15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Karaalioğlu, Hatem Ete, ve Berkan'dan PKK yorumu

SETA (Siyaset Ekonomi Ve Toplum Araştırmaları Vakfı) Başkanı Taha Özhan’ın moderatörlüğünü yaptığı Enine Boyuna’da PKK ve PYD’nin Arap Baharı’na bakışı konuşuldu. Programın daimi konukları Hatem Ete, Mustafa Karaalioğlu ve İsmet Berkan konuyla ilgili görüşlerini açıkladı.

Stargazete.com20 Ekim 2012 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Karaalioğlu, Hatem Ete, ve Berkan'dan PKK yorumu
HATEM ETE: “TARİHİ BİR HATA YAPILIYOR”

Özel olarak PKK’nın, genel olarak da Kürtlerin Arap Baharı’na bakışını yorumlayan Hatem Ete, “ilk günden itibaren bence tarihi bir hata yapılıyor” dedi.

Kuzey Irak’ta Kürtlerin yaptığı yanlışın bir benzerini de Suriye’deki Kürtlerin yaptığını ifade eden Hatem Ete, “aynı yanlışı PKK ve BDP de Türkiye içerisinden Arap Baharı’nı değerlendirirken yaptı” diye konuştu.

Hatem Ete konuşmasında, Suriye’de Kürtlerin, içlerinde bulundukları ülkenin toplumsal yapısının bir unsuru olarak hareket edip Esad’la olan problemlerini çözme yoluna gitmediğini söyledi. Kürtlerin, Esad’a karşı çok yoğun bir mücadelenin olduğu Suriye’de, ‘biz etnik yapıda Kürtlere nasıl bir çıkar sağlayabiliriz’ bakış açısıyla hareket ettiğini belirten Ete, bu durum için “tipik bir geç kalmış milliyetçilik” ifadesini kullandı.

PYD’nin Esad’ın yanında yer almasıyla ilgili konuşan Hatem Ete, “Türkiye’yi anti demokratik bulan bir örgüt, nasıl Esad’ın yanında durabilir” eleştirisinde bulundu.



MUSTAFA KARAALİOĞLU: "ARTIK BİR İLİŞKİ KALMADI"

Türkiye’nin bir an önce rahata kovuşması açısından PKK sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini söyleyen Mustafa Karaalioğlu, özellikle son iki senede PKK ile Kürt sorunu arasında bir ilişkinin kalmadığını söyledi.

TRT 1’de yayınlanan Enine Boyuna programında konuşan Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, PKK’nın Suriye meselesinde kapıyı araladıkça ‘kapının ardında beliren eli silahlı adam’ haline geldiğini belirtti. Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve sosyal hedeflerinin önünde görünür engelin PKK olduğunu ifade eden Karaalioğlu, “evvelden de çözülmesi gerekiyordu ama şimdi bunu çözmenin muazzam bir marjinal faydası ortaya çıkmış durumda” diye konuştu. Karaalioğlu, PKK sorununun çözümüne yönelik ‘umarım başlamıştır görüşmeler’ dedi.

Artık demokratikleşmenin bile PKK terörünü artırabildiğini söyleyen Mustafa Karaalioğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “Biz ‘demokratikleştikçe, PKK terörünü azaltıyoruz’ denklemini artık kullanamayız. ‘Daha fazla demokrasi, daha az terör’ denklemi artık bozuldu. Bilakis daha fazla demokrasi, daha fazla terör de getirebiliyor. Çünkü PKK’nın bu demokratikleşme adımlarına karşı kendi mantığı açısından anlaşılabilir bir reaksiyonu var. Bölgeye demokrasiyi yaklaştırmamak, insanları demokrasiyle buluşturmamak… Demokrasi olursa PKK’nın ve BDP’nin etkinliğinin azalacağına dair bir analizleri var. Bunun için şiddetli bir reaksiyonları var. Adım atıldıkça terörle ve şiddetle buna karşılık veriyorlar. Bu PKK’nın giderek artık kendi çıkarlarına odaklı bir örgüt olması ki, düşünün; doğrudan Kürt vatandaşlarına, Kürt çocuklarına, Kürtlerin binalarına saldırıları, evvelden utana sıkıla, şimdi ise açıkça saldırı yapmaya başladılar.”



İSMET BERKAN: "BUNLAR OLMADAN ÜMİTLENMEK YERSİZ"

Geçmişin eşitsizliklerini gidermek adına yapılması gereken bazı şeylerin olduğunu belirten Gazeteci Yazar İsmet Berkan, “Bunlar olmadan bizim terör sorununu bitirmek için ümitlenmemiz bana biraz yersiz gibi geliyor” dedi.

“Yarın PKK askeri yenilgiye uğrar, yok olur ama ertesi gün MKK diye bir şey çıkar, ertesi gün JKK diye bir şey çıkar. Çıkmış çünkü bu topraklardan, bunun 30. Kürt isyanı olduğunu söyleyen çok insan var” diyen İsmet Berkan, Türkiye’nin ‘bu iş bittiğinde nasıl bir Türkiye olacak’ konusunda bir karara ve vizyona sahip olması gerektiğini ifade etti. PKK’nın kendisini lağvedip siyasetin içinde yer alması için gerekli olan zeminin olmadığını söyleyen İsmet Berkan, konuyla ilgili şunları söyledi: “PKK’yı önce eylemsizliğe, arkadan silah bırakmaya, arkadan da kendini tamamen lağvedip sivil bir aktör olarak siyasetin içinde yer almaya götürecek bir müzakere süreci… Bunun için gerekli ve yeterli zemin var mıdır? Bunu bilmiyorum ben gerçekten. PKK okullara molotof kokteyli atmaya, eğitimi, camileri boykot ettirmeye çalışmaya devam ederken bunun bir ortamı var mı, bunu bilmiyorum gerçekten. PKK şehirlerden ve kırsal alandan dağa adam çekebilme kapasitesini korurken, böyle bir şeyi PKK’ya yaptırabilir miyiz, bunu bilmiyorum. Ama daha da önemlisi bizlerin, yani PKK’dan geriye kalan Türkiye’nin, ‘bu iş bittiğinde nasıl bir Türkiye olacak’ konusunda bir karara ve bir vizyona sahip olmamamız, bu müzakerelerin daha başlamadan başarısız olacağını şimdiden söylemem için yeterli sebeptir. Ne olacağını bilmiyorsak, masaya oturduğumuzda da konuşacağımız bir şey yoktur.”