet üniversitesi olmak üzere 12 yeni üniversite kurduk. Yükseköğrenim öğrencileri için 10 bin 501 kişi kapasiteli yurtlar açtık. Bu yıl bin kişi kapasiteli, bir kaç yıla kadar da 12 bin 800 kişi kapasiteli 9 adet yüksek öğrenim yurdu daha açacağız. Ankara'ya yıkılan 19 Mayıs Stadyumu yerine maliyeti yaklaşık 1,5 katrilyon olan 55 bin seyirci kapasiteli stadyumu, bir spor kompleksi olarak yapıyoruz. Bu tesis, haftanın her günü hem bireysel hem takım sporlarının yapılabileceği alanlara sahip, 6 bin araçlık kapalı otoparkı, konferans salonları, kafeteryaları, müzesi, açık spor tesisleri, ofisleri ve kamp eğitim merkezi gibi birimleri olan dev eser olacak. Proje çalışmaları tamamlandı, ihale sürecine girildi. İnşallah en kısa sürede inşaatına başlıyoruz."

Ankapark Wonderland Eurasia'nın açılışının gerçekleştirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz 31 Mart akşamına kadar ücretsiz. Aldığım rakama göre de şu ana kadar 360 bin kişi ziyaret etti. Biliyorsunuz şehit yakınları için de ücretsiz." dedi.

 

- ETLİK ŞEHİR HASTANESİ YIL SONUNDA HİZMETE AÇILACAK

Ankara'daki ihtiyaç sahiplerine yapılan desteklere de değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Yaşlılarımıza, şehit yakınlarımıza ve engellilerimize 4,5 katrilyon lira destek verdik. Sağlıkta 36'sı hastane olmak üzere toplamda 141 sağlık tesisini şehrimize kazandırdık. Yatak kapasitesi 3 bin 704 olan Bilkent Şehir Hastanemizin açılışını 14 Mart Tıp Bayramı'nda yaptık. Sadece ülkemizin değil Avrupa'nın ve dünyanın en büyük, en modern sağlık tesislerinden biri olan Bilkent Şehir Hastanemizin başkentimize hayırlı olmasını diliyorum. Şimdi ikincisi de geliyor, Etlik'e de ikincisini yapıyoruz. Burası Ankara, Türkiye'nin başkenti. İnşallah Etlik Şehir Hastanesi'ni de 3 bin 577 yatak kapasitesiyle yıl sonunda hizmete sunuyoruz. Böylece toplamda 7 bin 281 yataklı sağlık tesislerini Ankara'mıza kazandırmış oluyoruz. 200'er yatak kapasiteli Mamak ve Gölbaşı devlet hastanelerini seneye, 480 yataklı Sincan Devlet Hastanesi'ni de iki yıla kadar tamamlıyoruz. 150 yataklı Kahramankazan Devlet Hastanesi'nin de yapımına başladık."

Ankara'da 285 şantiyede toplam 95 bin 506 adet konut projesini hayata geçirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Konutları teslim ettik, kentsel dönüşüm projeleri kapsamında 18 bin 293 konut ve iş yerinden oluşan bağımsız birimin yıkımını gerçekleştirdik. İmar barışıyla 447 bin başkentlinin sıkıntısını çözdük. Ulaştırmada Ankara'ya 534 kilometre yeni bölünmüş yol yaptık, inşası süren Ankara-Niğde Otoyolu'nu önümüzdeki yıl sonu tamamlıyoruz. Toplam maliyeti 4 katrilyon lira olan 18 yol projemizin yapımı devam ediyor. Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu Projemiz için bu yıl adımları atıyoruz, 2022 yılına kadar da tamamlamayı hedefliyoruz. Ankara-Sivrihisar Otoyolu Projemizi ise inşallah 2023 yılında hizmete girecek şekilde planlıyoruz." diye konuştu.

