2010 yılından beri TBMM Nüfus Kalkınma Grubu Başkanlığı ve Avrupa Parlamenterler Forumu’nun da başkan yardımcılığını yapan AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, nüfus artış hızı ve yaşam süresine ilişkin Türkiye’yi bekleyen tehlikeye dikkat çekti. Türkiye’deki doğurganlık hızının, 2017’de ‘altın oran (ikame seviyesi)’ olan 2.1’de olduğunu, 2018’de 2.01 ve şimdi de 1.97’ye gerilemiş vaziyette olduğunu vurgulayarak, “Doğurganlık hızı düşüyor. Bu, yaşlanan nüfus artıyor, doğan nüfus azalıyor demektir. Bir süre sonra yaşlanan nüfusun artması, Avrupa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin şu an karşı kaşıya kaldığı risklere Türkiye’nin de gebe olduğunun en önemli göstergesi. 2080 yılından sonra Türkiye’deki nüfus artışının duracağı ve ondan sonra o ivmenin aşağıya doğru, azalmaya doğru döneceğini biliyoruz” dedi. “Sağlıkta kat ettiğimiz yol, tüm dünyanın örnek gösterdiği, parmakla gösterdiği bir alan” diyen Çalık’ın, bundan sonraki yıllara ilişkin uyarıları oldu: Doğum öncesi bakım hizmeti alan kadın oranı 2002’de yüzde 70’ken, şu anda yüzde 100’e varan oranda kadın, hamilelik esnasında bakım hizmeti alıyor. Yüzde 99.9. Tamamen ücretsiz. Sağlık kuruluşlarında gerçekleştirilen doğum oranımız da 2002’de yüzde 74 iken, şu anda yüzde 99’u hastane şartlarında doğum yapıyor. Bu da anne bebek ölüm oranlarının azalmasına vesile oluyor.
NÜFUS ARTIŞI İÇİN TEŞVİK GEREKECEK
Türkiye’nin daha önce nüfus artış hızı yüzde 4.3 iken, şimdi 1.4’lere geriletmiş vaziyetteyiz. Nüfus artış hızı bu durumda giderse, ilerleyen günlerde nüfus artışını hızlandırmak için teşvikler vermemiz gerekir. Doğurganlık hızımız her geçen gün düşmekte. Dünyadaki doğurganlık hızı altın oran denen 2.1’dir. Bizde geçen sene doğurganlık hızı tam altın oran olan 2.1’deydi. 2018’de 2.01, şimdi 1.97’ye gerilemiş vaziyette. Doğurganlık hızı düşüyor. Bu, yaşlanan nüfus artıyor, doğan nüfus azalıyor demektir. Bir süre sonra yaşlanan nüfusun artması, Avrupa, ABD, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin şu an karşı kaşıya kaldığı risklere Türkiye’nin de gebe olduğunun en önemli göstergesi. 2080 yılından sonra Türkiye’deki nüfus artışının duracağı ve ondan sonra o ivmenin aşağıya doğru, azalmaya doğru döneceğini biliyoruz. Bu vesileyle biz diyoruz ki, sayın Cumhurbaşkanımızın ‘en az 3 çocuk’ demesinin sebebi de budur. Bu, muhafazakar bir liderin söylediği cümle değildir. Özellikle bilimsel verilere dayandığının altını mutlaka çizmemiz gerekir. Türkiye’nin de nüfus artış hızı maalesef azalmakta.
2080’DE YAŞLANAN NÜFUS
Bu nüfus artış hızı ve bu doğurganlık hızıyla biz gidersek Türkiye’nin 2080’e kalmaz nüfus artış hızı da çok ciddi manada düşer ve yaşlanan bir nüfus oluruz. Şu anda dünya nüfusun yüzde 10’u yaşlı nüfus ise o ülkeyi yaşlı nüfusa sahip ülke diye tarif eder. Türkiye’nin yaşlı nüfus oranı yüzde 8’di. Şimdi bu sene yüzde 8.8. dolayısıyla bizim yaşlı nüfus oranımızın ki insanlarımızın yaşam süresi uzadı. Yaşam süresi erkeklerde 78’e, kadınlarda 80’e yükselmiş vaziyette.
Yaşam süresi uzuyor, doğurganlık azalıyor. O orana baktığımızda yaşlanan bir nüfusa sahip hale geleceğiz. Bizim en büyük gücümüz genç nüfusumuz derdik. Yüzde 25’lerden yüzde 20’lere, hatta daha da aşağı düşen bir fotoğraftayız. En fazla doğum yaşının 26 olduğunu görüyoruz.
Evlilik yaşı arttıkça doğum yapma oranı da azalıyor. Her doğum arası 2 yıl bile olsa, doğuracak çocuk sayısının azaldığını görüyorsunuz. Dolayısıyla bizim yapmamız gereken en önemli şey, gençlere tavsiyemiz, bir tane kendiniz, bir tane eşiniz için, bir tane de ülkenizin geleceği için, en az 3 tane çocuk doğurun. Şu an 1.97. Tam iki çocuk olmamış oluyor.