Başbakan Erdoğan, Malatya'daki programı kapsamında belediye binasıyanında düzenlenen toplu açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, hükümet olarak büyük bir devlete, büyük bir ülkeye yakışan tavır belirlediklerini söyledi.
Suriye helikopterinin hudut ihlali yaptığı için Türk uçakları tarafından vurulduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Gerekli uyarılar yapıldı. Angajman kurallarını değiştirdiğimizi daha önce ifade etmiştim. Uyarılarımıza rağmen sınırımızı ihlal eden helikoptere bizim uçaklarımız, geldi, uyarıyı yaptı ve gereği ne ise onu icra etti. Ortaya
enteresan durum çıktı. Suriye'nin eli kanlı rejimi bu konuda konuşmazken, Suriye reijimi bu konuda haklılığımızı teyit ederken, anamuhalefetin genel başkanının her zaman yaptığı gibi Suriye adına konuştuğuna şahit oluyoruz. Ne dedi? Bizim uçağımız uluslarası sularda biliyorsunuz hukuksuzca daha önce düşürüldü.
Şimdi yaptığı açıklamalara bakın, Suriye helikopteri düştüğünde yaptığı açıklamalara bakın. İkisini de yan yana koyun ikisinde de Suriye rejimini değil Türkiye'yi, kendi ülkesini, kendi devletini itham ettiğini göreceksiniz."
Suriye'de iki 2,5 sene içinde 110 bin insanın hayatını kaybettiğini, bunların içinde çocuklar, bebekler ve masum kadınlar olduğunu, 7 milyon insanın da göçmen durumunda bulunduğunu anlatan Erdoğan, sadece Türkiye içinde 500 bin sığınmacı Suriyeli bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Şu ana kadar 2 milyar dolar harcama yaptık. Helal olsun yapacağız. Bu ülkeye ev sahipliği misafirperverlik yakışır. Yapacağız. Niye? Çünkü biz mazlumun yanındayız, mağdurların yanındayız. Yani onlara uçak bombaları düşerken biz onları bombaların altında mı bırakacaktık? Tanklarla toplarla vurulurken onların altında mı bırakacaktık. Kapılarımızı açtık. Anamuhalefetin Genel Başkanı, bu cinayetler, bu katliamlar karşısında bir kez olsun bu gaddarlık karşısında bir kez olsun samimi bir açıklama yapmadı. Peki ne yaptılar? Adeta katil Suriye rejiminin sırtını sıvazlamak için, onu teşvik etmek için ifadeler kulandılar. Ne dedi? Dedi ki helikopter düşürülünce çok enteresan, 'hükümet gaz alıyor' dedi.
Şu ifadeye bak ya! Bizim sınırlarımızı ihlal etmiş, ne yapacaktık? Hoşgeldin,buyurun devam mı edin diyecektik? Gereken neyse onu yapacaktık ve yaptık."
"TARİHTEN HABERİN YOK" Başbakan Erdoğan, anamuhalefet liderinin, "Haçlı zihniyetleri 9. asırda kaldı" dediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sevsinler seni. Çanakkale'ye haçlı zihniyeti geldi. 18 Mart 1915'te Gazi Mustafa Kemal, ordularımızla haçlı zihniyetine karşı savaştı. Çünkü kimler geldi, kimler geldi o zaman. Ama bizde de kimler vardı? Şam'dan gelen kardeşlerimiz var, Afganistan'dan bileğindeki bileziğini gönderen hanım kardeşlerimiz vardı, Balkanlar'dan gelen kardeşlerimiz vardı.
Bilir misiniz, onlar şu anda Çanakkale'de bizim kardeşlerimizle koyun koyuna yatıyorlar. Niye? Çünkü şehadet bunu gerektiyordu. Kardeşlik bunu gerektiriyordu ve 18 Mart 1915'te haçlı zihniyetini ordularımız Çanakale'de ne yaptı, denize gömdü. Sen bunları önce bir öğren. Tarihten haberin yok. Bunları bir öğren. Sorsak Çanakkale'ye bugüne kadar kaç kere gittin, inanın daha bir kere bile belki de orada kabir ziyareti yapmamıştır."
