12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Kaybedecek neleri var ki

Evren ve Şahinkaya’nın mahkemeye “Soruları cevaplamayacağız. Bizi yargılayamazsınız” diyerek meydan okumaları “İleri yaşlardalar. Artık kaybedecek bir şeyleri kalmadığı için susuyorlar” diye yorumlandı.

MUSTAFA TÜRK / ANKARA22 Kasım 2012 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Kaybedecek neleri var ki

12 EYLÜL 1980 Darbesi’nin hayatta kalan iki komutanı Kenan Evren ve Tahnsin Şahinkaya’nın tedavi gördükleri Ankara ve İstanbul GATA hastanelerinden video konferansla yargılanmalarına devam edildi. İki sanığın yazılı  metinleri okuduğu duruşmada mahkemeyi tanımadıklarını ve soruları cevaplamayacaklarını söylemeleri “Kaybedecekleri neleri var ki. Yaşları artık iyice ilerledi. O yüzden meydan okuyorlar. Ceza verilse ne olacak” şeklinde değerlendirildi. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, önceki gün iddianamenin okunmasının tamamlanmasından sonra savunmaları alınan Evren ve Şahinkaya, mahkemeyi tanımadıklarını ve sorulara cevap vermeyeceklerini söyledi. İki isim de darbeden pişman olmadıklarını açıkladı. Evren “Bugün de olsa aynı şekilde ihtilal yapardık” dedi ve soruları cevaplamayacağını söyledi. “Bir sağdan bir soldan astık” sözleri hatırlatılan Evren, tarafsız olduklarını göstermek için bu sözü söylediğini belirtti. Şahinkaya da “doğru olanı yaptıklarını” savunarak “12 Eylül müdahalesini ancak tarihin yargılayacağını” savundu. Mahkeme sanıkların işkenceden yargılanmayacaklarına karar verirken cevaplamasalar bile soruların kayda geçirilmesi için sorulmasına hükmetti. 

Bugün olsa yine ihtilal yaparım

Kenan Evren Ankara GATA’da önceki gün giydiği kıyafetlerle yine yatarken açıklamalarda bulundu. Evren, “Yetkisini 1982 Anayasası’ndan alan yargının suç isnat etme ve yargılama yetkisi bulunmadığını” savunarak, “Sanık olmadığını” öne sürdü. Evren şunları kaydetti: “İhtilal tarihi bir olaydır. Tarihi olaylar yargılanamaz. 12 Eylül iktidarı, kurucu iktidardır. Kurucu iktidarı yargılayacak, ihtilal yapmayı suç sayan bir kanun yoktur. Biz ihtilal yaptık. İhtilale teşebbüs etmedik. Beni bundan sonra tarih yargılar. Demokrasinin yaşandığı yerde ihtilal olmaz. Siyasiler beceriksizliğini askere fatura etmeye çalışıyor. TSK, iktidar olmanın meraklısı değildir. Biz o gün doğru olanı yaptık. Bugün olsa yine aynı şekilde o ihtilali yapardık.” 

Darbeye teşvik eden siviller kim

Soruları cevaplamayacağını söyleyen Kenan Evren Mahkeme Başkanı Süleyman İnce’nin bazı sorularını yanıtladı.

- Evren “birçok sivilin size ‘Neden yönetime el koymuyorsunuz’ dediğini söylediğiniz. Sizi darbeye yönlendiren sivilleri sayar mısınız” sorusuna “Bunları hatırlıyorum, ama isimlerini bilmiyorum” diye cevapladı.

- Mahkeme Başkanı İnce’nin, ‘’Bayrak Harekat Direktifini’’ hatırlatarak, “Bu belgeden haberdar mısınız? Bunu Necdet Üruğ mu hazırladı” sorusuna Evren, “Ben bir şey hatırlamıyorum. Ancak Bayrak Harekat Direktifi hazırlandığında Necdet Üruğ 1. Ordu Komutanıydı” dedi.

- Evren, “Sizin direktifinizle mi hazırlandı” sorusunu yanıtlarken, aradan geçen zamanı karıştırarak, “Hatırlamıyorum, aradan 20 yıl geçti” ifadesini kullandı.

