12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Demek halkımız Huzur’a muhtaç

101. baskıyı yapan, Huzur Sokağı kitabının yazarı “İslami hayatın ne kadar huzur verici bir şey olduğunu anlatmak istedim. Demek ki halkımız buna bu kadar muhtaç. O kadar çok ihtiyaç var ki, herkes ona koşuyor” dedi.

SEDA ÇAKMAK / İSTANBUL15 Kasım 2012 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Demek halkımız Huzur’a muhtaç

HUZUR SOKAĞI’NIN YAZARI ŞULE YÜKSEL ŞENLER STAR’A KONUŞTU

HUZUR Sokağı adlı romanı dizi ve tiyatroya uyarlanan, özgürlük mücadelesiyle Müslüman kadınların idolü haline gelen Şule Yüksel Şenler, eserinin bu kadar rağbet görmesinin nedeninin “insanların huzura olan ihtiyacı” olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın “Eğer bugün inanç özgürlüğü belli standartlara ulaşmışsa, kuşkusuz Şule Hanım’ın mücadelesinin bunda katkısı vardır” dediği Şenler, STAR’a konuştu. 

Çok mutlu oldum ve şaşırdım

Bugün 101. baskısına ulaşan ‘Huzur Sokağı’ adlı roman, 1970 yılında başrolünü İzzet Günay ve Türkan Şoray’ın oynadığı Birleşen Yollar adlı film ile beyaz perdeye aktarıldı. Daha sonra özel bir televizyon kanalında diziye uyarlanan roman, son olarak tiyatro oyunu olarak sahneye kondu. 74 yaşındaki yazar, romanının bu kadar çok ilgi görmesinden dolayı mutlu olduğunu anlatırken bir yandan da çok şaşırdığını ifade etti. Huzur Sokağı’nı yazarken kendi hayatından esinlendiğini kaydeden Şenler, karakterlerin zamanla oluştuğunu belirterek, “Romandaki Bilal karakteri ağabeyimdir. Feyza da benden çok iz taşır. Fakat Şule dergisi kapandı. Ben de hikayeyi romanlaştırdım” dedi.

Amacım huzuru dünya yaymaktı

Romanın bugüne kadar taşınması ve bu kadar büyük ilgi görmesine çok şaşırdığını ifade eden Şenler, duygularını şöyle dile getirdi: “Benim kadar mutlu bir insan tasavvur edemiyorum. Üç çeyrek asır yaşamış bu aciz, bugünleri gördüğü için Rabbine şükrediyor. 40 sene evvel yazılmış bir roman. Benim hidayetimden önceki hayatım ve sonraki hayatım için çok duygulanarak yazdığım bir roman. Huzur Sokağı’nı yazmamdaki gaye İslami ahlakın o sokağa verdiği huzurun, sadece mahalleye, şehre ya da ülkeye değil, bütün dünyaya yayılmasını sağlamaktı. Bütün dünyanın aynı şekilde bu değerlerle yaşantılarını sürdürmesini istedim.

Hidayetlere vesile eyle diye dua ettim

Romanı yazarken dua ettim. Bütün bir insanlığı kucaklarcasına dualarda bulundum. ‘Yarabbi bu eseri inşallah geniş kitlelere duyur. Hidayetlere vesile eyle’ dedim. Rabbim dualarımı kabul buyurdu. 74 yaşında olan bu aciz, onca yıldan sonra öbür tarafa yüzünü dönmüşken, hiç reklâmı yapılmadan, sağcı solcu demeden bütün milletin okuduğu bir roman yazarı oldu. Roman dillerde dolaşan bir klasik haline geldi. İlla bir roman değil de romanın içindeki karakterlerin özellikleri ve İslami hayatın ne kadar huzur verici bir şey olduğunu anlatmak istedim. Demek ki halkımız buna bu kadar muhtaç. O kadar çok ihtiyaç var ki, solcusu sağcısı inanan inanmayan herkes ona koşuyor. Bu son derece onur verici birşey. Rabbimizin bu güzel neticeyi vermesinden dolayı ona teşekkür ediyorum.”

Erdoğan ile Emine Hanımı tanıştıran isim

Kıbrıslı bir ailenin çocuğu olan Şule Yüksel Şenler 1938 yılında Kayseri’de dünyaya geldi. İlk öyküleri dergi ve gazetelerde yayımlanan Şenler’in hayatı ağabeyi Özer Şenler’in, Said-i Nursi’nin derslerine katılmasıyla değişti. Ağabeyinin tavsiyesi üzerine yaşam tarzını değiştirerek Risale-i Nur sohbetlerine katılan Şenler bir müddet sonra tesettüre girdi. Şenler, sinemada izlediği aktrisin baş bağlama tarzını beğenerek yeni bir başörtüsü bağlama modeli ortaya çıkardı. Genç kızlar başlarını onun gibi kapatmaya başladı. Papa’nın ziyaretiyle ilgili “Ağlayın ey kardeşlerim ağlayın” başlıklı yazısından dolayı 9 ay hapis yattı. “İdealist Hanımlar Derneği”ni kurdu. Derneğe gelen genç kızlar arasında, Emine Gülbaran (Erdoğan) da vardı. Recep Tayyip Erdoğan ile Emine Erdoğan’ın evliliklerinde vesile olan isim de Şule Yüksel Şenler’di.