"TENCERE TAVACI BİR NESİL YETİŞTİRMEYECEĞİZ" Gençlik ve Spor Bakanlığının gençlere yönelik Çanakkele ve Sarıkamış programlarına değinen Başbakan Erdoğan, bu programların önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bakıyorsunuz, bir dönem geliyor, Çanakkale'de gençliğimize, 'bak buralarda dedelerimiz' var diyor, alıyor Sarıkamış'a götürüyor, 'burada bizim dedelerimiz' var diyor. Bu ruhu vereceğiz ki gençliğimize geleceğimiz farklı olsun. Çünkü biz tencere tavacı yetiştirmeyeceğiz. Biz elinde molotofkokteylleriyle dolaşan bir gençlik yetiştirmek istemiyoruz. Elinde bilgisayarıyla yarınların güçlü nesillerini yetiştirmek istiyoruz. İnançlı bir nesil yetiştirmek istiyoruz, tinerci bir nesil değil. Malatya'nın ruh dinamiğinde ben bunu görüyorum. Bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla yolumuza inşalah devam edeceğiz. Çünkü benim özellikle Malatyalı kardeşlerim bu konularda çok hassas."
"NEREDE KAN AKITAN VARSA BİZ ONUN KARŞISINDAYIZ" "Nerede diktatör var, nerede zalim var, nerede kendi halkına silah doğrultuna varsa bakıyorsunuz CHP orada" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları belirtti:
"Nerede kan akıtan varsa biz onun karşısındayız ama CHP'liler yanında.
Bakın buradan Malatya'dan açık ve net şekilde söylüyorum: dış polikita CHP'nin bu genel başkanını boyunu aşacak bir meseledir. Bu iç politikada varlık gösteremeyen, dış politikada hiç varlık gösteremez. SSK'yı yönetemeyenlerin kalkıp da Türkiye'yi yönetmesi mümkün olabilir mi? Bu iş tutarlılık işidir, bu iş kararlılık işidir. Biz bu beyefendinin SSK Genel Müdürlüğünde, SSK hastanelerinde çektiğimiz çileyi biliriz.
Reçetede aradığımız ilaçları bulamazdık, hastane kapılarında çektiğimiz çileyi biliriz. Sen bunu yönetemedin. Önce bu konuda bir defa haddini bileceksin. Şimdi Türkiye'yi yönetecekler. Bunların geçmişlerinde nasıl benzin kuyrukları, ekmek, yağ kuyrukları varsa bilesiniz ki bundan sonra da aynısı olacak. Bunların lafına bakmayın. Bu iş laf işi değil icraat, icraat. Bun iş yürek işidir, ilke işidir."
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz dünyanın her ülkesiyle dünyanın her lideriyle muhatapımız olan her yöneticileriyle diplomasi kuralları içinde irtibat kurarız ama kendi halkına silah doğrultan, kendi halkının kanını akıtan, halkının tercihlerini çiğneyen zalimlere karşı da hiç çekinmeden doğruyu söyleriz. Orada da hakkı savunuruz. Biz tarihimizden öyle öğrendik.
Ecdadımızdan böyle gördük. Biz bölgemizde barış istiyoruz. İstikrar istiyoruz, bütün çabamız, gayretimiz bölgemizde huzuru, barışı istikrarı tesis etmek içindir. Bu bölge ne kadar huzur içinde olursa Türkiye o kadar huzur içinde olur. Bundan hiç endişeniz olmasın."
Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında vatandaşların sevgi gösterileri üzerine, "Sizin Allah'ınıza kurban" ifadesini kullandı.
"Biz bir yandan ülkemizi büyütüyoruz bir yandan bölgemizde, dünyada barışın mücadelesini vermeye devam ediyoruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah önümüzdeki hafta içinde, pazartesi günü, ayın 30'unda yeni demokratikleşme paketini açıklayacak, toplumun her kesimini, 76 milyonun tamanını ilgilendiren reformlara start vereceğiz. Biz ilklerin partisiyiz. Biz ilklerin iktidarıyız. Partimizi kurarken, hükümetimizi kurarken ne söz verdiysek partimizin son kongresinde ne söz verdiysek o sözleri tek tek yerine getirecek,
Türkiye'yi çok daha ileri demokratik standartlara kavuşturacağız. 11 yıl boyunca her reforma karşı çıkanlar, her reform senaryosunda, karşımıza korku senaryolarıyla çıkanlar daha şimdiden kara propogandalarına başladılar. Biz sizin çizdiğiniz istikamet dışında hiçbir istikamet tanımıyoruz. Biz sizin emanetinizi taşıyor, sizin verdiğiniz yetkiyle hareket ediyor, size hizmet üretiyoruz."
