15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Meclis'den 'Darbeci' tanımı

Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 12 Eylül Alt Komisyonu Taslak Raporu’nda “darbeci”nin tanımı yapıldı.

NEVİN BİLGİN ANKARA21 Kasım 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Meclis'den 'Darbeci' tanımı

Toplumu sürü, kendini çoban sanır sevimsiz-ruhsuz çehreli ve vicdansız

Taslak Raporun “12 Eylül’ün sosyal psikolojik kökenleri, şiddet kültürü, darbeci psikoloji ve anlayış, darbenin yarattığı travma ve psikolojik maliyet” başlıklı bölümde yapılan darbeci tanımı şöyle:

Ülkenin tek kurtarıcısı kendini görür

“Darbeci, hepimizin yakından bildiği, gündelik hayatta örneğini çokça gördüğümüz bir kişiliğe sahiptir. En öne çıkan özelliği, her şeyi kendisinin bildiğini, toplumun güdülmesi gereken bir sürü olduğunu düşünmesidir. Darbeciler, ülkenin nasıl kurtulacağının yegâne reçetesinin kendi kafalarının içinde olduğu saçmalığına inanacak kadar kendilerine ve güce tapınırlar. Bu ‘her şeyi ben bilirim’cilikleri, toplumu küçümseyen tavırları onları sevimsiz, ruhsuz bir çehreye büründürür.

Herkesi kendilerine karşı zanneder

Darbecilerin ikinci özellikleri, şüpheci ve vicdansız oluşlarıdır: Herkesten kendilerine karşı oldukları konusunda şüphelenirler -ki aslında haklıdırlar, kimse onları gerçekte sevmemektedir- ve şüphelerini yatıştırmak için olmadık zulümlere başvururlar ve yaptıklarından asla suçluluk ve vicdan azabı duymazlar, zulümlerini hep meşru görürler. Darbeciler ülkenin tüm sorunlarının, ‘Atatürkçülük’ten sapmaktan kaynaklandığına inanmaktaydı. Bu sapışın nedenleri onlara göre, muhteris politikacıların çevirdiği dolaplar ile yabancı ideolojilerin yurda sızmasıydı.

Darbe toplumu adeta çocuklaştırır

Darbecilik, kelimenin gerçek anlamıyla toplum düşmanlığıdır. Darbeler, toplumsal dinamiklerin kendiliğinden akışının önüne set çekerler ve toplumu adeta çocuklaştırırlar. Darbeciler ellerinde güç ve despotizm balyozuyla toplumun karşısına geçer ve kendilerini onları tüm dertlerinden kurtaracak ‘kurtarıcılar’ olarak sunarlar. Darbenin neden olduğu travmanın hiç ummadık alanlarda insanlığı zaafa uğratan etkileri vardır. Örneğin 1960 darbesini yaşayanlar, niye siyasi liderlerinin idam edilişlerine sessiz kaldıklarının; 12 Eylülü yaşayanlar niye referandumda evet dediklerinin acısını, kimseye söyleyemeseler bile hayatları boyunca yaşarlar.