"ANKARA'YI ELE GEÇİREMEYECEKSİNİZ"

Bahçeli, AKM Hipodrom'da düzenlenen Cumhur İttifakı'nın Büyük Ankara Mitingi'nde yaptığı konuşmada, "31 Mart 2019'da yapılacak mahalli idareler seçimlerine 8 gün kala Cumhur İttifakı olarak başkentimizin huzurundayız. Cumhur kadar haysiyetliyiz, Cumhuriyet kadar haşmetliyiz. Biz Türk milletiyiz, biz Cumhur İttifakı'yız." ifadesini kullandı.

Ankara'nın özlemleri ve gelecek hayalleri bulunduğunu belirten Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır. 31 Mart seçimleri Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin geçişinden sonraki ilk mahalli idareler seçimidir. 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri'nden 281 gün sonra aziz milletimiz sandık başına gitmektedir. 8 gün sonra yalnızca belediye başkanı seçmeyeceğiz, belediye meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarı belirlemeyeceğiz. Bunların önünde ve üstünde milli bekamızın, Ankara'nın tarihsel ve egemenlik haklarının teyidini ve tescilini yapacağız."

Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kökleşmesine, Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünün inşa ve ihyasına güçlü bir destek vereceklerini bildirdi.

İstikrarı temellendirilmiş, siyasi gerilimleri en aza indirilmiş, toplumsal huzur ve normalleşmesi sağlanmış bir Türkiye'ye geçiş yapılacağına işaret eden Bahçeli, yeni hükümet sistemiyle uyumlu olmasının beka düzeyinde önemli olan yerel yönetimlerin halkın tercihiyle güvenceye kavuşturulacağını vurguladı.

Bahçeli, 31 Mart seçimlerinin Ankara'nın önünü kesmeye azmetmişlerle, önünü açmaya yemin etmişlerin seçimi olduğunu kaydetti.

Bu seçimlerin yalanla doğru, sahtekarlıkla sadakat, terör sevicilerle Türkiye sevdalıları arasında yapılacak en kritik seçim olacağına işaret eden Bahçeli, şöyle konuştu:

"8 gün sonra ya beka diyeceğiz ya belaya boyun eğeceğiz. Ya yurdum diyeceğiz ya da yutulmaya razı geleceğiz. Cumhur İttifakı, milli var oluşumuzun hizmetkarıdır, milli onurun güveni, milli ömrün güvencesidir. Buna karşılık zillet ittifakı kumpastır, komplodur, karanlıktır, kaostur, kavgadır, kargaşa güvertesidir. Ankara dün zilleti reddetti, cumhuriyetin zirvesine yükseldi, dün rezaleti defetti Türkiye'nin haklı gururu sayesinde tırmandı. İnancım odur ki yine başaracak, yeniden bir tarih yazacaktır. Cumhur İttifakı olarak buna and içtik."

Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının Mehmet Özhaseki olduğunu anımsatarak, MHP'nin bütün teşkilatlarıyla Özhaseki'nin destekçisi olduğunu vurguladı.

 

- ANKARALI ZİLLETİN YANINDA MİLLİ DURUŞUNU İSPATLAYACAK"

Hiç gevşemeden, hiçbir akıl çelici ve istismarcı söze kulak vermeden Cumhur İttifakı'nın zaferine inandıklarını ve bunun için adeta seferber olduklarını anlatan Bahçeli, "Biliniz ki Ankara Türkiye'nin özetidir, öz güvenidir, öz değeridir. Ankara, Türk milletinin ta kendisidir." dedi.

Devlet Bahçeli, hiçbir siyasi devşirmenin Ankara'yı tapulu malı gibi görmemesi gerektiğine değinerek, şunları söyledi:

"Sayın Özhaseki, milletimizin ve Ankara'nın güzide bir mensubu ve evladıdır. Aksini iddia edenler başkentimizin hatırasına, milli birliğin hamuruna, bölücü ve fitne aşılamaya gayret eden namertlerdir. Ankaralı yiğittir, adamlığa sırt dönen namertlerle, geçmişine yüz çeviren nankörlerle işi olamaz. Ankaralı sözünün eridir, özü talan, yalan kişilerle bir araya gelemez, bunlarla bir gelecek göremez. Ankara'ya bakan, Ankara'yı kavrayan her vicdan sahibi milli bekamızın hayati önemini idrak ve ifade edecektir. Sandık başına giden her sağduyulu kardeşim, 15 Temmuz'da tepemizden atılan bombaları, yağdırılan kurşunları ve FETÖ işgal teşebbüsünü hatırından çıkarmayacak, kararını buna göre verecektir. Her Ankaralı, zilletin yanında hizalanmış, ekonomik tetikçilerin, döviz baronlarının yeniden başlayan operasyonlarını, iç ve dış saldırıları dikkate alıp milli duruşunu ispatlayacaktır. Bunun için dürüst bir mizaç, düzgün bir meşrep, milli ve dirayetli bir müktesebat yeterlidir."

