19 Haziran 2025 Perşembe / 23 ZilHicce 1446

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sonuç ne çıkarsa çıksın bizim için bir kıymeti yok

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakereleri için Avrupa Parlamentosu'nda yapılacak oylamaya sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Yarın AP'de bir toplantı olacak ve Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri için oylama yapacaklarmış. Peşinen ifade etmek isterim ki şu anda buradan söylüyorum. Tüm dünyaya sesleniyorum. Sonuç ne çıkarsa çıksın bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur' dedi.

23 Kasım 2016 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı'nın açılış oturumunda konuştu.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
 
GÖZLERİN PARA HIRSIYLA KÖRLEŞTİĞİ BİR DÜNYADA
 
Bugün İstanbul'da dini, mezhebi, etnik kimliği ne olursa olsun milyonlarca mazluma bir nebze olsun umut vermek üzere toplanmış bulunuyoruz. Kalplerin nasırlaştığı, gözlerin kâr ve para hırsıyla körleştiği bir dünyada paylaşarak hep birlikte kazanmanın mümkün olduğunu göstermek için buradayız. Meselelerimizi gönlümüz ile dilimiz arasına perde koymadan konuşmak için buradayız. Bu ulvi niyetle gerçekletirdiğimiz toplantımızı Rabbimin bereketlendirmesini niyaz ediyorum. Fikirleri, eleştirileri, teklifleriyle toplantımıza katkı sunacak tüm kardeşlerime, tüm misafirlerimize de şimdiden teşekkür e diyorum. Dünya özellikle de içinde yer aldığımız bölge uzun bir süredir siyasi, sosyal, ekonomik buhranlarla boğuşuyor. Küresel sistemdeki fay hatlarının hareketlendiği, kırılmaların, sarsıntıların, hatta Suriye, Irak, Libya, Yemen'de olduğu gibi devletleri altüst eden büyük  depremlerin yaşandığı bir dünyadan geçiyoruz.
 
BİZE DERS VERENLER O ÇOCUKLARA SAHİP ÇIKAMADI
 
Müslümanlar olarak adeta dünyanın yükünü bizler omuzumuzda taşıyoruz. Filistinli çocuklar, Arakanlı yetimler meselelerin acı sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda bırakılıyor. Aklımızın alamayacağı, vicdanlarımızın asla kabul edemeyeceği hadiseleri, vahşetleri televizyon ekranlarından gördükçe kahroluyorum. Hemen yanıbaşımızda Halep'teki sivillere hizmet veren son hastane rejim ve destekçileri tarafından enkaza çevrildi. Akdeniz'in karanlık suları açlıktan, fakirlikten, sefaletten kaçarken boğulan 5 bin mazluma mezar oldu. Suriye'deki savaşın Avrupa'ya göçe zorladığı 10 bin kayıp çocuğun nerede, kimin elinde olduğu bilinmiyor. Bize her fırsatta insan hakları, demokrasi, özgürlük dersi verenler kendilerine sığınan çocuklara sahip çıkmaktan acizler.
 

15 TEMMUZ'DA MİLLETİN SİLAHLARINI MİLLETE ÇEVİRDİLER

Atalarımız "Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez" derler. Sıkıntıda olan, dara düşen ve kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz. Onlara en zor anlarında muhakkak yardım eder. Asrın ordusunu yok eden Ebabil kuşlarının minik kuşlarıydı. Hz. Muhammed'i mağarada koruyan bir örümcek ağıydı. Çanakkale'de milletimiz imanı vardı. Siyasi hayatımızın en zor dönemlerinde Allah'ın inayetini, rahmetini herzaman yanımızda hissettik. Bunun en son örneği 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızdır. O gece neler yaşadığımızı, nasıl badire atlattığını eminim hepiniz duydunuz, gayet iyi biliyorsunuz. O gece silahlı kuvvetlerimizin içine sızmış bir avuç terörist, Pensilvanya'daki elebaşlarından aldıkları emirle, silahlarını bizzat o silahların sahibine, millete çevirdiler. F-16, tank, top ve tüm silahlarla milletin iradesini gasp ederek meşru hükümeti devirmeye çalıştılar.
 

