Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Ödülleri Töreni’ndeki konuşmasında kritik mesajlar verdi. Erdoğan Türkiye’yi geleceğe çok güçlü taşıyacak her türlü birikimin milli hazinede bulunduğuna işaret etti. Erdoğan, “Uzun zamandır bu hazinenin kapağını açıp istifade edemiyoruz. Erdoğan, İslam coğrafyasının son dönemde büyük oyunun malzemesi yapıldığına dikkati çekerek, “Kaynakları sömürülmüş, toprakları parçalanmış, sınırları petrol, altın, elmas ve çıkar hesapları üzerinden yeniden çizilmiştir. 1’inci Dünya Savaşı sonrası inşa edilen, 2’nci Dünya Savaşı sonrasında ise tahkim edilen yeni küresel sistem, İslam alemini adeta çeperlere itmiştir. Bu yeni sistemde Müslümanlara ne kendi gelecekleri ne insanlığın ortak meseleleri hakkında söz söyleme hakkı tanınmamıştır” diye konuştu. Toplam 1,7 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir tane bile daimi üyesinin bulunmamasını, bu çarpıklığın bir sonucu olarak nitelendiren Erdoğan, şunları söyledi:
DÜNYA 5’TEN BÜYÜK
“Onun için ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ diyorum. Dünyadaki dağılımı da bu 5 ülkenin adil değil. Ne kıtalar ne inançlar ne etnisiteler noktasında. Dudaklarının arasından çıkan bir cevap her şeyi bitiriyor. 194 üye var, 5 daimi üye, yanına da 15 geçici üye sıkıştırmışlar, onunla dünyayı aldatıyorlar. 15 geçici üyenin hiçbir kıymeti harbiyesi var mı, yok. Elini kaldır, indir. Herhangi bir değeri yok. Her şey o 5 daimi üyenin içinde bir üye, o bir üye bile bunu tıkayabiliyor. Bu, hani adalet üstüne kurulmuştu, dünyadaki adaleti sağlamak üzere kurulmuştu. Kesinlikle böyle bir şey yok. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de Birleşmiş Milletler’de de adalet diye bir şey beklemeyin, aramayın. Yok böyle bir şey.
ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
Bugün İslam dünyasının gelir dağılımından adalete, diplomasiden, demokrasiye, ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar birçok alanda sorunlarla boğuştuğunu anlatan Erdoğan, kendi ülkesinin bekasını, küresel silah tüccarlarına haraç ödeyerek sağlamaya çalışan devletlere rastladıklarına işaret etti. Dışa bağımlılığın İslam dünyasının en acı gerçeği olduğunu vurgulayan Erdoğan adeta bir “öğrenilmiş çaresizlik” sendromuyla karşı karşıya olduklarını ifade etti. Başkan Erdoğan, bu durumun değişeceğine yürekten inandığını vurgulayarak, “Bunu sizlerle beraber yapacağız” dedi.
Başkan Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank TÜBİTAK ve TÜBA ödüllerini sahiplerine takdim etti. Program sonrasında ödül alanlarla hatıra fotoğrafı çektirildi. Erdoğan’a, Teknoloji Bakanı Varank tarafından “Bilim Teknik Dergisi”nin ilk sayısı ile Nusretname ve “16. yüzyıl Osmanlı Ulema Defterleri” isimli kitaplar hediye edildi.
İkna odasından bilim merkezlerine
Başkan Erdoğan, bir dönem darbecilerin, cuntacıların, vesayet güçlerinin adeta eşik bekçisi gibi görünen üniversitelerin, ilk defa bu dönemde bilim üretim merkezleri olduğunu belirtti. “Kapısına ikna odalarının kurulduğu bir üniversite atmosferinden ne bilim ne alim ne de dünya çapında araştırmacılar çıkar” diyen Erdoğan, öğrencilerin yetişmesiyle, eğitimiyle değil başörtüsüyle, sakalıyla, kılık kıyafetiyle uğraşan bir üniversitenin ne ülkeye ne de millete bir faydası olacağını söyledi.
O ÜNİVERSİTELER TARİH OLDU
Erdoğan, üniversiteleri, kültür hayatını çölleştiren, bilimin gelişmesine engel olan o yasakçı, hizipçi, fanatik, cilası iyi ama içi kof zihniyetin cenderesinden kurtarmak için büyük çaba harcandığını belirtti. Erdoğan, “Uzun yıllar öğrenci olaylarıyla yasaklarla ikna odalarıyla kimi örgütlerin baskılarıyla anılan üniversiteler, artık tarih oldu. Atılan adımlar sayesinde üniversitelerimiz, gerçek anlamda bilim ve akademik çalışma yapabilecekleri imkanlara kavuştu” diye konuştu.
ÖZGÜRLÜK ORTAMI VAR
Bugün üniversitelerde teröre bulaşmadığı, şiddeti kutsamadığı sürece her türlü fikrin, eleştirinin yapılabildiği bilimsel araştırmalara her türlü desteğin verildiği bir özgürlük ortamının tesis edildiğini ifade eden Erdoğan, 16 yıllık dönemde bilim insanlarının sunduğu 20 bin 155 projeye 10 milyar liranın üzerinde akademik araştırma, geliştirme katkısı verildiğini anlattı. Erdoğan “Hedefimiz Türkiye’yi kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için çekim merkezi haline getirmektir” dedi. Türkiye’nin hemen hemen her yerinde kurulan Ar-Ge ve tasarım merkezleri teknoparklarının somut örnekler olduğunu dile getiren Erdoğan, bin 384 Ar-Ge ve tasarım merkeziyle 81 teknoparkın bulunduğunu, bunların sayılarının artırılmaya devam edileceğini bildirdi.
Milli yazılım ‘Ahtapot’ siber saldırıyı önledi
Başkan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Artık fiziki güvenliğinizi siber güvenlikle dijital sanayiyle yerli yazılımla yapay zekayla tahkim etmiyorsanız kendi kendinizi kandırıyorsunuz demektir. Hudutlarımızın korunmasına gösterdiğimiz hassasiyeti ülkemizin ürettiği verilerin korunmasına aynen göstermek durumundayız. Bugün siber saldırılar ve açıklar, devletin güvenliği ile kişi mahremiyetini ihlal eden en büyük tehditlerdendir. Geliştirdiğimiz ‘Ahtapot’ yazılımı, bir kuvvet komutanlığımızın karargahına yapılan siber saldırıyı başarıyla engelledi ve gerçekleşecek bir NATO tatbikatına dahil edildi. Türkiye artık bilimsel araştırmalarda sınır tanımıyor. Uzaydan kutuplara kadar her noktada çalışmalar yürütüyoruz. İki hafta önce 20 yıllık bir hayali gerçekleştirip Uzay Ajansı’nı kurduk. Böylece ülkemizi uzay araştırmaları ve teknolojisinde süper lige taşıyacak tarihi bir adım attık.”
BAĞIMLILIK GÖMLEĞİ YIRTILDI
Bilim ve teknolojide kayda değer bir sıçrama yapmak için çok çalışılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, savunma sektöründe gösterilen başarının yazılım, finans, sağlık, enerji ve diğer kritik teknoloji alanlarında da yakalayıp ekonomik bağımsızlığın perçinlenmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan “Türkiye son 16 yıldaki hamleleriyle, asırlardır kendisine ve medeniyetine giydirilmeye çalışılan bağımlılık gömleğini parçalamıştır” dedi.