- "TÜRK MİLLETİ BUNU ASLA KABUL EDEMEZ"

Beka sorunu yok demenin, milli mücadeleyi unutturmak demek olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Beka sorunu yok demek, Türklerin Anadolu'dan nihai olarak çıkarılmasını projelendiren tarihi şark meselesine göz yummak demektir. Beka sorunu yok demek, Ankara'nın başkent olarak tarih sahnesine çıktığı sürecin kesilmesi demektir. Beka sorunu yok demek, hak ile batılın, haç ile hilalin, iman ile küfrün, millet ile zilletin tarihi mücadelesini unutmak demektir." diye konuştu.

"Tehdit açıktır, karşımızdaki seçenek bellidir. Ya bu topraklar üzerinde yaşayan Türk milleti bir ve bütün tutulacak ya da acıklı ve kanlı şekilde bölünüp parçalanacaktır." ifadelerini kullanan Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kısaca bekaya dudak bükmek mahsurludur, sakattır, çok tehlikelidir. 31 Mart beka seçimi değil, belediye seçimidir, beka sorunumuz da yoktur' diyen gafiller, bize ne söylemeye çalışıyorlar? Bu zillete kucak açanlar, muhterem ecdadımızın yüzüne yarın nasıl bakacaklar? Ne anlatacaklar, hangi bahaneleri ileri sürecekler? Gafletteydik, görmedik, bilmedik, düşünmedik mi diyecekler? Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyecekler? Pazarlıklar böyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyecekler? Çaresiz kaldık, tutsak alındık, boynumuzu eğdik mi diyecekler?

Yolu karanlığa çıkan, rotası meçhule sapan, felaketlere kılavuzluk yapan zillet ittifakı Mehmetçik'e kurşun sıkan hainlerle, sözde Kürdistan hatırlatması yapan siyasi bölücülerle iş birliğini tarihe nasıl anlatacak? Bunun vebalini nasıl üstlenecek? Zillet ittifakının ortakları bunun hesabını iki cihanda nasıl verecekler? Hayır, Türk milleti bunu asla kabul edemez, Ankaralı kardeşim bu ihanete yenilmez, bu ihaneti yemez, yutmaz. Mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun hiçbir kardeşim buna razı olmaz."

- "CESARETİNİZ VARSA KİMLERLE YAN YANA YÜRÜDÜĞÜNÜZÜ AÇIKLAYIN"

Bahçeli, Türkiye'nin bir ve bütün olduğunu, Ankara'nın aşılmaz kale gibi yükseleceğini ve bu oyuna gelmeyeceğine işaret etti.

Ankaralıların, kardeşliğine, birliğine ve varlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iteceğini belirten Bahçeli, "Sonsuza kadar var olmanın inancıyla, zilletin muhataplarına hak ettiği dersi verir. Sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, mezrada, ovada vatan evlatlarına kanlı saldırılar yapan, hain pusular kuran, alçak suikastlar düzenleyen teröristlerin başkent Ankara'da ne işi vardır? Bunları belediye meclis üyelikleriyle taltif etmek nasıl bir sorumsuzluktur?" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu zillete nasıl tamam dediğini, FETÖ'yle, PKK'yla aynı çizgiye nasıl yuvarlandığı sorusunu soran Bahçeli, şunları kaydetti:

"İP zilletin çekim alanına nasıl girmiştir? HDP'nin son dönemlerde sivri ve kirli diliyle öne çıkan eş başkanı açık açık ve aynen diyor ki, 'Mansur Yavaş da bilecek ki, seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür'. Ankara'yı yavaşlatmaya çalışanlar, bu zelil itirafı da ajansınıza sordunuz mu? Konuyla ilgili herhangi bir görüş aldınız mı?