BİR DEVLET BAŞKANI DOSTUM DEDİ: BOMBA KALEME GİRMİŞ

O gece 248 vatandaşımız şehit oldu. Benim milletim şehadete yürüdü. Rabbimin vaadine yürüdü. Karaçi'den, Mogadişu'ya, Endonezya'dan Avrupa'ya kadar dünyanın her köşesinde milyonlarca müslüman tıpkı 100 yıl önce Çanakkale'de oluduğu gibi bizler için dua etti, gözyaşı döktü, meydanlara yürüdü. Manevi desteğiniz FETÖ ile mücadelemizde icraata dönüştüğünü görmekten memnunum. Oybirliği ile FETÖ terör örgütü ilan edildi. Çad, Gine, Pakistan, Gabo, Türk Cumhuriyetleri'nde kadirşinaslığımıza ve kardeşliğimize yaraşır kararlar aldılar. FETÖ ve kendini Mehdi olduğu hezeyanına kapılan Pensilvanya'daki elebaşı sızdıkları tüm ülkeler için büyük bir tehdittir. Bu örgüt bulundukları ülkelerde o ülkenin yöneticilerin çocuklarını kendi okullarında okutuyor. Unutmayın bu çocukların hepsi yarın o ülkenin, o devletin üst makamlarında görev alacaklar. Belli yerlere gelecekler, hatta gelmeye başladılar. Bir devlet başkanı dostum şunu söyledi: "Benim özel kalemime kadar girmişler. Bunu bilmiyordum, siz söyledikten sonra haberim oldu". Bomba kaleme girmiş. Oradan takip ediyor.
 

SİZİN GÖSTERDİĞİNİZ KARDEŞLİĞİ BATI GÖSTERMİYOR 

Biz yaşadığımız bu darbeyi size anlatmak zorundayız. 40 yıldan bu yana askerimize, polisimize, yargımıza sızdılar. Bu grup günümüzün Neohaşhaşileridir. Eğitim, hizmet, diyaloğu kaldırdığımızda ne göreceksiniz biliyor musunuz; riya, sapkınlık, kin, kandır. Nasıl DEAŞ, PKK, Boko Haram, Eşşebab ile mücadele ediyorsak FETÖ ile aynı şekilde mücadele etmeliyiz. Türkiye olarak Maarif Vakfı, Yunus Emre Vakfı, TİKA ile beraber devlet kurumlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız vasıtasıyla sizlere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Kardeşin halinden yine kardeş anlar. Maalesef sizelerin sergilediği dayanışmanın onda birini pekçok Batılı kurum ve kuruluş göstermiyor. Büyük bedel ödeyen milletimiz Batı tarafından haksız suçlamalara neden oluyor. Adeta cezalandırmaya çalışılıyor. Bu çifte standartlılık ve ikiyüzlülük devam ediyor. 
 
BU OYLAMANIN BİZİM İÇİN KIYMET-İ HARBİYESİ YOKTUR
 
Yarın Avrupa Parlamentosu'nda bizim üyeliğimiz ile ilgili oylama yapacaklar. Tüm dünyaya sesleniyorum, sonuç ne çıkarsa çıksın, bu oylamanın bizim nezdimizde hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. 15 Temmuz gecesi demokrasi ve istiklali için canlarını koymuş bir milletin iradesini hiçbir terazi tartamaz. Bu ülkenin istikbal ve istiklal mücadelesi orada ellerin havaya kalkıp inmesiyle kesintiye uğrayacak değildir. Bu millet tatlı su demokratı olmadığını, onuruna sahip çıkmak için gerekirse canını feda edebileceğini 15 Temmuz gecesi  tüm dünyaya ilan etmiştir. Bu oylamanın siyasi bir bağlayıcılığı olmasa da benim hazmetmem mümkün değildir. Avrupa Parlamentosu'nun böyle bir oylamaya tevessül etmesi dahi terör örgütüne kol kanat gerdiğini, onların yannında saf tuttuğunun örneğidir.
 
