BAŞBAKAN Yardımcısı Bekir Bozdağ, AK Parti’nin ‘Başkanlık Sistemi’ önerisini TBMM Uzlaşma Komisyonu’na iletilmek üzere Meclis Başkanlığı’na sunduklarını bildirdi. AK Parti Grup toplantısından önce soruları yanıtlayan Bozdağ, sistem tartışmalarını sona erdirerek, siyasal istikrarı ve güçlü bir iktidarı tesis eden, yasama ve yürütmeyi birbirinden tam ayrı ve birbirine karşı tam bağımsız kılan, yasamayı güçlendiren bir yapı, etkin bir denetim ve verimli bir denetim sağlayan yapının Başkanlık Sistemi’nde olduğunu söyledi. Türkiye’nin gelecek yıllarını tartışmalarla geçirmesi yerine başkanlık sistemine geçilmesini önerdiklerini anlatan Bozdağ, parlamenter sistemde vatandaşın sandığa giderken kim başbakan olacağını bilmeden oy verdiğini belirterek şöyle dedi: “Ama başkanlık sisteminde seçime giderken vatandaş kimin başkan olacağını, kimin ülkeyi yöneteceğini bilerek oy verir. Vatandaşı sandıkta sürpriz beklemez. Dolayısıyla seçimden sonra milletin iradesi dışında birinin ülkeyi yönetme ihtimali yoktur.”
CHP de önerilerinde Başkanlık Sistemi’ne karşı çıkarken, cumhurbaşkanını yeniden Meclis’in ve 367 oyla seçmesini istedi.
BDP demokratik özerklik önerdi
BDP, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu önerilerinde “Demokratik özerklik” istedi. BDP, Ankara’daki ‘Büyük Meclis’in yanı sıra 22 bölge parlamentosu önerdiği kataloğunda, bölge meclislerinden seçilerek Ankara’ya gönderilen milletvekili sayısının 600 olmasını önerdi. AK Parti’nin Başkanlık Sistemi önerisinin ana başlıkları şöyle:
Başkan hükümeti Meclis dışından kuracak
-Başkanın sorumluluğu Meclis’e karşı olmayacak. Halka karşı sorumlu olacak. Meclis bu anlamda denetleyemeyecek.
-Dengeyi korumak için denetleme yolu olacak. En önemli yollarında birisi bütçe olacak. Bütçeyi başkan hazırlayacak, yeni yılın bütçesini sunacak. Meclis bunu onaylayacak, gerekirse eksiltme ya da ilave yapacak.
-Parti genel başkanının devam edip etmemesine ilişkin anayasada hüküm olmayacak. Başkan yemin ederek görevine başlayacak. Başka bir ritüele gerek yok.
-Seçim dönemi 5 yıllık olacak. Başkan ikinci kez seçilebilecek.
-Türkiye milletvekilliği olmayacak. Herhangi bir baraj anayasada olmayacak.
-Milletvekili sayısı 550 olacak. Meclis’in görev süresi 5 yıl olacak. Bir tane Meclis olacak.
-Bakanlar atamayla gelecek. Meclis dışından olacak, milletvekili olmayacak.
-Başkanı düşürme mekanizması olmayacak. Halka karşı sorumlu olduğu için seçime kadar bekleyecek.
-Soruşturmayla erken seçimlere gidilmesini öngören empeachment mekanizması gelecek. Eğer başkan suç işlediyse bu sistem devreye girecek.
-Yüce divana benzer bir kurul olacak. Ayrıntıları anayasanın yürütme bölümünde düzenlenecek.
-Milletvekilleri Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden Meclis’te ileri sürdükleri düşüncelerden oturumdaki başkanlık divanının teklifi üzerinde Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan dolayı sorumlu tutulamayacak.
-Seçimden önce ve sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamayacak. Sorguya çekilemeyecek ve yargılanamayacak. Dokunulmazlıkla anayasanın 14.maddesindeki bağlantı kaldırılacak.
-Milletvekili andı değiştirilerek sade hale getirilecek.
-MGK olmayacak ama başkana bağlı yeni bir yapılanma olacak. Güvenlik danışmanları, içişleri bakanının bulunduğu gerekirse Genelkurmay Başkanı’nın da yeraldığı bir güvenlik kurumu olabilir. Ama bugünkü yapıda olduğu gibi asker, sivil bir yapı görüntüsü olmayacak.
-Hükümetin tasarısı olmayacak milletvekilleri teklif verebilecek.
Yurtdışındaki sahipsiz Türk çocukları Hıristiyanlaştırılıyor
BAŞBAKAN Yardımcısı Bozdağ, yurtdışında sahipsiz kalan 4 bin Türk çocuğunun, gençlik daireleri aracılığıyla Hıristiyan ailelere verildiğini belirterek “Bu çocuklar adeta Hıristiyanlaştırılıyor. Büyük bir dramla, büyük bir asimilasyonla karşı karşıyayız” dedi. Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda “Bu çocukların öncelikle Türk ailelerinin alması için teşvik ediyoruz. Eğer bu mümkün olmazsa ailenin, istediği bir aileye verilmesi için uğraşıyoruz. Bu yavrularımızı kurtarmak için neler yapabiliriz diye detaylı çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ilişkin kanunun, Alevi inancına sahip olanların kullandıkları bazı sıfatlar ile bazı hizmetleri yasakladığını vurgulayan Bozdağ, “Şimdi bu kanun üzerinde de tartışmak lazım” dedi. “Bu kanuna karşı hile-i şeriye yapmaktansa tartışmak lazım” diyen Bozdağ, “Bu kanunu değiştirme imkanı gözükmüyor. Çünkü devrim kanunu bu. Anayasa’nın 174. maddesine göre, bu kanun hükümleri anayasaya aykırı anlaşılamaz, yorumlanamaz” değerlendirmesinde bulundu.