19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Davutoğlu'ndan 'Yeni Osmanlıcılık' iddialarına sert tepki!

DIŞİŞLERİ Bakanı Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'Yeni Osmanlıcılık' iddialarına sert tepki gösterip, 'Avrupa sınırları kaldırıp bütünleşirken, yeni kutsal Roma-Germen İmparatorluğu olmuyor da, niçin biz 100 sene önce bir arada yaşayan halklar bir araya gelsin derken, suçlanarak yeni Osmanlıcılık ilan ediliyoruz. Onlar ne derse desin. Bütün şehirlerimiz kendi hinterlandlarıyla buluşarak güçlenecektir' dedi.

AA15 Mart 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Davutoğlu'ndan 'Yeni Osmanlıcılık' iddialarına sert tepki!
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i makamında ziyaret eden Davutoğlu, "Hükümetin güçlü bir iradesi var, 2005'te Başbakan'ın konuşmasında söylediği bu mesajlar hak demokrasi mesajları taptazedir hala. Bahar geldimi cemre düşer havaya suya, muhabet cemresi de izmir, Ankara ve Diyarbakır'a düştü. Buradaki Diyarbakırlı kardeşlerimizin bu şekilde algıladığını görüyorum"dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile birlikte bugün Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret etti. Valilik makamında yapılan görüşmede Vali Toprak Davutoğlu'na, Davutoğlu ise Toprak'a ziyaret anısına hediyeler verdi. Davutoğlu daha sonra Dicle Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ayşegül Jale Saraç'ı makamında ziyaret etti.

KUZUYA SÜT VERDİ

Konferansa katılmak üzere Üniversite Konferans Salonu'na geçen Davutoğlu, salon girişinde kendisini bekleyen halk oyunları ekibinin arasına girerek bir süre halay çekti. Salonda Veterinerlik Fakültesi'nce kurulan standları gezen Davutoğlu, burada yavru bir kuzuya biberonla süt verdi. Davutoğlu, Üniversite öğrencilerinin açtığı ebru sergisini de gezdikten sonra konferansın yapılacağı salona girdi.

SALONDA SIKI GÜVENLİK

Salonda alkışlarla karşılanan Bakan Davutoğlu, eşi Sara Davutoğlu ile birlikte Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çok Dilli Müzik Topluluğu'nca seslendirilen Türkçe, Kürtçe ve Zazaca şarkıları dinledi. Davutoğlu'nun katılacağı 'Büyük restorasyon: "Kadimden Küreselleşmeye Yeni Siyaset Anlayışımız' konulu konferans öncesi salonda geniş güvenlik önlemleri alındı. Salona giren izleyicilerin tamamı aranırken, kadınların çantasında bulunan kozmetik malzemelerin de içeri girişine izin verilmedi. Davutoğlu'nun konuşması sırasında da salonda şemsiyeli korumalar görev yaptı.

"ÜLKEMİZ KENDİ İÇİNDE BÜYÜK BİR RESTORASYON ÇABASI İÇİNDE"

Müzik dinletisinin ardından yaklaşık bir saat süren konuşmasına başlayan Davutoğlu, insanlık tarihinin en büyük dönüşümlerinin, en büyük krizlerinin yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade etti. Bütün insanlığın arayış içinde olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "İnsanlık ve bölgemiz büyük bir restorasyon ihtiyacı içinde ve bu büyük restorasyonların merkezindeki ülkemiz kendi içinde büyük bir restorasyon çabası içinde" dedi.

"HİÇ BİR RENK, DİL, KÜLTÜREL UNSUR DIŞLANMAYACAK."

Bu restorasyonun kökeninde insanlığın kadim birikimini tekrar keşfetme ihtiyacının olduğunu belirten Davutoğlu, "İnsanlık birikimi bağlamında ve bir Nizam-ı Alem olarak insanlığa adelet dağıtmak üzere kurduğumuz siyasal sistemlerin bütün temelinde kadim değerlerimiz yatar. Biz o değerleri baştan anlamak, keşfetmek zorundayız. Bizim şehirlerimiz hiç bir zaman tek boyutlu, tek kültürlü, tek dilli olmadı. Arzu ettiğimiz restorasyonda bütün bu renkler olacak. Hiç bir renk, hiç bir dil, hiç bir kültürel unsur dışlanmayacak" diye konuştu.