"BU İKTİDAR FİTNE TOHUMLARINI DAĞITTI!" Demokrasi, hak ve özgürlükler anlamında, neye ihtiyaç varsa şartlar oluştukça imkanlar geliştikçe gerekenin yapılacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu ülkenin tüm fertlerinin inanç özgürlüğü noktasında yıllarca bu ülkede benim başörtülü bacılarımı üniversiteye sokmadılar. Bunun arkasında kimlerin olduğunu biliyorsunuz. Üniversiteye girmek için yasal düzenleme yaptık.
Bu CHP Anayasa Mahkemesine götürdü. İmam hatiplerinin orta kısımlarını kapattılar. Getirdiler katsayısı diye bir şey çıkardılar. Olur mu böyle bir şey?
Birisi liseye gidiyor biri meslek lisesine... İmtihana girecek, bırak kazanırsa kazandığı yere gitsin. Nedir bu engel? Ayağına bağlıyor kayayı koş diyor. Nasıl koşayım? Ne oldu? 4 artı 4 artı 4, yani 444 kod numarasını getirdik ve bu işi bitirdik. Şimdi bütün yavrulamızın önü açık, yarışın. Kim nereyi kazanıyorsa buyursun, oraya girsin. Kızımız da erkeğimiz de başı açığı da başı örtüsülüsü de.
Bunlar birbirlerinin kardeşi. Gençlerimiz arasında fitne tohumları ektiler. İşte bu iktidar fitne tohumlarını dağıttı."
"DEVLETİ ARKAYA ALDIK, İNSANI ÖNE ÇIKARDIK" Erdoğan, "76 milyon, etnik kökeni, inancı, mezhebi ne olursa olsun bizim nazarımızda sadece insandır. Türk'üyle Kürt'üyle Laz'ıyla Çerkezi'yle Gürcü'süyle Abhaz'ıyla Boşnakıyla Alevisi, Sünnisi, aklınıza ne gelirse yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz, böyle seveceğiz, sevmeye devam edeceğiz.
Biz insanı yüceltmeye, önce insan demeye, Şeyh Edebali gibi 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla, devleti arkaya aldık, insanı öne çıkardık, çünkü önce insan" diye konuştu.
Malatyalılara, kendilerini hep bağırlarına bastıkları için minnettar olduklarını dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti:
"Biz de sizi bağrımıza basıyoruz. İnşallah çevre yolunu da düzenlemek suretiyle gençlik spor tesisleriyle okullarımızla buralardaki o size olan hizmet aşkımız aynı anlaşıyla devam edecektir. 6,5 ay sonra yerel seçimler var ama artık Malatya büyükşehir. Büyükşehir olarak daha farklı hizmetler alacağız. En ücra köy artık köy olmayacak, mahalle olacak, mahalle. Bu modern bir şehrin en önemli dinamiğidir.
Büyükşehir orada da kanalizasyonunu yapacak, suyunu getirecek, her şeyini getirecek. Getirmediği zaman da hesabını verecek. İtfaiyesiyle her şeyiyle.
İlçe belediyesi aynı şekilde. 'Burası mezradır ben gitmem' diyemez, gidecek. Planlar, bir bütünlük içinde yapılacak. 5 binlik planlar, 25 binlik planlar, hepsi. Ama ilçe belediyesi de binlik yapacak. Dolayısıyla insanca yaşamanın erdemine ulaşacağız. İstanbul'un Büyükşehir Belediye Başkanı olarak o deneyimlerimi biz bu yasaya taşıdık. Şurada iki dönemdir İstanbul'da, Kocaeli'nde bunun uygulamasını yaptık, bereketini gördük. Şimdi de inanıyorum ki 10 yıl sonra
başka bir Malatya göreceksiniz. 30 Mart 2014, Malatya şimdiden hayırlı olsun diyor, sizleri sevgiyle selamlıyorum"
'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısının sözlerini törene katılanlarla söyleyen Erdoğan, gelecek Kurban Bayramı'nı da kutlayarak, tüm insanlığın birliğine ve barışına vesile olmasını diledi.