Yavaş yavaş tükenenler, Ankara'ya PKK'lıları taşıma görevini size veren ne idiği belirsiz ajansınız mıydı? Yoksa size dayatılan kara ajanda da yazılı olan talimatlar bunlar mıydı? Mert olun, yürekli olun, adam olun, cesaretiniz varsa kimlerle yan yana yürüdüğünüzü, hangi mihraklarla omuz omuza verdiğinizi gelin Ankaralıya açıklayın. 'Ajans' deyip kıvırmayın. HDP eş başkanı koz veriyor deyip, suçlamalardan kaçmayın. Sahte senet düzenleyip kumpasa bağlamayın. HDP sevgisini dilim sürçtü deyip kapatmayın. Şaibeli ve sahte diplomalı kişilerle açtığınız haram tezgahınız bir anda bozulunca, eski dostlarınıza şizofren diye bağırmayın. Vergi kaçakçılığı yaptıktan, onca alavere dalavereye saptıktan sonra çıkıp da Ankaralı kardeşlerimin yüzüne baka baka yalan söylemeyin."

Bahçeli, "Ankaralı PKK'ya nasıl evet diyecek?" sorusunu yönelterek, "Ankaralı, 'Sözde Kürdistan'da kazanıp batıda AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz' diyen bölücülerle aynı kareye nasıl girecek? Bu reva mıdır? Bu hak mıdır? Bu Ankaralıya nasıl yapılacaktır?" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun henüz YPG'ye "terörist" diyemediğini, 15 Temmuz'a "tiyatro" demekten vazgeçmediğini belirten Bahçeli, "YPG, PKK'nın Suriye kolu değil mi? YPG, Fırat Kalkanı Harekatı'nda, Zeytin Dalı Harekatı'nda kahramanlarımızı, sınır il ve ilçelerdeki vatandaşlarımızı şehit eden katil ve terörist örgüt değil mi?" ifadesini kullandı.

Yeni Zelanda'da bir vandalın, bir teröristin 51 kişiyi iki ayrı camide şehit ettiğini, 47'sini yaraladığını anımsatan Bahçeli, "Ne var ki CHP Genel Başkanı İslam dünyasından kaynaklanan terörden bahsetti. Kılıçdaroğlu, soruyorum sana, bu kadar alçalmayı nasıl başardın? Bu denli gözlerini karartan, vicdanını uyuşturan neydi? Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıma hazırlığı yapan Trump'a, Kılıçdaroğlu ne diyecek? Olamaz, yapamazsın çıkışıyla tepkisini gösterebilecek mi?" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin hainlere rağmen kurulduğunu, muhasım odaklara, yerli iş birlikçilere, hülasa yedi düvele meydan okuyarak inşa edildiğini anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"CHP, İP, HDP, SP, ÖDP, PKK, FETÖ milli bekamızı, Cumhuriyetin ruhunu, milletimizin emsalsiz kazanımlarını, milli birlik ve dayanışma iradesini hem yıkmak hem de kırmak için devrededir. Gezi Parkı'nda denediler, şamarı yediler. 6-7 Ekim olaylarında denediler, bedelini ağır şekilde ödediler. Hendek kazıp çukur açtılar, iç isyan ve istilaya kalkıştılar, açtıkları çukurlara debelene debelene gömüldüler. 15 Temmuz'da denediler, rüzgar ekeyim derken fırtına biçtiler, kıvrana kıvrana sonuçlarına katlandılar. Zillet ittifakına diyorum ki 31 Mart'ta da yapamayacaksınız, Ankara'yı ele geçiremeyeceksiniz. Ankara'nın hızını kesemeyeceksiniz. Eski ülkücüymüş, eski MHP'liymiş... Bunların hepsi masal, hepsi fasa fisodur. Ya ülkücüsündür, ya değilsindir. Ya MHP'lisindir, ya da değilsindir. Arası yoktur, ortası yoktur. HDP'ye el avuç açan birisinin boğazına İmralı yuları geçmiş, istikameti Kandil'e çevrilmiştir. Dün CHP'yi kötülerken, bugün CHP'nin filikasına binen bir şahsiyetin siyasi ahlakı, siyasi çizgisi olmayacak, olamayacaktır."

