20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

'İnsana hizmet devleti yüceltir'

Başkan Erdoğan, büyük devlet olmanın parayla değil insanlıkla ölçülebileceğini vurguladı: Büyük devlet, yönetimi altındaki tüm insanların fert fert güvenliğini, huzur ve mutluluğunu sağlayabilendir.

19 Kasım 2019 Salı 07:00 - Güncelleme:
'İnsana hizmet devleti yüceltir'

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı’nda konuştu. Erdoğan şunları söyledi: “Bugün aramızda bulunan ve dünyanın dört bir yanından programı teşrif eden ombudsmanlar ile muadili kuruluş temsilcilerine Türkiye’ye ve İstanbul’umuza hoş geldiniz diyorum. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansının ikincisinin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”  

HALKA SAHİP ÇIKMAK 

“Millet olarak bu konuda çok güçlü bir birikime sahibiz. Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig, Nizamülmülk’ün Siyasetname, Koçi Bey’in Koçibey Risalesi, İbn-i Haldun’un Mukaddime gibi eserleri, devlet yönetimi konusunda dönemlerinin çok ilerisinde mesajlara sahiptir. Bugünün dünyasında da vatandaşıyla güçlü bağlar tesis edemeyen devletlerin, iç ve dış müdahalelere karşı çok daha korunmasız kaldığını görüyoruz. Halkının sahip çıktığı bir ülkeyi, hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesi mümkün değildir. Buna karşılık kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler, çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor. Özellikle bölgemizde, bu vahim hataya düşen pek çok devlet ve yönetim var.” 

HAK ARAYIŞLARI 

“Milletimizin, kamu kurumları karşısındaki hak arayışını ne kadar çoğaltır, çeşitlendirir ve etkinleştirirsek, devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyoruz. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılmasından, Cumhurbaşkanlığımız bünyesindeki CİMER ve belediyelerde çeşitli isimlerle faaliyet yürüten birimlere kadar, bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz pek çok uygulama vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde ihdas ettiğimiz Kamu Denetçiliği Kurumu, diğer adıyla ombudsmanlık da, yine bu anlayışın bir ürünüdür.Gelişen teknoloji ve iletişim imkanları da, bireylerin ve örgütlü grupların seslerini her seviyede duyurabilmelerine imkan sağlıyor.” 

MİLLET İLE GÜÇLÜ BAĞ

“Kamu imkanlarını, belirli güç odaklarının tekelinden çıkartıp milletimizin emrine verdikçe, içeride ve dışarıda çok daha emin adımlarla yürüyebilen bir ülke haline geldik. İnşallah önümüzdeki dönemde, devlet ile millet arasındaki bağı çok daha güçlendirecek adımlar atmaya, uygulamaları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Bizden sonraki nesillere emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarımızın en önemli unsurlarından biri de işte bu sağlam altyapı olacaktır.  Dost ve kardeş ülkelerin de aynı yoldan giderek, sadece mevcut sorunlarını aşmakla kalmayacaklarına, aynı zamanda geleceğe iftihar verici bir miras bırakacaklarına da inanıyorum. Türkçemizde “idare-i maslahat eylemek” diye bir söz vardır. Anlam yelpazesi geniş olmakla birlikte, bu sözün konumuz bakımından özetini “var olan durumu sürdürmek” şeklinde ifade edebiliriz. Tabi buradaki var olan durumdan kasıt, genellikle insanların şikâyet ettiği, değişmesini istediği uygulamaların sürdürülmesidir. Bunun yerine, hukuka ve insan haklarına dayalı, güvenilir ve şeffaf devlet yönetimi genel kabul haline gelmiştir. Konferansımızın konusu olan “iyi yönetim” işte bu yaklaşımı ifade ediyor. Modern yönetim anlayışının özünü oluşturan “bireyi devlet karşısında koruma” hassasiyeti, sınırları iyi bir şekilde belirlenmesi şartıyla, kesinlikle doğru bir ilkedir.” 

ŞEFFAF BİR YÖNETİM

“Kanunlara uyulması, ayrımcılığın önlenmesi, ölçülülük, eşitlik, tarafsızlık, dürüstlük, nezaket, şeffaflık, kazanılmış haklara saygı, bilgi edinme hakkı, savunma hakkı, kararların gerekçeli verilmesi, karşı başvuru yollarının belli ve açık olması, kişisel verilerin korunması gibi ilkelere kim, niye itiraz etsin ki? Buradaki sorun, kendi içinde bu sistemi devlet-birey dengesi gözeterek kuran Batılı ülkelerin, diğer ülkeler söz konusu olduğunda, tamamen bireyci bir dayatma içine girmesidir. Türkiye, devlet geleneğinde zaten varolan tecrübeler ışığında, bu bakımdan en az sorun, sıkıntı yaşayan ülkelerden biridir. Tüm aksaklıklarına rağmen neredeyse 70 yıllık çok partili demokrasi tecrübemiz var.” 

