14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yenilginin ardından 8'li koalisyonda kazan kaynadı. Partiler, yaşanan yenilgiyi masa ortaklığına keserken CHP'de sular durulmadı. Tepkilerin odağında ise 'Ben Kemal, geliyorum' diyerek yola çıkan ancak yolda kalan Kemal Kılıçdaroğlu vardı.
Aldığı yenilgiye rağmen 'mücadeleme devam edeceğim' diyerek koltuğu bırakmayacağının sinyalini veren Kılıçdaroğlu, hem seçmenleri hem de parti tabanını kızdırdı. CHP'nin ağır toplarından Gürsel Tekin de muhalefete yakın gazetecilerden Uğur Dündar'a gönderdiği mektupta Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştiri yağdırdı. Uğur Dündar'ın bugünkü köşesinde yayınladığı mektupta Tekin'in, partide liyakatsızlık olduğunu ve yenilginin ardından kimsenin kendisini eleştirmediğini söylemesi dikkatlerden kaçmadı.
Gürsel Tekin, "2011 seçimlerinde Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı'ydım. 7 bin 524 sandıkta hiç oy alamadık. 2018'de bu rakam 11 bin 760'a çıktı. 14 Mayıs'ta bu rakam 17 bine çıktı. Sandıklarda organizasyon yetersizdi" diyerek partisini açık açık suçladı!
Yaşanan yenilginin ardından herkesin hesap vermesi gerektiğini söyleyen Gürsel Tekin "Herkes hesap verebilir olmalı. Eleştiri ve özeleştiri kültürü partimize yeniden gelmeli. Biat kültürü silinmeli. Liyakat sistemi partimizde de uygulanmalı. İlerlemenin yolu, hataları kabul etmektir" sözleriyle genel başkanını hedef aldı.
Gürsel Tekin, ABB Başkanı Mansur Yavaş ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da suçladı. Tekin, "Seçimden seçime çalışma diye bir şey olmaz. Sadece sosyal medyada çok paylaşılan içeriklerle ve serzenişe dayalı bir kampanya yürütmek başarısızlığın anahtarıdır" ifadesini kullandı.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na mektup yazdı. Açıklamalarda bulunan Özcan, mektubunda yer verdiği satırları basın mensuplarına da okudu. Özcan mektubunda, "Göreve geldiğiniz 13 yıldan bu yana toplam 11 genel seçim, yerel seçim ve referandumlarda başarılı olamadık. (2019'da göreceli olarak kısmi bir başarı söz konusudur.) Partiyi birinci parti yapma söyleminiz hiçbir zaman gerçekleşmemiş 7 Haziran 2015 ve 18 Mayıs 2023 seçimleri haricinde partimiz, rakip yapıdan 2 kat fark yemiştir. Bu süreçte aynı şeyleri yaparak, toplumdan kopuk benzer insanlarla çalışarak, aynı cümleleri kurarak oyumuzu artırmayı umduk ama olmadı. Demokrasiyi hiç ağzınızdan düşürmediğiniz halde, hiçbir kayıp seçimden sonra koltuğunuzu yeni, daha genç birine bırakmayı düşünmediniz veya kendi koltuklarını korumak için tabanın genel kanaatini yansıtmayan sizi seçecek kurultay delegelerinin seçimine bile isteye destek verdiniz. Sizi kandıranların dolduruşuna gelip, başta Sayın Meral Akşener olmak üzere gerçek vatanseverlerin uyarılarını dinlemeden kendinizi aday ilan ettirdiniz. İyi Parti dışında, toplamı yüzde 1 bile etmeyen, Demokrat Parti hariç AK Parti'den dışlanmışlarla yola çıktınız. 5 parti başkanına cumhurbaşkanı yardımcılığı ve birer bakanlık garanti edince kendinizi onlara Cumhurbaşkanı adayı ilan ettirdiniz. 'Ben ne yapabilirim liderler karar verdi' demek suretiyle aklımızla alay ettiniz" ifadelerine yer verdi.
Mektubunu okumaya devam eden Özcan, Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye yıllardır emek veren kişileri üzdüğünü belirterek, "Bu da yetmezmiş gibi, adaylığınızın garantisi karşılığında AK Parti'den koltuk kaybı yüzünden ayrılmış, dışlanmış insanların kurduğu bu partilere 40'a yakın milletvekili kontenjanı vermeniz, partimize yıllardır maddi manevi emek veren parti emekçilerini fazlasıyla üzmüş ve küstürmüştür" dedi.
"Ben başımı kuma gömmüyorum" diye Özcan, "Eski ve yeni milletvekilleri, eski ve yeni belediye başkanları, söylediklerimin tamamının doğru olduğunu biliyor. Arkadaşlar biz devrimci bir partiyiz. Direnmemiz gerektiğinde direniriz. Değişim zamanı gelince de 'Değişim şart' diyebilmeliyiz. Şimdi herkes başını kuma gömmüş bekliyor. Ben başımı kuma gömmüyorum. Başarısız olduk. Değişim şart ve kral çıplak" dedi.