"KADİM KİMLİKLERİMİZİ UNUTTURMAYA ÇALIŞTILAR"

Diyarbakır'da bulunan Ulu Cami'de Mescid-i Aksa'nın kokusunu hissettiğini belirten Davutoğlu şöyle devam etti:


"Her şeyimizi kaybedebiliriz, kazanabiliriz, kaybettiğimizi yeniden inşa edebiliriz. Ama ne olur aşkımızı kaybetmeyelim. Gönülden gönüle konuşmamızı kaybetmeyelim. Bütün bu kimlikler geçicidir. Baki olan Ben-i Adem olmaktır. İnsanlığa adalet götürmek üzere yola çıkan herkes, rengine, ırkına, diline bakmaksızın bu kadim milletin bir parçasıdır ve ebediyen parçası olacaktır. Modernite döneminde yeni değişen kimliklerle, kadim kimliklerimizi unutturmaya çalıştılar. Hep parçalamaya gayret ettiler. Dar kalıplar içinde siyasetimizi, anlayışımızı, dünyamızı daraltmaya çalıştılar. Bugün siyaset anlayışımız bu şekilde açılan parantezi kapatmak ve kadimden bütün insanlığa hitap edecek olan bir küreselleşme sürecine geçerken, kadimin değerlerinden hareketle, yeni bir siyaset anlayışını önce ülkemize, sonra bölgemize, sonra bütün dünyaya yaymaktır."

"İNSAN ONURUNU KORUMAYAN HİÇBİR SİYASET KALICI OLAMAZ"

Bu hedefe ulaşmak için üç ayaklı büyük bir restorasyona ihtiyaç olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Birincisi iç restorasyondur. Ülkemizin kendi içinde yaşayacağı restorasyon. Önce zihniyetlerin, psikolojilerin inşa edilmesi lazım. Bu psikolojiler üzerinde geçmiş korkuların, dürtülerin, dışlanmışlıkların, tahkir edilmelerin aşılıp, yeni bir ahlakın, tevazunun, karşılıklı saygının, aşkın ve muhabbetin egemen kılınması lazım. Son 10 yıl içinde yapmak istediğimiz şey, bunun tekrar keşfedilmesi. İnsan onurunu korumayan hiçbir siyaset kalıcı olamaz. İç restorasyonumuzun temel meselesi budur. Kadim medeniyette bir kez özne olmuş toplumlar bir daha nesneleştirilemezler"dedi.

"BAŞBAKANIMIZIN 2005'TE DİYARBAKIR'DA YAPTIĞI KONUŞMA"

Geçmişte tarihdaşlık olma niteliğinen zayıflatıldığını belirten Davutoğlu şöyle devam etti:


"Avrupa milliyetlerini feodaliteden çıkarıp küçük ünitelerle daha büyük ulus devletlere dönüştüren ulusçuluk, asırlarca beraber yaşamış olan Balkan, Ortadoğu, Kafkas, Orta Asya halklarını birbirinden koparacak şekilde yorumlandı. Kadim birlikteliğimizi tarihdaşlık olarak görüyoruz. Dış politikamızın esasında da bu var. Kim ne derse desin. Nerede bir tarihdaşımız varsa, o aynı zamanda dış politikamızın ana unsurudur. Bunu tanımlarken hiç bir zaman Türk'ü Kürt'ten, Arnavut'u Boşnak'tan ayırt edemeyiz. Başbakan'ımızın 2005'te Diyarbakır'da yaptığı konuşma işte bu tarihdaşlığa dair atılan bir tohumdur. O günden bu yana bu tohum serpildi. İnşallah öyle bir esenlikle hepimizin altında buluşacağı bir çınar oluşturacak ki; bu ortak tarihdaşlık paydası ile bir çok paydaş kavim o çınar altında kendilerine bir mekan bulacaktır. Burada yapılması gereken tarihdaşlıkla çağdaş bir devletin vatandaşlığı arasında doğrudan bir irtibat kurmaktır. Vatandaşlık bir hukuktur. Hangi kökenden gelirse gelsin eşit olarak bundan istifade etmesidir."

