18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Hainler ihanete 38 kişiyle hazırlandı

AK Parti’nin yüzde 49 oy ile tek başına iktidara gelmesinin ardından şer odakları tekrar harekete geçti. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianameler bu gerçeği ortaya çıkardı. Farklı sınıf ve rütbeden 38 askerden oluşan ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin hedefi akamete uğratılınca, Türkiye karanlığa sürüklenmekten kurtuldu.

16 Nisan 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
Hainler ihanete 38 kişiyle hazırlandı

İhanet şebekesi FETÖ ile mücadelede hazırlanan iddianamelerin ardından hainlerin darbeyi ne şekilde planladıkları gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Darbe girişimine ilişkin hazırlanan iddianame, mütalaa ve gerekçeli kararlardan derlediği bilgilere göre, FETÖ, AK Parti’nin 1 Kasım 2015 genel seçimlerinden yüzde 49 oy oranıyla yeniden iktidara gelmesinin ardından darbe hazırlıklarına başladı. Zira örgütün beyin takımı, 30 Ağustos 2016’da Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarıyla örgüt mensubu askerlerin tasfiye edileceğini biliyordu. 

KONSEY OLUŞTURDULAR

Hükümetin bu konudaki kararlılığının yanı sıra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının, aralarında generallerin de olduğu örgüt mensubu askerlere yönelik gözaltı kararı, FETÖ için çemberi iyice daraltmıştı. Bu kapsamda, örgütün üst düzey sivil imamları, Pensilvanya’da bir araya geldikleri Gülen’den, darbe girişimini yönetmesi için 27 Mayıs 1960 darbesini yapan milli birlik komitesi gibi bir yapılanmaya gidilmesi talimatını aldı. 

Hazırlıklar devam ederken Feto, 19 Mart 2016’da haki cübbesiyle kamera karşısına geçerek, “Antrparantez umum adına konuşuyorum. Umum İslam toplumu adına, Kapadokya sakinleri, oradaki serkarlar adına konuşuyorum.” ifadelerinin de yer aldığı konuşmasını yaptı. 

Elebaşının “Kapadokya sakinleri” dediği kitlenin “örgüt mensubu askerler” olduğu, darbe girişiminden sonra itirafçıların beyanlarıyla ortaya çıkacaktı. FETÖ elebaşının çağrısından sonra Türkiye’nin dört bir tarafındaki örgüt mensubu asker ve onlardan sorumlu mahrem imamlar, darbe toplantıları yapmaya başladı. Toplantılarda, darbeyi sivil imamlarla birlikte emir komuta edecek 38 kişilik sözde “yurtta sulh konseyi” üyeleri belirlendi. 

İMZALARI YER ALDI 

Bu ihanet yapılanması için 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren milli birlik komitesi referans alındı. Milli birlik komitesindeki gibi “yurtta sulh konseyi” de askeri hiyerarşiye uyulmadan hazırlandı. Böylece ihanet konseyinde generallerin yanı sıra yarbay rütbesinden isimler de yer alacaktı. Darbeciler tarafından işgal edilen TRT’de okunan sözde darbe bildirisinin altında yurtta sulh konseyi imzası vardı. Darbecilerce yapılan sözde atama, görevden alma ile sıkıyönetim mahkemeleri için belirlenen hakim ve savcılar listesi de ihanet konseyi tarafından hazırlandı. Yine 15 Temmuz akşamı darbecilerin birbirlerini tanımaları için kullandıkları parola da “yurtta sulh”tu.      

252 KEZ AĞIR MÜEBBET

Konsey üyelerinden bazıları darbenin komuta edildiği Akıncı Üssü’nde sivil imamlarla ihanet emirleri verirken bir kısmı ise o gece sokaklarda terör estirdi. İhanet konseyinin komuta ettiği darbe girişimi sonucunda polis, asker ve sivillerden 251 kişi şehit edildi, 2 bin 686 kişi de yaralandı. Bütün saldırılardan sorumlu tutulan ihanet konseyi üyeleri, yargılamasına Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam edilen “Genelkurmay Çatı” davasının sanıkları arasında yer alıyor. Konsey üyeleri ‘Anayasal düzeni ihlal’ ve ‘kasten adam öldürme’ suçlarından 252’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

FİRARİLERİN BAŞLARINA ÖDÜL KONDU

Darbeci tuğgeneral Semih Terzi ise Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahını işgal etmek istediği sırada kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürüldü. Genelkurmay Başkanlığının da aralarında bulunduğu bazı kritik noktaların zırhlı araçlarla işgal edilmesi için görevlendirilen konsey üyesi eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel İşlem Daire Başkanı tuğgeneral Ali Kalyoncu ile jandarma yarbay Turgay Sökmen ise darbe girişiminden sonra firar etti. 

KIRMIZI KATEGORİDE

Terörden Arananlar Listesi’nde kırmızı kategoride yer alan iki darbecinin başına toplamda 8 milyon lira ödül konuldu. Darbenin başarılı olması halinde yurtta sulh konseyi, 27 Mayıs 1960 cuntası gibi yönetimi devralacak, ülkeyi bilinmeyen bir karanlığa sürükleyecekti.