9 Temmuz 2025 Çarşamba / 14 Muharrem 1447

Başkan Erdoğan'ın sürpriz ziyareti gündem oldu: Libya mutabakatına Tunus perçini

Libya ile yaptığı askeri işbirliği ve deniz yetki alanı anlaşmalarıyla Akdeniz’de oyunu bozan Türkiye, ikinci kritik adımı Tunus’la atıyor. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Said ile sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi.

STAR26 Aralık 2019 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Başkan Erdoğan'ın sürpriz ziyareti gündem oldu: Libya mutabakatına Tunus perçini

Türkiye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Kasım’da sürpriz şekilde Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ile İstanbul’da imzaladığı “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası” ile iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”nın Akdeniz’de neden olduğu depremin artçı sarsıntıları devam ederken, Erdoğan’dan ikinci bir sürpriz adım daha geldi. Başkan Erdoğan, programda yer almayan sürpriz bir ziyaretle Tunus’a giderek Cumhurbaşkanı Kays Said ile bir araya geldi. 

ŞER CEPHESİNE İKİNCİ SÜRPRİZ

Erdoğan’ın bu beklenmedik adımı başta Libya ile imzalanan anlaşmalarının şokunu üzerinden atamayan Türkiye karşıtı cepheyi oluşturan Yunanistan, Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail olmak üzere tüm dünyanın dikkatini Tunus’a çekti. Ankara’daki programlarını iptal eden Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Başkanlık Sözcüsü İbrahim Kalın ile birlikte geldiği Tunus’da Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından havaalanında karşılandı. Erdoğan, Said ile ikili bir görüşme gerçekleştirdi.   

KOMŞU ÜLKELERİ DE ETKİLİYOR

Erdoğan ve Raid, görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi soruları cevapladı. Erdoğan Türkiye’ye gelen 4 milyona yakın Suriyeli mültecilerin her şeyiyle Türkiye’nin ilgilendiğini söyleyerek, “Aynı şekilde Libya’dan da malum Tunus’un güneyine doğru bu bölgede 500 bine yakın mültecinin olması kime yüktür, o da Tunus’a ciddi bir yüktür. Bu yükün altından bir an önce kalkmak gerekiyor. Tabii bunlar daha sonra öyle bir hal alıyor ki terörize bir durum ortaya çıkıyor ve bu terörize durum da oradaki halkları ciddi manada rahatsız ediyor. Bu bakımdan Libya’daki bu olumsuz gelişmeler sadece Libya’da kalmıyor, aynı zamanda komşu ülkeler ki başta Tunus, buradan ciddi manada rahatsız oluyor” dedi. 

Libya’da bir an evvel ateşkesin sağlanarak siyasi sürece dönülebilmesi amacıyla atabilecek adımlar konusundaki işbirliğini ele aldıklarını anlatan Erdoğan “Biz Tunus’u bu bölgede istikrarın bir unsuru olarak görüyoruz ve birlikte de atabileceğimiz adımları konuştuk. Libya’da istikrarın sağlanması yönündeki çabalara Tunus’un çok değerli ve yapıcı katkıları olacağı inancındayım” açıklamalarında bulundu. Erdoğan ayrıca Libya’nın neredeyse tamamına yakınının Müslüman olduğu bir ülke olduğunu ve sorunlarını kendi içinde siyasi bir yöntemle çözmesinin en isabetli yol olacağını düşündüğünü belirtti.

Başlayan Berlin sürecinde Cezayir, Tunus ve Katar’ın olmayışının eksiklik olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu eksikliği Sayın Merkel’e ifade ettim bunun giderilmesinin doğru olacağını söyledim. Kendileri de bu konuda ‘bir değerlendirme yapmamda fayda var’ dediler. Daha sonra Sayın Putin’le de ben bu konuyu görüştüm bu düşünceme bu fikrime aynen kendisinin de katıldığını söyledi. Boris Johnson’la İngiltere Başbakanı’yla görüştüm ona da yine Tunus, Cezayir Katar bu ülkelerin sosyopolitik olarak bu bölgenin yani Libya’nın yapısını en iyi bunların bildiğini söyledim” dedi.