- "ZİLLETE HİÇ DÜŞMEDİ"

Ankara'nın, Polatlı'dan top sesleri duyulurken bile korkmadığını, ürkmediğini, teslim olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Cumhuriyet'in başkenti nice badireleri atlattı ama taviz vermedi. Hele hele zillete hiç düşmedi." dedi.

Bahçeli, Ulus'taki ilk Meclis'in, bir yandan ülke savunması için fedakarlık yaparken, diğer yandan da işgalciler ve iş birlikçilerin çıkardıkları isyanları bastırmak ve milli birliği temin etmek için uğraştığını kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin çok zor şartlar altında kurulduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

"Bize patates, soğan edebiyatı yapanlara 7-8 Ağustos 1921'de yayımlanan Tekalif-i Milliye emirlerini okumalarını tavsiye ederim. Kurtuluş yıllarımızda, her aile birer kat çamaşır, birer çift çarık, birer çift çorap hazırlayıp vatan müdafaası için verdiler. Türk milleti ekmeğini böldü, cepheye gönderdi. Suyunu kıstı, cepheye akıttı. Kuşkusuz her istendiğinde kanını da verdi, canını da verdi.

Bize milliyetçilik anlatan Kılıçdaroğlu, şunu bilmelidir ki milliyetçilik Türkiye düşmanlarına gülücükler saçan, Türk ve İslam düşmanlarına methiyeler düzen bozuk ağızların işi değildir. Milliyetçilik, milletine derin sevgi ve muhabbetle bağlı olmaktır, tarihini bilmektir, kimliğini bilmektir, kökünü bilmektir, ceddini bilmektir. Ey Kılıçdaroğlu, sen kim, milliyetçi olmak kimdir? Zillet ne yaparsa yapsın, Cumhur İttifakı karanlığı aydınlatmak, kuşatmayı yarmak için geliyor."

- "CUMHUR İTTİFAKI'NDA BULUŞALIM"

Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın milli bekayı koruyup kollamak için Ankara'nın ehline emanetini dilediğini belirtti.

"Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım' diyen her kardeşime çağrım, gelin Türkiye'nin yükselişi için Cumhur İttifakı'nda buluşalım. Genç kardeşlerim, ilk kez oy verecek evlatlarım, gelin Cumhur İttifakı'nda sözleşelim." diye konuşan Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın korkaklara karşı cesurların, hainlere, eli kanlı teröristlere, onlarla iş birliği yapan zillete karşı milli bir ittifak olduğunu söyledi.

Cumhur İttifakı'nın, en samimi ve saf duygularla mukaddesata sahip çıkanların inançlı ve iradeli bir ittifakı olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"CHP'ye, İP'e oy veren vatandaşlarım, Kürt kökenli kardeşlerim gelin, bu şerefe siz de dahil olun. Çoluğunuza çocuğunuza anlatıp aktaracağınız muhteşem bir anın hatırasını bırakın. Türk ve Türkiye düşmanlarına karşı 'Cumhur İttifakı' diyoruz. İş birlikçiye, bozguncuya, müfteriye, fitneye, Kandil'e, Pensilvanya'ya, Washington'a, Brüksel'e karşı Cumhur İttifakı tek başına direnir iddiasındayız. Temiz siyaset, temiz yönetim, tertemiz Ankara için Cumhur İttifakı. Davamıza gönül vermiş her ülküdaşımı, partimize destek veren her kardeşimi önce sandığa gitmelerini, ardından da Cumhur İttifakı'nın muhterem adaylarına oy vermelerini hassaten bekliyor ve temenni ediyorum."

"11 ANA BAŞLIKTA 111 CİDDİ PROJE HAZIRLADIK"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki, Atatürk Kültür Merkezi Hipodrom'da gerçekleştirilen Cumhur İttifakı'nın Büyük Ankara Mitingi'nde yaptığı konuşmada, Çevre Şehircilik Bakanlığı döneminde, terör örgütü PKK'nın zarar verdiği 30 bin evi bir yıl içerisinde yaptırdıklarını belirtti.

