20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstikametlerini iyice kaybettiler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın bölünmesi anlamına gelen referandumu sert sözlerle eleştirdi, Barzani’nin ısrarcı tavrına “Birileri istikametini iyice kaybediyor” diyerek tepki gösterdi.

NUH ALBAYRAK23 Eylül 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstikametlerini iyice kaybettiler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM 72. Genel Kurulu kapsamında bulunduğu ABD’nin New York kentinde temaslarını tamamladıktan sonra kendisine eşlik eden gazetecilerin sorularını cevapladı. New York “ara vermeden adeta nefes almadan” 20’ye yakın ikili görüşme gerçekleştirdiği anlatan Erdoğan öne çıkan konuların Irak ve Suriye olduğunu söyledi. ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde Suriye ve Irak’ın yanı sıra kendilerinin FETÖ meselesini, onların da Türkiye’de tutuklu papaz meselesini gündeme getirdiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi: 

VAKTİ ZAMANI GELDİĞİNDE 

“FETÖ’nün başıyla ilgili olarak, ABD makamlarına 85 koli belge bilgi verdik. Kendisi ABD’de yargı ve benzeri bir sürecin içinde de değil. Ama buna rağmen bize vermiyorlar. Halbuki isteseler, bunu kişisel tasarruflarıyla rahatlıkla Türkiye’ye gönderebilirler. Ama nedense buna yanaşmıyorlar. Bunlar düşündürücüdür. Vakti zamanı geldiğinde ne düşündüğümüzü çok daha açık ortaya koyarız.”

Türk Amerikan ile Amerika Müslüman temsilcileriyle yapılan toplantının önemine işaret eden Erdoğan, Arakan konusunda dünyanın hala sessiz olduğunu söyledi. Erdoğan, Arakan ile yapılan toplantılara katılımın çok olmasına rağmen “görünürde henüz ciddi bir şeyin yine olmadığını” ifade etti. 

ARAKANLILAR’A ADA TAHSİSİ 

Bangladeş’in bir adayı Arakanlılar’a tahsis etmekten bahsettiğini de anlatan Erdoğan Kızılay, AFAD’ın bu adayı incelemesi gerektiğini  kaydetti. Erdoğan Barzani referandumu konusunda ABD’nin de Türkiye ile aynı düşündüğünü belirterek “İran ile görüşmemiz çok önemli. İran’ın kararı bizimle örtüşüyor. Geleceğe yönelik bazı yaptırımlar konusunda İran ile adımları atmamız lazım ki geri adım atılmasın” dedi. Erdoğan’ın sorulara verdiği cevaplar şöyle: 

- ABD’nin Barzani konusunda birlikte hareket etmesi ancak PKK/PYD konusunda farklı hareket etmesiyle ilgili Trump’ın size bir izahı oldu mu?

 Bu konuyla ilgili bizim söylediklerimize karşı herhangi bir olumsuz bir yaklaşım sergilemedi. TIR’ların gönderilmesiyle ilgili bir şey söyleyemiyor. Seri numaraları falan bu konulara da girdiğimizde oraları da savunamıyor. Onun dışında mesela Trump bana S-400 konusunu açma gereği hissetmedi. Bu bizim kararlı duruşumuzun önemini gösteriyor. ABD’liler benzer bir şeyi bize sunabilme noktasında değillerse bize bir şey diyemezler. Mesela (Cumhurbaşkanlığı korumalarına alınacak silahlar) Sig Sauer’i verme hususunda kongreden onay çıkmamışsa bizim elbette bekleyecek halimiz yok. Biz o işi kendi yerli silahlarımızla da o işi görürüz. Atmaca ile Sarsılmaz ile işimizi görürüz. Öbürü marka, bizimki henüz marka değil. Ama bizimki de kullanmaya başladıktan sonra marka olur. 

- Trump ile görüşmeniz ne kadar sürdü? Başka hangi konuları görüştünüz?

Görüşmemiz yaklaşık 45 dakika sürdü. Ağırlıklı olarak Irak ve Suriye’yi konuştuk. Onun dışında Rıza Zarrab, İzmir’de tutuklu olan papaz gibi konular da görüşüldü. Ayrıca 16 Mayıs’ta geldiğimizde korumalarla ilgili konu vardı. Bunları tekrar gündeme getirdik. Adalet Bakanlığımız  tüm bu konuların takibini yapıcak.