- “Bayrak Harekat Planı sizin onayınızdan geçti mi?” sorusunu, ‘’Hatırlamıyorum, kendisine (Necdet Üruğ) sormak lazım” diye yanıtlayan Evren, “Plandan ne zaman haberiniz oldu” sorusuna, şu karşılığı verdi: “Bayrak Harekat Direktifini Necdet Üruğ hazırlamıştır. Ona bu talimat, Genelkurmay Başkanlığı Kurmay Başkanı Ali Haydar Saltık tarafından verilmiştir. Haydar Saltık benim yerime birçok belgeyi imzalama yetkisine sahipti. Bu belge yönünden de gerekli imzayı o atmış olabilir. Kendisine bu yönde yetki verilmiştir. Saltık kendi kendine yazmaz. Saltık, Genelkurmay Başkanının Yardımcısı. Ona yetki verilmiştir.”

‘YARGILAMA YETKİNİZ YOK’

Tahsin Şahinkaya Evren gibi kağıttan okuduğu savunmasında darbeyle yeni bir anayasal düzen kurduklarını ve bu anayasaya göre yaptıkları tasarrufların suç konusu yapılamayacağını iddia etti. Kenan Evren hakkında ‘Komutanım’ hitabını kullanan Şahinkaya, savunmasında “Yetkisini anayasadan alan yargının bizlere suç isnat etme ve yargılama yetkisi yoktur. Bana sanık sıfatı vurulması mümkün değildir. TSK, o gün en doğru olanı yapmıştır. 12 Eylül müdahalesi tarihi bir olaydır. Tarihi olayları ancak tarih yargılar” ifadelerini kullandı. Sanık sıfatını kabul etmediğini tekrarlayan Şahinkaya, “Başka beyanda bulunmayacağım. Bu konuda herhangi bir soruya cevap vermeyeceğim” dedi.  Şahinkaya’nın mahkeme heyetinin sorularına cevap vermemesinin ardından müdahil avukatların sorgusu başladı.

Şahinkaya, müdahil avukatların hiçbir sorusuna cevap vermedi. Bunun üzerine müdahil avukatlardan Ömer Kavili, Şahinkaya’ya ‘adınızı söyler misiniz?’ diye sordu. Bu soruya ismini söyleyerek cevap veren Şahinkaya, “Sema Şahinkaya’yı tanıyor musunuz? Size bir şey hatırlatıyor mu?” sorusuna da ‘Sorularınıza cevap vermeyeceğim’ dedi. Bunun üzerine söz alan Şahinkaya’nın avukatı Bülent Acar, yasak sorgu usulü yapıldığını savunarak soru yöneltilmemesini talep etti. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce kısa bir aranın ardından sanığın cevaplamak istediği sorular bulunabileceği ihtimali olduğu için soru yöneltilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti ve müdahil avukatlar sanık Şahinkaya’ya bir dizi soru yöneltti. Sorular sorulduğu sırada Şahinkaya’nın zaman zaman gözlerini kapattığı dikkati çekti.

CEVABI VERİLEMEYENLER

Şahinkaya’ya sorular?

-Komuta kademesinde ‘darbeyi daha önceden yapacaktık olgunlaşmasını bekledik’ demeçler verildiği anlaşılmaktadır. 16 Mart İstanbul Üniversitesi, 1 Mayıs 1977 Taksim, Çorum, Kahramanmaraş olaylarına göz yumulması sözkonusu mudur?

-Darbeden önce ABD’ya kaç kere gittiniz? 

-Memur maaşı dışında başka geliriniz var mı? Kaynananızdan kalan yastık altında mirasınız var mıydı? ABD’nin şirketleriyle yapılan ve Hava kuvvetleri komutanı olduğunuz dönemde anlaşmalar oldu mu?

-Evren ağzınızı sıkı tutun diye talimat verdi mi? Susmanız da örgütsel davranış mı?

-Verilen idam kararlarının onaylanmasını TBMM’ye bırakmak yerine MGK eli ile yerine getirmenizin sebebi nedir?

Evren’e sorular?

-Sizin dışınızda kalan emir komuta zinciri dışında bir silahlı güç tarafından darbe yapılsa idi buna tepkiniz ne olurdu?

-Haydar Saltık 11 Eylül 1979’da  çalışma grubu oluşturulmuş ve daha sonra rapor sunulmuştur. Darbeye giden süreçte alınan kararlara bu güne kadar mahkememizce ulaşılamamıştır. Bu belgeler nerede saklanmaktadır?