"DEVLETİN ŞEFKATİ YOKSA ZALİMLEŞİR"

Demokratikleşme ilkesinin özgürlük ile güvenlik arasında yeni bir denge bulma konusu olduğunu belirten Ahmet Davutoğlu, bu iki ihtiyaç karşılanmazsa insanoğlunun onurunu ikame etmesinin mümkün olamayacağını söyledi.


"Her şey unutulur, özgürlük unutulmaz" diyen Davutoğlu, AK parti iktidarlarıyla başlayan demokratikleşme sürecinde demokrasi ve güvenlik arasında yeni bir denge kurulmasıyla restorasyonun temelini attıklarını belirtti. Davutoğlu, "Devlet hem kudretli, hem şefkatli olmak zorundadır. Şefkatli olup kudretli olmayan devlet acizdir. Bir devletin kudreti var, şefkati yoksa zalimleşir, tiranlaşır. Bizim yeni siyaset anlayışımızın esası budur. Devletimiz şefkatli ve kudretli olacak. Onurlu olmak için kudretli olacak. İnsanlara yardım etmek için şefkatli olacak" dedi.

"SINIRIN DUVAR OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Konuşmasında ekonomik restorasyondan da söz eden Davutoğlu, bunun Türkiye'nin kendi iç siyasi sınırlarının dışını da kapsayan bir restorasyon olduğunu söyledi. Cumhuriyetin 100'ncü yılı ile ilgili bir hedef koyduklarını ifade eden Davutoğlu, "Dünyanın 10 ekonomisi arasında girmek istiyoruz. Diğer 9 ülkenin hepsi kıta ölçekli ülkeler. Peki biz nasıl bunlarla yarışacağız? Sınırlara saygı göstereceğiz, ama çevremizdeki hiç bir sınırın duvar olmasına izin vermeyeceğiz. Onun için vizeleri kaldırma politikası izliyoruz. Eski siyaset anlayışı vatandaşı kontrol etmek ve bir yerde tutmaya dayalıydı. Çünkü insanına güvenmiyordu. Ekonomik restorasyonumuzun temeli budur. Bunu söylediğimiz zaman bize 'Yeni Osmanlıcılık' diyorlar. Amaçları Balkanlar ve Ortadoğu'daki insanları bize kışkırtmaktır. Bütün Avrupa sınırları kaldırıp bütünleşirken, yeni kutsal Roma - Germen İmparatorluğu olmuyor da, niçin biz 100 sene önce bir arada yaşayan halklar biraraya gelsin derken suçlanarak yeni Osmanlıcılık olarak ilan ediliyoruz? Onlar ne derse desin. Bütün şehirlerimiz kendi hinterlandlarıyla buluşarak, güçlenecektir" dedi.

YENİ BİR BÖLGESEL DÜZEN ARAYIŞINDAYIZ

Yeni bir siyaset anlayışıyla bütün bariyerlerin ortadan kaldırılacağını belirten Davutoğlu, "Ya da küçük parçalara ayırmaya çalışacaklar. Artık bu parantez kapanmalıdır. Önce Saykostiko haritalarıyla, sonra sömürge yönetimleriyle sonra suni çizilmiş haritalar üzerinde ortaya çıkan ve her biri diğerini suçlayan ulusçuluk ideolojilerine dayalı devlet anlayışlarıyla gelecek inşa edilemez. Saykostiko'nun bize çizdiği o kalıbı kıracağız. Libya'da olaylar başladığında 25 bin vatandaşımız ardı. Onların çatışan taraflar arasında kalmasını istemeyiz. Türk ve Araplar arasına tekrar kan girdi denmesini hiç istemeyiz. Bütün dünyanın takdirle karşıladığı tahliye başladı. Libya'dan 25 bin vatandaşımızı getirdik. Devlet olmak budur. Bundan 12 yıl önce deprem olduğunda ülkenin Başbakanı Adapazarı'na gidemedi. Biz etnik ayrım, din, mezhep ayrımı gözetmeden bütün Balkanlar yeni ve geniş bir halka haline gelsin istiyoruz. Parantezi kapatmaktan kasttettiğim kadim birliktelikleri inşa etmek, o kadim birliktelikten yeni bir siyaset anlayışı ortaya çıkarmak ve büyük restorasyonda öncü rol üstlenmek. Onun için yeni bir bölgesel düzen arayışı içindeyiz. Ortak güvenliğe, kültürel etkileşime ve ortak kader bilincine bağlı. Sadece Türkiye içinde değil, bütün bu bölgelerde yeni bir ortak kader bilinci oluşturacağız. Bu kader birliği içinde kadimden gelen o değerlerle birlikte yeni bir siyaset kuracağız. İşte o gün geldiğinde bütün insanlığa işaret saçacak fikirlerin, değerlerin öncüsü olacağız."

