Türkiye'nin gerek ekonomisi gerekse iç ve dış politikası ile adından söz ettirdiği ve söz sahibi olduğu dönemlerde birilerinin Türkiye üzerinde ameliyat -Başbakan'ın deyimiyle- yaptığı iddiası bazı kesimlerce komplo teorisi olarak değerlendirilse de çok değil, 50 yıl öncesine ve dönemin gazete manşetlerine göz attığınızda gerçeği tüm çıplaklığı ile yüzünüze çarpıyor.
27 Mayıs 1960 askeri ihtilalinden sonra Yassıada mahkemelerinde yargılanan, Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu ile birlikte idam edilen 3 kişiden biri olan Eskişehir'li eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan için atılan manşetler bugünkilerle aynı.
Darbecilerce mahkemeye çıkarılan, süre yetmeyeceği için(!) savunması alınmadan hakkında idam kararı verilen Hasan Polatkan'ın 16 Eylül 1961'deki idamından sonra suçsuz olduğu anlaşılıp itibar iadesi yapılmış olsa da artık olan olmuştu.
Şimdi Türkiye'de yine aynı oyun ortaya konulmak isteniyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde yapılamayanları 11 yıllık iktidar süresi içerisine sığdıran ve sayısız ilklere imza atan AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan, yine 'itibarsızlaştır-devir' silahıyla vurulmaya çalışılıyor.
Ancak bu kez öncekilerden farklı olan birşey var ki o da halkın, kendi iradesine sıkı sıkıya sahip çıkacak cesaret ve demokrasi deneyimine sahip olduğu gerçeği..