YUNANİSTAN İLE NE ALAKASI VAR

Erdoğan, Yunanistan’ın Libya’da yaşananlara müdahalesiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bir defa şu anda Yunanistan’ın ne kıta sahanlığıyla bu işin alakası var ne de aramızdaki özellikle Libya ve Türkiye arasındaki şu anda mevcut bantla bunun bir alakası var. Kıta sahanlığıyla ilgi alakası yok münhasır ekonomik bölgeyle ilgi alakası yok. Münhasır ekonomik bölgede malum sadece Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs’ın orada belli lotları var ve bunun dışındaki diğer alanda ise bizim Libya ile Türkiye arasındaki bağlantı bellidir ve bu konuda da yetki sahibi iki ülke vardır, o da Libya’dır, Türkiye’dir. Libya’nın şu anda biliyorsunuz resmi olarak bir başbakanı var o da Serrac’dır ve bizler de Serrac’la bu görüşmeyi heyetiyle beraber İstanbul’da kendilerini ağırladık, kendileriyle beraber yetkili arkadaşlarımızla oturduk müzakeresini değerlendirmelerini yaparak imzalar atıldı ve TBMM’den de bu mutabakat metnini de anlaşmayı da geçirmiş bulunuyoruz. Ve bundan sonraki süreci de bu istikamette devam ettireceğiz ve Yunanistan’ın burada herhangi bir söz sahibi olması diye bir şey söz konusu değildir. Tabi şunu da bunların bilmesi lazım artık devir o geçmiş devir de değildir. Geçmişte birçok anlaşmaları bunlar farklı şekilde yapmış olabilirler ama şu anda böyle bir Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de yoktur bunu da bilmeleri lazım.” 

TÜRKİYE DAVETE İCABET EDER

Başkan Erdoğan, Türkiye’nin Libya’ya asker gönderebileceği konusundaki açıklamaların hatırlatılması üzerine “Biz hiçbir yere bir defa bugüne kadar davetsiz misafir olmadık. Herhangi bir davet olursa tabi ki bunu değerlendiririz, adımlarımızı da buna göre atarız” değerlendirmesini yaptı. “Aslında şu andaki münhasır ekonomik bölgeyle ilgili atılan adım, bunun yanında özellikle de mutabakat metninin içinde yer alan maddelerin hepsi aslında bir adımın ön sesleridir ve bu konuyla ilgili olarak da bazı görüşmeleri yapmış bulunuyoruz” diyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Fakat sormak lazım, acaba şu anda Libya’da bulunan ve bunun 5 bini Sudan’dan, 2 bini Rusya’dan Wagner diye gelenler oraya hangi sıfatla geldiler, orada ne işleri var, hangi bağlantıları var? Bunları medya olarak sizin sormanız lazım. Türkiye ise böyle bir daveti aldığı zaman davete icabet de eder. Niye? Aramızda en azından bir mutabakat metni var, bir münhasır ekonomik bölgeyle ilgili anlaşmamız var, yani birbirimizle böyle bir bağımız var ama bunların hiçbir bağı yok. Hiçbir bağı olmadığı halde bunların orada ne işi var? Bunları sormak lazım.   Bir diğer olay, (Halife) Hafter meşru değildir, gayrimeşrudur. Gayrimeşru olarak Hafter durumdan vazife çıkarıyor. Serrac orada biliyorsunuz bir Mutabakat Hükümetinin Başbakanıdır, böyle bir durumu var ve uluslararası alanda karşılığı olan odur ama diğerinin böyle bir karşılığı da yoktur. Dolayısıyla, biz uluslararası karşılığı olan bir Serrac’ın attığı adımlarla biz de beraber adım atıyoruz, ama Hafter’in böyle bir vasfı, böyle bir sıfatı yok. Onlar durumdan vazife çıkararak yine bazı ülkelerle parası bol olan, silahları, imkanları bol olan ülkelerle bu tür adımları atıyorlar. Lütfen bunları da görelim ve ona göre Libya’daki kardeşlerimizi bunlara ezdirmeyelim, yedirtmeyelim.”

TUNUS CUMHURBAŞKANI KAYS SAİD: LİBYA MESELESİNİ TÜM YÖNLERİYLE ELE ALDIK

Tunus Cumhurbaşkanı Said ortak basın toplantısında mevkidaşı Erdoğan ile “Tunus zeytinyağı ve hurması”nın bulunduğu öğle yemeğinde sağlık, tarım ve diğer tüm sektörlerde işbirliğinin yanı sıra ekonomik, toplumsal ve siyasi meseleleri ele aldıklarını belirtti. Said, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakata ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti: “Libya meselesini tüm yönleriyle masaya yatırdık. Ancak, Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat zaptı, iki ülke arasındaki sınırları belirliyor. Bu iki ülke arasındaki bir mesele. Tunus’u kapsamıyor. Bazı ülkelerin bu konuya ilişkin çekinceleri olabilir. Ancak dediğim gibi bu bizim Türkiye veya Libya ile meselemiz değil.”  Said, Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmede ayrıca Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA), Tunus’ta inşa etmeyi planladığı hastane projesini değerlendirdiklerini kaydetti. Said, “Türkiye ile iş birliğinin tüm alanlarda daha verimli ve geniş ufuklar taşıdığını” belirtti.