BİRLEŞMİŞ MİLLETLER’DE VETO ENGELİNİ AŞACAK YENİ BİR MODEL ÖNERDİ
AK PARTİ’NİN 4. Olağan Kongresi’nde açıkladığı 63 maddelik yol haritasının son maddesindeki “Kuvvetlinin haklı olduğu tezine dayalı uluslararası sistemi sorgulamaya devam eden bir ülke” vurgusu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Birleşmiş Milletler’e yönelik eleştirilerinde kendini gösterdi. BM’nin güçlülerin egemen olduğu yapısını eleştiren Davutoğlu, yeni bir sistem önerdi. Davutoğlu, BM Sistemi nedeniyle uluslararası toplumun Suriye konusunda gereken adımları atamadığına dikkat çekerek, BM sisteminin “Genel Kurulu’nun büyük çoğunlukla kabul ettiği kararların Güvenlik Konseyi’nde veto edilemeyeceği” bir şekilde değişmesini istedi.
Bu yapı adımları engelliyor
Kiev’de Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Büyükelçiler Konferansı’na katılan Davutoğlu, Kiev yolunda geçen hafta BM Genel Kurulu’nun New York’taki toplantılarında ortaya çıkan durumu anlattı. BM’de ikili bir yapı ortaya çıktığını ifade eden Davutoğlu, “Bu yapı nedeniyle uluslararası toplum maalesef atması gereken adımları atmıyor ve her gecikme daha fazla ölüme neden oluyor. Rejim kendini güvende hissediyor. BM’nin bir karar alamayacağı intibası bile rejime şu ana dek sürdürdüğü politikayı devam ettirme imkanı veriyor. Ayrıca bölgesel olarak İran desteğini alması da takviye ediyor” dedi.
BM barış ve istikrar üretemez
Ortaya çıkan tablo nedeniyle BM’de herkeste bir suçluluk duygusu ya da birşey yapamamış olmanın getirdiği bir psikolojik hava olduğunu anlatan Davutoğlu, “umarım bu konuda ilerleme sağlanabilir. BM sisteminin, uluslararası toplumun bu derece acz içinde kalmasını, sistemi tartışmaya açan büyük bir zaaf olarak görüyorum” diye konuştu Birleşmiş Millletler Genel Kurulu (BMGK) daimi üyelerinden birinin dahi kararları veto ettiği sistemin kabul edilebilir olmadığını söyleyen Davutoğlu, Suriye’deki durumdan en çok etkilenen komşu ülkelerin hiçbirinin BMGK içinde olmadığına işaret etti. Dışişleri Bakanı, “Böyle bir genel kurul yapılanmasının nasıl barış ve istikrar üreteceğini anlamak mümkün değil. Bu bizi karamsarlığa sevkediyor” ifadesini kullandı. Güçlünün haklı olduğu tezinin ahlaken tartışmalı olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Buna başkaldırmış bir şekilde söylüyorum. Güçlü ile haklı arasında böyle bir ilişkiye karşıyız” dedi.
En güçlü 5 üye değişti
BMGK’nde veto hakkı olan 5 daimi üyenin en güçlü 5 ülkeyi temsil ettiğini söylenin de artık zor olduğuna dikkat çeken Davutoğlu şöyle konuştu: “O zaman öyle bir yapı kurulsun ki BM Genel Kurulu’nda belli oyu alan kararlar GK’nde veto edilemesin. Diyelim üçte iki ya da beşte üç. Bu uluslararası toplumun vicdanını yansıtır. 192 üyeli genel Kurul’da güç ve hak dengesi yönlendirilemez. Öyle olsa (ABD’nin tek başına veto ettiği) Filistin devleti tanınmıştı. (Rusya ve Çin’in vetosu nedeniyle yaşanan) Suriye konusundaki atalet ortadan kalkmış olurdu. Veto olağanüstü durumlarda kullanılsın. Daimi üye kavramını yok edip uzun dönemli üye kavramı getirilebilir. Genel Kurulca seçilen belli ülkeler daha uzun süre görev alabilir.”
Bu anlayışı yıkmamız lazım
BMGK’nin 10 gündem maddesinin en az 8’inin Türkiye ile doğrudan, geri kalan ikisinin de dolaylı ilgili olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, böyle bir ortamda Türkiye’nin 20 yılda 50 yılda bir Güvenlik Konseyi üyesi olmasının tuhaflığını vurguladı. Bu nedenle 6 yıl aradan sonra yeniden GK üyeliğine aday olduklarını söyleyen Davutoğlu “Herkes şaşırdı. Ancak bu anlayışı yıkmak için bunu yaptık. Ortadoğu,Irak, Körfez, Kafkaslar, Balkanlarla uğraşan biz, ama göstermelik üye olacağız. Bu sürdürülebilir değil”dedi.
Ne kararsızız ne de doğu ile batının savaş alanı
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kiev’de Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç ile Başkanlık Sarayı’nda bir araya geldi. Davutoğlu, Kiev’de tarihin Avrasya’daki akışının hissedildiğini belirterek, “Kiev tıpkı İstanbul’a benziyor. Kiev’i anlamadan Avrasya tarihini anlayamazsınız. İstanbul’u anlayamayan da Balkanlar’ın, Ortadoğu’nun, Avrupa’nın tarihini anlayamaz” dedi. Bazılarının Ukrayna’yı doğu ile batı arasındaki savaş alanı, Türkiye’yi de kararsız ülke olarak tanımladığını hatırlatan Davutoğlu, “Biz doğu ile batıyı Avrupa ile Asya’yı şekillendirecek merkezi, önemli ülkeleriz” dedi.
EL ARABİYA HABERİNİ CİDDİYE ALMADIK
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, El Arabiya Televizyonu’nun ‘Türk pilotları Suriye öldürüp denize attı’ iddiasını değerlendirirken geçmişte de uçağın nasıl düşürüldüğüne dair spekülasyon yapıldığını ama uçağın füze ile düşürüldüğünün kesinleştiğini anımsatarak, özetle şunları söyledi: “Yöntem olarak uzman kuruluşlarımızın çalışmaları tamamlanıncaya dek bu tür haberlerden uzak durmak lazım. Son haber de bir dalgalanma getirdi. Ancak bu haber Genelkurmay Başkanlığı’nın, adli tıpın, adalet bakanlığının yaptığı çalışmalar neticesinde ortaya çıkan durum ortada. Bizim ciddiye dahi almadığımız bir niteliği var haberin. Nihayet şehitlerimizin nasıl öldüğü ortada. Dışarıda öldürülmüş olsa kurşun izi olması lazım, diyelim ki boğularak öldürüldü, o derinliğe indirilmesi, konulması.. Bunlar karşılığı olan şeyler değil. Doküman diye takdim edilen şey konusunda yaptığımız araştırmada da belgenin Suriye’nin genel yazışma usulüne, hitaplara bakıldığında otantik olmadığı izlenimine vardık. Önemli olan hikayenin kendisi.. Temeli yok..”