Ankara için hazırladıkları projelere değinen Özhaseki, "Mimar, mühendis, psikolog ve kültür sanat danışmanlarıyla çalıştık. 11 ana başlıkta 111 ciddi proje hazırladık. Ayrıca 25 ilçemizde, gerek merkez gerekse biraz daha kenarda kalan taşra ilçelerimizde 5 bine yakın projeyle sizlerin huzurundayız." ifadelerini kullandı.

Özhaseki, Ankara için aday olan diğer isimlerin projelerinin olmadığını, seçim kampanyası sürecinin bu yönüyle hayal ettiği gibi yürümediğini belirterek, proje üretmeyi "öz güven ve insanlara duyulan bir saygı olarak" nitelendirdi.

Özhaseki, "Özellikle CHP'nin adayı, 3'üncü dönemdir aday. Böyle projeler ondan çıktı mı? Hayır. Açıkça ilan ediyorum, Belediyeciliği de bilmiyor. Her konuştuğunda gaf yapıyor ve tuhaf tuhaf gülünecek işler söylüyor. Güler misiniz, ağlar mısınız? Ankara gibi bir başkente eğer adaysanız ve insanların huzuruna çıkıyorsanız, saygı duyacaksınız ve dersinize çalışacaksınız." diye konuştu.

- "ÇOK KİRLİ BİR İLİŞKİ VAR BURADA"

Cumhur İttifakı'nın neden kurulduğunu ve amaçlarının ne olduğunu anlattıklarını belirten Özhaseki, CHP ve İYİ Parti'nin HDP ile ittifak yapıldığını gizlediklerini kaydetti.

Özhaseki, CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ile ilgili "sahte senet" iddialarına değinerek, "O işten 600 bin dolar alacak senin ne maharetin var? Ne bu 600 bin dolarlık iş? Doğru dürüst cevap ver. Çok kirli bir ilişki var burada." dedi.

Mansur Yavaş'a yönelik eleştirilerini sürdüren Özhaseki, şöyle devam etti:

"600 bin dolar için avukatlık vekaletin neden yok? 'Yok' diyor. Niye sözleşme yapmadın? Arkasından mazerete bakın, 'Çok büyük vergi vardı' diyor. Allah seni ıslah etsin. Bu millet vergilerle ayakta duruyor. Sen 600 bin dolar üsten götürmeyi biliyorsun ama devlete vergi vermeden öyle mi? Yazıklar olsun sana. Arkası daha kötü geliyor. 'Ben mazlumum, mağdurum' diyor. Bu olayların hepsi sen aday olduktan sonra ortaya çıkmadı ki. Daha öncesinden beri var. Mazlumum diyorsun ama adama 1,5 sene boyunca tehdit ve şantaj mesajları göndermişsin."

- "BİR DİSİPLİN CEZASI DAHİ ALMADIM"

Siyasetle uğraşan kişilerin geçmişinin araştırılması gerektiğini anlatan Özhaseki, "25 yıllık kamu yöneticiliğim var. Bakanlık, başkanlık yaptım. Bir disiplin cezası dahi almadım çok şükür." diye konuştu.

Şeffaf belediyeciliğin Ankara'da hakim olacağını vurgulayan Mehmet Özhaseki, şunları söyledi:

"Belediye'nin bütçesi ne kadar, ihalelere kim giriyor, kim çıkıyor, bütün Ankaralı hemşehrilerimiz bilecek. İşimizi yaparken istişareyle iş yapacağız. Sizlere danışacağız ve çıkan neticeyi de istişare sonucunda ne çıkmışsa ona uyarak devam edeceğiz. İsrafsız belediye nasıl olur Allah'ın izniyle tüm Türkiye'ye göstereceğiz. Bu fakir kardeşiniz belediyeye oturduğumda, bütün makam araçlarını satmış birisiyim. Herkes hizmet aracına ya da kendi özel aracına binecek. Bunları uygulamış bir kardeşinizim."