4 MİLYON MÜLTECİ 

“Dikkat edilirse, iyi yönetim dediğimiz meselenin özünde, aslında insana, onun doğuştan gelen haklarına saygı gösterilmesi vardır. Sadece sınırları geniş veya parası çok devlet “büyük” sıfatını hak edemez. Büyük devlet, fert fert yönetimi altındaki tüm insanların güvenliğini, huzurunu, mutluluğunu sağlayabilen devlettir. İyi yönetim ilkeleri dediğimiz başlıkların her biri de işte bu amaca yöneliktir. Şayet bireylerin güvenliğine, huzuruna, mutluluğuna yönelik tehditler bizzat devletten geliyorsa, işte orada büyük sıkıntı var demektir. Türkiye, bölgesinde süren insani krizlerin faturasını, hem terör saldırılarına, hem de büyük sığınmacı akınlarına maruz kalarak ödeyen bir ülkedir. Düşünebiliyor musunuz şu an itibarıyla Türkiye, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkedir. Ve AB bize şu ana kadar 3 milyar euro STK’larımıza destek vermiştir. Dünyanın en güçlüleri çıkıp ne diyor? “Biz bir numarayız” diyor. Hayır siz bir numara değilsiniz. Dünyada en az gelişmiş ülkelere veya mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye’dir. Bu benim rakamım değil, OECD’nin de rakamıdır. Türkiye böyle bir ülke.” 

TESLİM ETMEYİZ 

“Ekonomisi ve yönetim sistemi bizden çok daha ileride olan gelişmiş ülkeler, vatandaşlarının güvenliği ve refahı için kapılarını sığınmacılara kapattı. Biz ise, insani duyarlılığımızın gereği olarak, kapımıza gelen herkese kucak açtık. Ve biz o adeta kesici tel örgülerden geçmeye kalkan o kadınları, erkekleri, kadınları, çocukları gördükçe bizim ciğerlerimiz parçalanıyor. Biz varil bombaları altında inleyen, oralardan kaçan bu insanları asla o varil bombalarına teslim etmeyiz. DEAŞ’tan El-Kaide’ye, PKK-YPG’den FETÖ’ye kadar, ülkemizi ve dünyayı tehdit eden ne kadar terör örgütü varsa, hepsiyle de mücadele halindeyiz. Türkiye tüm bu çabalarıyla, sadece kendi güvenliğini ve huzurunu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda tüm uluslararası toplumun vicdan borcunu da ödüyor. Son dönemdeki sığınmacı meselesi, pek çok ülkenin başını öne eğecek utanç tablolarıyla doluyken, bizim bu konuda, hamdolsun hep başımız dik, alnımız açık olmuştur.” 

ONURLU DURUŞUMUZ 

Aynı şekilde, petrol veya siyasi çıkar için terör örgütleriyle kol kola girmekten çekinmeyen nice devlet varken, biz bu konuda da onurlu duruşumuzu koruyoruz.Aynı şekilde birileri petrol paylaşımının içinde ‘acaba ne kadar daha petrol çıkartınız?’ Bizim önümüze de bunu getirdiler. ‘Bizim derdimiz petrol değil’ dedik. Bizim derdimiz insan, bu insanları kurtarmak. Petrol veya siyasi çıkar için terör örgütleriyle kol kola girmekten çekinmeyen nice devlet varken biz bu konuda da onurlu duruşumuzu koruyoruz.” 

Başkan Erdoğan Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşen 2. İstanbul Uluslar arası Ombudsmanlık Konferansı’na katıldı.  Erdoğan, “Hakkı, hukuku-adaleti, eşitliği ve tüm ilkeleri herkes için istemedikçe hiçbirimiz huzurlu olamayız” dedi. Başkan Erdoğan konferans sonrası toplantıya katılanlarla fotoğraf çektirdi. 

İYİ YÖNETİMİ TÜM İNSANLIK İÇİN İSTEYELİM

Erdoğan, “Gelecek nesiller bugünleri değerlendirirken, Türkiye’yi de, diğerlerini de, inşallah hak ettikleri yere yerleştireceklerdir. İşte bunun için biz diyoruz ki, iyi yönetimi sadece kendi vatandaşlarımız değil, tüm insanlık için isteyelim. Hakkı, hukuku, adaleti, eşitliği, saygıyı ve diğer tüm ilkeleri, herkes için talep edip hayata geçirmedikçe, hiçbirimiz huzurlu olamayız. Bugün, inşa ettikleri duvarlar gerisinde umarsızca özgürlük ve refah tiyatrosu oynayanlar, yarın sırça köşkleri başlarına indiğinde diğer insanların neler hissettiklerini çok iyi anlayacaklardır. Ama maalesef o gün geldiğinde iş işten geçmiş olacaktır. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansının bu yılki teması olan iyi yönetim ilkelerinin bu gözle de konuşulmasını, tartışılmasını diliyorum. Bu duygularla bir kez daha konferansın başarılı geçmesini temenni ediyorum. Ombudsmanlara ve tüm konuşmacılara, iştirakleri ve katkıları için teşekkürlerimi sunuyorum. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Sizlere sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.