-Suç işlediği iddia edilen kişilerin adres ve yerleri belliyken 12 Eylül öncesinde yakalama işlemlerinin yapılmama nedeni nedir?

-12 Eylül darbesinden sonra göz altında ölümler yaşanmıştır. Bu olayların önlenmesi için bir çaba gösterdiniz mi?  

-12 Eylül darbesinin yapılmasında ABD veya bir başka ülkenin bilgisi veya onayı var mı? 

Sanıklar ama, hala diktatör gibi davranıyor

12 EYLÜL Darbesi mağdurları askeri cuntanın hayatta olan iki ismi Kenan Evren ve Tahsinkaya’nın hastane yatağında bile olsa hakim karşısına çıkmalarını “Bu anı 32 yıldır bekliyorduk” diye karşıladı. Evren ve Şahinkaya’nın ifade vermeyi reddederek mahkemeyi tanımadıklarını açıklamasına tepki gösteren davanın müdahilleri “Hala diktatör gibi davranıyorlar” dediler. Evren ve Şahinkaya’nın ne olursa olsun mutlaka mahkemeye getirtilip sanık sandalyesine oturtulmalarını isteyen müdahiller, “Ceza almalarını istiyorum. Sanık olmaları güzel. Hesap sorulması gerekiyor. Onlar kendi mahkemelerini kurup insanları yargılayıp astılar. O zaman tanımamak bir işe yaramamıştı, umarım bugün de yaramaz. Göründüğü kadarıyla mahkemeye gelebilecek durumdalar. Mahkemenin sanık sandalyesine oturtmak için karar almasını bekliyoruz. Böylece ekranda yatarken, çay, kahve içip, uyuyarak ifade veremezler” diye konuştu. 12 Eylül mağdurları tarihi yargılama için şunları söyledi: 

Mübarek onlardan daha hastaydı ama

-78’liler Vakfı Sözcüsü Celalettin Can:

Suyunu, kahvesini içiyor, yattığı yerden ifade veriyor. Oldukça sağlıklılar. Mahkemeye gelmeye engelleri yok. Gönül onların mahkemeye gelip sanık sandalyesine oturmasını bekliyor. Ancak öyle olursa, bu ülkede darbe yapanların yaşları kaç olursa olsun mahkemeye çıkacağı tescillenir. Mübarek onlardan hasta idi ama mahkemeye getirildi. Bu insanlar sadece darbe yapmaktan ötürü yargılanıyorlar.  Mahkemeyi tanımıyoruz lafları ise inanılmaz. Onlar kendi mahkemelerini kurup insanları yargılayıp astılar. O zaman tanımamak bir işe yaramamıştı, umarım bugün de yaramaz.

Evren’in tele-ifade vermesi bile güzel

-Yazar Suat Baysal:

Biz de 12 Eylül mahkemelerini tanımıyorduk ama ceza verdiler. Kendilerine bir şey yapılamayacağını düşünüyorlar. Yaşadıkları ülkenin sivil mahkemesini tanımıyorum demesi ilginç bir olay. Söyledikleri hukuki olmasa bile, mahkemeye meydan okuyorlar. Hala diktatör havasındalar. Bunca yıldır bu görüntünün mücadelesini vermiştik. Ben bu durumu olumlu ve iyi buluyorum. Sadece Evren ve Şahinkaya değil, diğerleri de bilmeli ki yaşlanmak, hastalanmak, yargıdan kaçmak anlamına gelmiyor. 12 Eylül’ü televizyondan açıklayan Evren’in tele-ifade vermesi de tarihin cilvesidir.

Sanık sandalyesine de oturtulmalılar

-12 Eylül’de idam edilen Ramazan Yukarıgöz’ün kardeşi Yılmaz Yukarıgöz:

32 yıldır bu anı bekliyordum.Video yoluyla da olsa mahkemede olmaları güzel. Gönül istiyor ki sanık sandalyesine otursunlar. Ekranda gördüğümüz kadarıyla gelebilecek durumdalar. Mahkemenin sanık sandalyesine oturtmak için karar almasını bekliyoruz. Böylece ekranda yatarken, çay, kahve içip, uyuyarak ifade veremezler. Ama darbecileri yargılıyorsunuz, karşınızdaki sanıklar kahve içiyorlar, yatıyorlar, kalkıyorlar. Bir ara da uyudular. O kadar rahatlar ki, onlar değil de biz yargılanıyoruz sanki.