-S-400 konusunu Trump gündeme getirmediğine göre konuyu kabullenmiş görünüyorlar. Putin’le bir araya geldiğinizde bu anlaşma kesinliğe bağlanacak mı?

Şu anda anlaşmamız tamam. O noktada bir sıkıntı yok. Bizzat Putin ile biz aramızda konuştuk.

- Balistik füze olayı vardı bir de?

Balistik olayı S-400’lerden çok önce konuşulan bir konuydu. Balistik konusunda da biz yine ABD’ye güvendik. Ama onlar o konuda da yine maalesef aynı tavır gelince biz bunu uykuya aldık. Balistik olayı, Başbakanlık dönemimdeki bir hadiseydi.

- Ana muhalefetin başının ziyaretinizle ilgili bir yorumu oldu. Kimseyle yan yana fotoğraf veremeyeceğinizi ileri sürdü. 

(Gülerek) Ey ahali duyduk duymadık demeyin. Duyanlar duymayanlara, görenler görmeyenlere anlatsın. Burada kimlerle görüştüğümüz, kimlerle bir araya geldiğimiz, kimlerle görüştüğümüz, fotoğraflarıyla, videolarıyla basında yer almışken, o tür şeyler söylenebilmesi gerçekten gülünç. 

- Türkiye’nin Barzani ile ilişkileri iyiydi, nasıl oldu da neredeyse kopma noktasına geldi? 

Barzani bu hale getirdi. Memurlarına maaş ödeyemez hale geldiklerinde onlara biz yardımcı olduk. Başbakanlığım dönemiydi, 2 milyar dolar kredi verdik ki maaş ödesinler. Fakat bunlar kadir kıymet bilmiyorlar. Yoksa bizim onlarla alıp veremediğimiz bir şey yok. Ne ABD ne Rusya bizim gibi yardım etmedi.

- Referandumun yapılmaması konusunda bu kadar uyarı gelmesine rağmen, Barzani neye güvenerek böyle hareket edebiliyor? Türkiye bu konuda ne yapacak?

Cuma ve Cumartesi’yi izleyelim. O günler çok önemli.

- Sınırlarımızı kapatabilir miyiz?

Atılacak adımlar, yapacağımız değerlendirme neticesinde belirlenecek. Kararlarımızı açıkladıktan sonra ne olacağını görmüş oluruz. Ama o topraklar sadece Kürtlere ait değil. Orada Türkmeni var, Arabı var. Dolayısıyla birilerinin orada sadece kendileri varmış gibi hareket etmeleri son derece yanlış. İşin tarihi boyutuna girersek işler değişir. Orada Türkmenlerin parti merkezini ateşe tuttular. Birilerinin giderek istikametlerini iyice kaybettiklerini görüyoruz.

- Referanduma en güçlü destek İsrail’den...

İsrail’in bu tavrını doğru bulmuyoruz. 

Bunu New York’ta görüştüğüm Yahudi kuruluşlarının temsilcilerine de anlattım. İsrail’in ilişkileri menfi yönde etkileyecek tavırlardan uzak durması lazım. 

EĞİTİM REFORMUNU ŞU AN YAŞIYORUZ

- Amerikalı Türkler FETÖ’nün diaspora oluşturduğunu ve finansal olarak da eski güçlerine kavuşmak üzere olduğunu söylediler...

Ben bu tür bir şeye ihtimal vermiyorum. Olabileceğine de inanmıyorum. Çünkü bunların elindeki güç etnik milliyetçiliğe bağlı bir güç değil diğerleri gibi. Her yerde kan kaybediyorlar. Hele hele mahkumiyetler başladığı zaman bunların durumu çok daha farklı olacak. Mahkumiyet kararlarından sonra onlar düşünecek. Bu konu diğerlerinin durumuna benzemez. Diğer taraftan da tabii Türkiye’de barınma imkanlarının olamayacağız çok net ortada. Önemli olan bizim millet olarak kararlı duruşumuzu ortaya koymamızdır.

- FETÖ’nün elebaşını bize iade etmemek için hangi bahaneyi kullanıyorlar? Bir de TEOG ile birlikte LYS’nin de kaldırılması gündemde mi?