BAYDEMİR'İ ZİYARET ETTİ

Diyarbakır'da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile birlikte Ulucamiİ'nde de kıldığı Cuma namazından sonra esnafı ziyaret etti. Ziyarette bir kitapçıda Davutoğlu'na Kürtçe sözlük hediye edildi. Davutoğlu, "İnşallah bir dahaki gelişimde ben sizinle Kürtçe konuşurum" diye karşılık verdi.

Bakanlar daha sonra Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Bakan Davutoğlu ve Eker'i başkanlık girişindeki bahçede bir demet nergiz ile karşılayan Belediye Başkanı Osman Baydemir, nergiz çiçeklerinin nevruzun müjdecisi olduğunu belirterek, Bakan Davutoğluna verdi.

"UMARIM BARIŞLA SONUÇLANIR"

Başkanlık makamında bakanların ziyaret ettiği Başkan Baydemir, Diyarbakır'ın 33 medeniyete ev sahipliği yaptığını, yaşamın hiç aksamadan devam ettiğini ve farklı ininç ve etnik yapıları barındıran bir kent olduğunu söyledi. Baydemir, yakın gelecekte el ve yürek birliği ile ortak vicdan ile inşaasına başlanan barış sürecinden söz ederek, şöyle dedi:


"Umarım barış ile sonuçlanır. Gelişinizi çok değerli buluyoruz. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çok sorunlar yaşandı. Ülkenin Doğu-Batı yakası ile Kuzey- Güney yakası arasında algı farklılığı yüzünden ayrışmalar yaşandı. İnşallah bu kez mahçup olmayacağız. Barışı armağan edeceğiz. Gelecek nesillere çatışma ve kavgayı değil, barışı miras bırakacağız. Hak, eşitlik, adalet ile birlikte yaşamak için yeni bir sayfa açma imkanı bulacağız. Birlikte Diyarbakır-Ankara arasında Diyarbakır-İzmir arasında kurulacak barış köprüleri sadece bunlarla sınırlı kalmaz, Ankara-Maahabat arasında Bağdat- Hewler arasında kurulacak köprüler, Ortadoğuda barışın zeminini hazırlar. İnşallah bu kez mahçup olmayacağız, bu kez barışı armağan edeceğiz."

DAVUTOĞLU: ARAMIZA FİTNE, FESAT SOKANLARA FIRSAT VERMEYELİM

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise, Diyarbakır'da gerçekten hafızasından silinmeyecek bir gün yaşadığını belirterek, çözüm süreci ile ilgili konuştu. Davutoğlu, "Hükümetin güçlü bir iradesi var, 2005'te Başbakan'ın konuşmasında söylediği bu mesajlar hak demokrasi mesajları tap tazedir hala. Bahar geldimi cemre düşer havaya suya, muhabet cemresi de izmir, Ankara ve Diyarbakır'a düştü. Buradaki Diyarbakırlı kardeşlerimizin bu şekilde algıladığını görüyorum" dedi.

Daha önce bir Diyarbakır gezisinide anlatan Davutoğlu, "Camide terledim, tam elimi cebime atıp mendili çıkaracak iken arkadan bir kişi bana mendilini uzatıp, 'Yeni aldım kullanmadım' dedi. Ben de, 'Keşke terini silseydin, terimiz bir birine karışırdı' dedim. Biz terlerimizi ve acılarımızı bir birine karıştırmalıyız. Aramıza fitne fesat sokmak isteyenlere fırsat verilmemeliyiz" diye konuştu.

Konuşmalardan sonra Başkan Baydemir, Bakan Davutoğlu'na gezinin anısına Diyarbakır'daki surlar, kilise ve caminin figürü bulunan bir çini tabak ile Türkçe Kürtçe Diyarbakır gezisi kitaplarını armağan etti. Bakan Davutoğlu ise, kendisinin yazdığın, 'Stretejik Derinlik' kitabını imzalayarak Baydemir'e hediye etti.