25 Haziran 2025 Çarşamba / 29 ZilHicce 1446

'Batı’daki şatafatın altında gözyaşı var'

Başkan Erdoğan, Batı’nın böl, parçala yönet politikası ile Afrika ve Asya’yı sömürdüğünü vurguladı, “Batı’daki şatafatın altında Afrikalı ve Asyalı’nın alın teri, gözyaşı olduğu inkar edilemez bir gerçektir” dedi. 

24 Mayıs 2019 Cuma 07:00 - Güncelleme:
'Batı’daki şatafatın altında gözyaşı var'

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sergi Salonu’nda sağlık çalışanları ile iftarda bir araya geldi. Burada konuşan Erdoğan, önemli mesajlar verdi: 

İSLAM DÜNYASI: O kadar acı manzaralarla karşılaşıyoruz k tarif etmekte, anlamlandırmakta zorlanıyoruz. Bir sapkın çıkıp üzerine sardığı bombalarla bir ibadethaneyi içerisindeki masumlarla beraber havaya uçurabiliyor. Bir başkası o ülkede yaşayan milyonlarca Müslümanı töhmet altında bırakma pahasına kilisede dua eden insanları vahşice öldürebiliyor. İslam adına hareket ettiğini zanneden zavallılar, semalarından ezanların asırlardır eksilmediği İslam beldelerini işledikleri cinayetlerle kan ve gözyaşına boğabiliyor. Komşumuz Suriye’de olduğu gibi, diktatörler sırf iktidarlarını korumak adına hiçbir kural, ahlak tanımadan kendi ülkelerini devasa bir enkaz yığınına çevirebiliyorlar. Gönül coğrafyamızın dört bir yanına baktığımızda maalesef barışa, sükûnete, huzura aç bir İslam dünyası görüyoruz. 

DRAMDAN SORUMLULAR: Hiç şüphesiz bu kötü tablonun failleri bellidir. Bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli gören karanlık zihniyetin elbette coğrafyamızda yaşanan tüm dramlarda rolü vardır. Menfaatlerine kul köle olan tufeylilerin gerilimi körükledikleri, böl, parçala, yönet politikası ile bölgemizi sömürdükleri bir hakikattir. Batı başkentlerinin şatafatlı görüntüsünün altında yüz milyonlarca Afrikalı ve Asyalının alın teri, gözyaşı olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Ancak yüreklerimizi dağlayan, ramazan sevincimize gölge düşüren bu sahnenin müsebbibi sadece işgalciler, sadece emperyalist güçler değildir. 

VEBALİ BİZE AİT: Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hüküm süren dramların tek sorumlusu çıkarlarının peşinde koşanlar da değildir. Açıkça söylemek gerekirse İslam aleminin iç karartıcı durumunun vebali öncelikle, bize aittir, Müslümanlara aittir. İmsak ile birlikte oruç ibadetine başlayanlar, günde 5 kez aynı kıbleye yönelenler, aynı yaratıcıya, aynı mukaddes kitaba inananlar, şayet kalkıp birbirlerine silah doğrultabiliyorsa, birbirlerini hunharca katledebiliyorsa burada yanlış giden başka şeyler var demektir. Kendi iç muhasebemizi, kendi iç sorgulamamızı yapmadan başkalarından insaflı olmalarını bekleyemeyiz. Bin 400 yıllık kardeşliğimize önce biz sahip çıkmazsak, kardeşlik hukukunu önce biz yüceltmezsek unutmayalım ki, bunu başkaları bizim adımıza yapmayacaktır. Biz problemlerimizin üzerine cesaretle gitmezsek kimse bizim için elini tayın altına koymayacaktır. 

SAĞLIK TURİZMİ: Sağlık turizminde Türkiye’yi bölgesel çekim merkezi haline dönüştü. Yıllık 550 bin yabancı hasta rakamına ulaşmış durumdayız. Bu sayı her geçen gün daha da artıyor. Bir de güven var. Türk doktoruna, buradaki hizmete batılı güveniyor. Bizim hemşirelerimiz, doktorlarımız hastasına karşı gururlu, kibirli değil. Batı’dan Helga da Corç da buraya geliyor. Hasta şefkat ister, burada o da var. Doktorlarımızın kalitesi de ortada. Burası bir sağlık havzası haline inşallah geliyor. Ülkemiz bütçesinde bir kara deliğe dönüşen ilaç ve tıbbi cihaz meselesinde de yerli üretimi teşvik ediyoruz. Hastalarımızı mağdur etmeden, kaliteden ödün vermeden yerli ilaç ve tıbbi cihaz sanayimizi inşallah güçlendireceğiz. Türkiye’yi sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayan değil, aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerin ilaç ve tıbbi cihaz taleplerine cevap veren bir ülke konumuna getireceğiz. 

30 bin sağlık çalışanı alacağız

Son 17 yılda ülkemizdeki mevcut hastanelerin büyük bölümünü yeniden yaparak hastane sayısının in 536’ya çıkarttık. Hastanelerimizin yatak sayısını iki katı artırarak 238 bine çıkarttık. MR cihazı sayısını 58’den 892’ye, tomografi cihazı sayısını 323’ten bin 216’ya, diyaliz makinesi sayısını 4 bin 900’den 17 bin 330’a yükselterek teşhiş ve tedavi imkanlarını genişlettik. Ambulans sayımızı bugün tamamı yeni olmak üzere 618’den 5 bin 148’e ulaştırdık. Burada bir müjdeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Bakanım da güldüğüne göre anladı meseleyi demek ki, herhalde hazırlığı da vardır. Bu yıl içinde 29 bin 689 yeni sağlık çalışanını kamuda istihdam etmek için süreci başlattık. Yani yaklaşık 30 bin. İlk etapta 12 bin sağlık personelinin alımını gerçekleştireceğiz. Şimdiden hayırlı olsun.