Bizim eğitim öğretimde çok ciddi bir dönüşüme girmemiz lazım. Bunların hiç biri bizim geçmişimizde olan sistemler değil. Sonradan siyasi yaklaşımlarla eğitim öğretimin içerisine girmiş sistemler. Ben YÖK ile de bu konuyu görüştüm. Milli Eğitim ile de. Başbakan ile de bu konuda mutabık kaldık. En kısa zamanda gereken adımlar atılacak. FETÖ’nün elebaşıyla ilgili olarak biz, talebimizi bir kez daha tekrarladık. 400 dönümlük arazide beyler gibi yaşıyor. Kendilerine belgeleri bilgileri de gönderdik. Bahane üretilmeksizin, bize iade edilmesi lazım. 

- Gülen’in görüşlerinin dinle de bağdaşmadığını söyleyenler var...

Mensupları ne diyorlar? ‘O bize şahdamarımızdan daha yakın’ diyorlar. Ayet-i kerime çok açık ve net oysa. Sadece Rabbimizdir bize şahdamarımızdan daha yakın olan. Sorduğunuz konuyla alakalı Diyanet’in bir çalışması var. O çalışma, bu adamı İslam’ın içerisinde tutan hiçbir şey kalmadığını açıkça gösteriyor.

- Kapsamlı bir eğitim reformunu ne zaman tartışabiliriz? 

Şu anda tartışmıyoruz, yaşıyoruz. Mesela TEOG, ben o açıklamayı yapmamış olsam hala ülkenin gündeminde kalacaktı. Baktım ki bu işe yeterince kulak asılmıyor. En iyisi açıklama yaparak gündeme taşıyayım istedim bunu. Çünkü ailelerin hali ortada. Çocuklar bindirilmiş kıta. TEOG ne kazandırıyor bize? Sadece, stres stres stres... Masraf masraf masraf.. O sistem, paraların genelde o namussuzlara (FETÖ’ye) akmasını sağlıyordu. Bu nedenle dersaneleri kapattık, biz devlet olarak haftasonlarına takviye kursları koyduk. Çocuklarına kurs isteyen göndersin kurslara. İnat etmenin hiç bir anlamı yok. Sen devlet olarak çocuklarını yetiştiremiyorsan bir yerde suç bizimdir. Bunu aşmamız lazım. Ortayı düz ortaokulda okudun, buradan fen lisesine gidecek. Kendisine en yakın yere gidecek. Fazla müracaat varsa lise kendi imtihanını yapar. 

- ETÜT merkezleri kalkacak mı?

ETÜT merkezlerini kalktı diye biliyorum. Milli Eğitim’e talimatı verilmişti bunun. Takviye kursları var onların yerine. 

- 28 Şubat çok konuşuldu, ama pek bir ilerleme kaydedilmedi sanki, ne dersiniz?

 Şu anda 28 Şubat ile ilgili yargının belirli bir hazırlığı var. Onu biliyorum. Çalışma nereye varır tabii onu yargıda göreceğiz.

Silahlı salon teröristleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantısında provokasyon yapan 5 PKK/YPG’li serbest bırakıldı.  Kasım Mollaoğlu, Lucas Chapman, Robert Amos, Ateş Hüseyin ve Nicholas Johnson  isimli salon teröristlerinden Chapman’ın PYD üniforması ve silahla fotoğrafı ortaya çıktı. 

WASHıNGTON’DAN SABIKALI 

Provokatörlerden Kasım Mollaoğlu’nun, Mayıs ayında Erdoğan’ın Washington’ı ziyaretinde büyükelçilik rezidansı önündeki izinsiz gösteride Alp Kenan Dereci adlı Türk vatandaşını başından megafonla yaralayan kişi olduğu da ortaya çıktı. 

ERDOĞAN, 5 GÜNLÜK NEW YORK MESAiSiNi DEĞERLENDiRDi 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta temaslarını tamamladıktan sonra kendisine eşlik eden gazetecilere görüşmeleri hakkında bilgi verdi.  BM Genel Kurulu’nda, Arakan toplantısında, TÜRKEN Vakfı’nda ve Türk Amerikan ve Amerikalı Müslüman toplantısında konuşan Erdoğan, EastWest Enstitüsü’nün evsahipliğinde Boeing, Citigroup, Metlife, GE, PepsiCo, Allergan, Cargill, Chevron, UBS, Blackstone, TPI, Oppenheimer, Abraaj, Coca Cola, General Atlantic ve Qinvest gibi şirketlerin CEO’larıyla da bir araya geldi.