CHP başörtüsüne yasak için Danıştay’a dava açtı

Kamuda başörtüsü yasağını kaldıran Kılık Kıyafet Yönetmeliği değişikliğinin iptali için CHP Danıştay’ın yolunu tuttu. Danıştay’a başvuran CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Kur’an ayetlerini de yeniden yorumladı. Tanal’ın 7 sayfalık dilekçesinde “parti kapatma” vurgusu sık sık geçti. CHP’li 32 milletvekili ise andımızın kanun kapsamına alınması için teklif verdi.

7’nci günde 7 sayfalık dilekçe

Demokratikleşme Paketi’yle açıklanan ve 4 Ekim tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ndeki değişiklikle başörtülülerin kamu kurumlarında çalışmalarının önü açıldı. CHP değişikliği 7. gününde 7 sayfalık bir dilekçeyle Danıştay’a götürdü ve iptalini istedi.

Sure ve ayetleri tefsir etti!

Dilekçesinde Ahzap Suresi 59. ayet ve Nur Suresi 31. ayete atıfta bulunan Tanal, Kur’anı Kerim’e  göre başörtüsünün yetmeyeceğini kadınların çarşafa girmesi gerektiğini ileri sürerek tefsir yaptı. Tanal baş ve boynun örtünmesi şeklindeki başörtüsünün ise ev içi örtünme olduğunu ve Müslüman kadınların dışarıda böyle gezemeyecekleri dolayısıyla dinen de çalışmalarının uygun olmadığını belirterek fıkıh yorumlarına da girdi.

Çarşafa girilmesi gerekir...

CHP’li vekil Tanal dilekçesinde konuyu şöyle dile getirdi: “Sırf dinin emrettiği kurallara uygun yaşanması ve devlet yönetimi ile, Kur-an’ı Kerim’in Ahzap Suresi’nin 59. Ayetinin sözüne sadık kalınmak isteniyorsa, sadece baş ve boyunlarının değil iffetli ve kötü yoldaki kadınların ayırt edilebilmesi için kadınların tamamen çarşafa bürünmesi gerekecektir. Baş ve boynun örtülmesi Nur suresi 31. Ayetine göre ev içi örtünmedir.”

Delili kapatma kararları

Mahmut Tanal, başörtüsü yönetmeliğinin iptal edilmesi için hukuki delil olarak ise parti kapatmaları gösterdi. Erbakan tarafından kurulan Milli Nizam ve Milli Selamet Partileri ile  Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin kapatılmasını başörtüsüne bağlayan Tanal, uzun uzun bu partilerin kapatılma nedenlerini sıraladı.

Bütün partiler kapatılmıştır

CHP’li Tanal, 28 Şubat sürecindekine benzer geçmişte yapılan açıklamalardan da alıntılar yaptı: “‘Başörtüsü namusumuzdur namusumuzu çiğnetmeyiz. Eğer başörtüsü siyasi simge ise çıplaklık da fahişelik simgisedir’ sloganları altında seçim propagandaları yapmışlardır. Bu tür eylemlere karşı Anayasa Mahkemesi laiklik ilkesini çiğnetmemiş ve söz konusu partilerin tamamen kapatılmasına karar vermiştir.”

Başörtülü işe gelmek baskı

Tanal’ın maddeler halinde saydığı gerekçelerden dikkat çeken bir diğeri ise başörtüyle işe gelenlerin diğerlerini baskı altına alacağı iddiası. Tanal bu iddiasını şöyle dile getirdi: “Dinî amaçlı örtünmeye imkân tanıyan bir düzenleme, benimsenen dinî inançların, kıyafetler simge olarak kullanılmak suretiyle açığa vurulmasına yol açar.

Ayrışmaya neden olur iddiası

Bu da inanan- inanmayan, örtünen - örtünmeyen, Müslüman olan - olmayan gibi ayrışmalara; farklı dinden olanların hatta aynı dine farklı ölçülerde bağlı bulunanların, birbirleri üzerinde etki ve baskı kurmalarına ve çatışmalara neden olabilir. Kişiler, toplumsal baskı altında, dinin gereği olduğu iddia edilen bazı giysileri giymeye kendilerini mecbur hissedebilir veya bu giysileri giymedikleri için giyenler tarafından kınanabilir.”

ANDIMIZ’IN YENİDEN OKUNMASI İÇİN MECLİS’E YASA TEKLİFİ VERİLDİ

Başörtüsüne iptal isteyen CHP, andımızın da yasal güvenceye kavuşturulması için harekete geçti. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, öğrenci andının Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alması ve yeniden okunması için teklif verdi. CHP’li Altay ve 32 milletvekili tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun teklifi, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngörüyor. Teklife göre, hergün dersler başlamadan önce öğretmenler gözetiminde öğrenci andı okunacak, ancak yabancı uyruklu öğrencilerin andı söyleme zorunluluğu olmayacak. Gerekçede, şu ifadelere yer verildi: “Fikri yapıları ve düşünce sistemini taşımamanın gerekçesini ilkokul çocuklarının okuduğu öğrenci andından alma gibi basit intikam anlayışının eğitim sistemi üzerinden test edilmesi, kamusal sorumluluk taşıyan kişilere yakışmamaktadır.

Demokrasi için yararlı olur

23 Nisan 1933 tarihinden bu yana her sabah okul bahçelerinde okunan öğrenci andının ilköğretim kurumları yönetmeliğinden çıkarılması iktidarlara bundan sonra bu tür konularda daima takdir hakkı verecektir. Konunun kanunla düzenlenmesi ve bu tür toplumsal uzlaşı gerektiren kararlarda parlamentonun onayının olması demokratik sistemimiz için yararlı olacaktır.”