GELİN ARTIK KENDİ GELECEĞİMİZİ KENDİMİZ BELİRLEYELİM
 
Vaadlerin hiçbiri gerçekleşmedi, verilen sözler yerine gelmedi. Diyorum ki, tavrımızı ortak belirleyelim. Artık biz sömürülen ülkeler olmaktan çıkalım. Afrika'dan altınları, kıymetli madenleri, petrolleri nasıl çıkarıp aldıkları kendileri anlatıyor. Gelin artık burada kendi geleceğimizi kendimiz belirleyelim. En son Amerikan kongresinin 11 Eylül terör saldırısında aldığı kararı biliyorsunuz değil mi? O terörist Suudi Arabistan'dan çıktı dediler. Herkes Suudi Arabistan'a dava açtı. Her ülkeden terörist çıkabilir, böyle bir mantık olabilir mi? Bütün kararlar çifte standardın bir yansımasıdır. Müslümanlara yönelik önyargılar, ırkçı saldırılar, ötekileştirmeler her geçen gün artıyor. Hemen her gün Müslümana ait dernek, mescit veya işyeri Avrupa'da saldırıya uğruyor. Camilerimizi yakıyorlar, Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırıyorlar.
 
BUNLAR KİME DİKTATÖR DİYORSA TAM TERSİNİ DÜŞÜNÜYORUM
 
Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak bunları pervasızlıkları daha da artacaktır. Biz sessiz kalırsak Batılı ülkeler için El Kaide, Deaş gibi terör örgütleri kötü ama şu an onlara zarar vermeyen PKK, PYD, YPG, FETÖ, DHKP/C gibi yapılar onlara iyi olmaya devam edecek. Eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı sürdüreceklerdir. Eğer bunlar birilerine diktatör mi diyor orada tam tersini düşünüyorum. Bizim ecdadımız da böyle  düşünüyordu. ABD'de seçimi Trump kazandı. Trump'a diktatör demeye başladılar. Avrupa'da sokaklara döküldüler. Hani demokrasi sandık değil mi? Sandıktan çıkan neticeye niye saygı duymuyorsunuz? Trump çıktı, saygı duyun. Bize de geliyorlar diyorlar ki, "Bak Trump Müslümanların aleyhine konuştu". Siyasette bu tür şeylere alışığız. Bugün böyle konuşur, sonra bu yanlış düzeltilir. Bu oyuna gelmememiz lazım.
 
TEŞKİLATIN KADIN FORUMU OLUŞTURMASINI ÖNEMSİYORUM
 
32. İSEDAK toplantısının ekonomik meselelerin tartışılması açısından da son derece önemli olduğuna inanıyorum. Zirvede İslam coğrafyasının sorunlarını etraflıca istişare ettik. İnşallah zirvede aldığımız kararların hayata geçirilmesi için her türlü gayreti göstereceğiz. İstanbul'da faaliyete göçmesi kararlaştırılan Polis İşbirliği Koordinasyon Merkezi için çalışmalara başladık. Kadından Sorumlu Bakanlarımız iştirakleriyle gerçekleştirilen Kadın Forumu da teşkilat tarihinde bir ilki teşkil etti. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın böyle bir Kadın Forumu'nun oluşturulmasını cidden çok çok önemsiyorum. Tüm bu çalışmalara kadın elinin, kadın zihninin değmesinin çok çok faydalı olduğuna inanıyorum.
 
TEŞKİLAT İÇİ TİCARET HACMİMİZ YÜZDE 25 OLMALIDIR
 
2012 yılında kabil edilen İSEDAK stratejisi bu çatı altında 1984 yılından beri kesintisiz süre gelen ekonomik ve ticari işbirliği faaliyetlerimize yeni bir ivme kazandırdı. Strateji başarılı bir şekilde işliyor. Sektörel çalışma grupları stratejide öngörülen işbirliği alanlarında üye ülke uzmanlarını biraraya getirerek, devletlerimiz arasında bilgi ve tecrübe paylaşımına katkıda bulunacaklardır. 2015 yılında 347 milyarlık ticaret hacmine ulaşmış bulunuyoruz. Yeni eylem programında önümüzdeki 10 yıl içinde teşkilat içi ticarette yüzde 6 oranında bir artış hedefleniyor. Bunun mütevazı bir hedef olduğunu düşünüyorum. Atacağımız adımlarla teşkilat içi ticaret oranını abartılı olmasın diye yüzde 25 olarak daha uygun olacağını düşünüyorum.