27 Nisan 2024 Cumartesi / 19 Sevval 1445

Tutuklu ve hükümlülerin oy kullanma şartları belinlendi

YSK'nın tutulu ve hükümlülerin oy kullanmasına ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

31 Aralık 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
Tutuklu ve hükümlülerin oy kullanma şartları belinlendi
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararına göre, işledikleri kasıtlı suç nedeniyle haklarında verilen mahkumiyet kararı kesinleşen ancak henüz ceza ve infaz kurumuna alınmayan, cezanın infazına başlanılmasından sonra koşullu olarak salıverilmelerine karşın hak ederek tahliye edilecekleri süre henüz dolmayanlar ile uzun süreli hapis cezaları erteli bulunanlar seçimlerde oy kullanabilecek.
 
YSK'nın Resmi Gazete'de yayımlanan kararında, seçmen kütükleri kesinleştikten sonra kütükte kaydı bulunmayan seçmenlerin oy kullanamayacakları göz önüne alındığında, kesinleşen seçmen kütüklerinde kaydı bulunmayan taksirli suçlardan hükümlüler ve tutukluların, tutuklu seçmen listesine kayıtlarının yapılmasının, taksirli suçlardan hükümlüler ile tutuklular lehine bir durum ortaya çıkardığı belirtildi.
 
Bu itibarla 27 Mart 2014'e kadar tutuklanıp cezaevine konulan tutuklularla taksirli suçlardan hükümlülerin, şayet daha önce herhangi bir seçmen kütüğünde kayıtlı değillerse, listeye dahil edilemeyecekleri ve oy kullandırılamayacakları ifade edildi.
 
Seçmen kütüğüne kayıtlı olup olmamanın belgelendirilmesinin, taksirli suçlardan hükümlü ile tutuklu seçmene ait olduğunun belirtildiği kararda, şunlar kaydedildi:
 
''Kesinleşen seçmen kütüğünde kayıtlı olup da ceza ve tutukevinde bulunan taksirli suçlardan hükümlü ile tutuklu seçmenler, ceza ve tutukevi yönetimi aracılığıyla ilgili ilçe seçim kurulu başkanlığından, seçmen kütüğüne kayıtlı olduğuna ilişkin aldığı belgeyi veya seçmen bilgi kağıdını vermeleri halinde, tutuklu seçmen listesine kaydını yaptırabilecektir. Kuşkusuz bu seçmen oy kullanacağı ceza ve tutukevleri seçmen listelerinde kayıtlı ise kendisinden ayrıca belge istenmesine gerek yoktur. Öte yandan 7 Şubat 2014 tarihinden sonra yeni kurulan ceza ve tutukevleri için de yukarıda açıklanan koşullar çerçevesinde tutuklu seçmen listelerinin oluşturulması zorunludur.''
 
Oy kullanabilecekler
 
Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokol'ün, kanun hükümlerine göre bir üst norm olduğundan, anılan hukuki düzenlemelerde yer verilip korunan temel hak ve özgürlüklerin kanunlarla daraltılması durumunda, doğrudan Anayasa’da yer alan düzenleme veya Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrası hükmü dikkate alınmak suretiyle milletlerarası andlaşma hükümlerinin uygulanması gerekeceği belirtildi.
 
Kararda şöyle denildi:
 
''Her ne kadar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesinin birinci fıkrası hükmü, madde gerekçesi ve doktrinde ileri sürülen görüşler dikkate alındığında, kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olan kişiler hakkındaki mahkumiyet hükümleri hariç olmak üzere, kişilerin kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanması gereken hak yoksunluklarının bu kapsamda da seçme ehliyetinin, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden başlayarak, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, diğer bir ifadeyle hak ederek salıverilmesine kadar devam etmesi gerekmekte ise de Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 67. maddesinin beşinci fıkrası ve 90. maddesinin son fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek Protokolü'nün 3. maddesi, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 7. maddesi, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 57. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi hükmü ve Söyler/Türkiye kararı ile yukarıda yer alan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, seçme ehliyetinden yoksun kılma yönündeki hak yoksunluğunun kişinin sadece ceza ve infaz kurumunda bulunduğu dönemde kullanılmasına engel olabileceği, diğer bir ifadeyle hakkındaki hapis cezasını gerektiren mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra ancak bu cezanın infazı için ceza ve infaz kurumuna alınmasıyla başlayıp ceza infaz kurumundan koşullu olarak salıverilmesiyle birlikte sona erecektir.''
 
Sadece kasıtlı suçtan dolayı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin oy kullanamayacağının, buna mukabil hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olup da henüz cezaevine alınmayanlarla, ceza infaz kurumlarından koşullu salıverilen ancak hak ederek tahliye edileceği süreyi daha doldurmayan ve mahkemesince uzun süreli cezasının ertelenmesine karar verilen hükümlülerin cezaevinde bulunmamaları nedeniyle bu süre içinde yapılacak seçimlerde seçmen olabileceklerinin, başka bir ifadeyle sözü edilenlerin oy kullanabileceklerinin kabulünün gerektiği belirtildi.
 
Karşı oy
 
YSK'nın iki üyesi, işledikleri kasıtlı suç nedeniyle haklarında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmekle birlikte henüz ceza ve infaz kurumuna alınmayan, cezanın infazına başlanılmasından sonra, koşullu olarak salıverilmelerine karşın, hak ederek tahliye edilecekleri süre henüz dolmayanlar ile uzun süreli hapis cezaları erteli bulunanların, yapılacak seçimlerde oy kullanmaları gerektiği yolundaki çoğunluk görüşüne katılmadı. 
 
İki üyenin karşı oy gerekçesinde, "Yasa koyucu isteseydi, kasıtlı suçtan dolayı verilen mahkumiyet kararı nedeniyle kesinleşme-infaza başlama ya da infaza başlama-koşullu salıverilme tarihleri arasında hak yoksunluğunun uygulanmayacağına işaret ederdi. Nitekim cezası erteli olanlar ile koşullu olarak salıverilenler açısından istisna getirilmek suretiyle, Türk Ceza Yasası'nın 53/1-c madde fıkrasındaki velayet, vesayet ve kayyımlığa ilişkin hak yoksunluğunun uygulanamayacağı kuralı getirilmiştir" ifadesi kullanıldı.