27 Mayıs darbesi, "Tek Parti Diktatörlüğü" sonrasında milletin kabullenmediği için güneş gören "kar" gibi erimeye başlayan inkılâp darbelerini, "Anayasa koruması"na almak için yapılmıştır.
Diğer taraftan bütün darbelerin asıl mimarı emperyalistlerdir. Yani, kirli bir ortaklıkla, Haçlı Siyonist ittifak "küresel" hedeflerine ulaşırken, içerideki maşaları da, ekonomik ve siyasî "havuç"lara kavuşmaktadır!
Mesela bugün 65. sene-i devriyesiyle burkulduğumuz "ana darbe" ile ilgili belgeler, "27 Mayıs darbesini ABD plânladı, ancak; CHP ve İnönü'nün desteği olmasaydı darbe yapılamazdı" gerçeğini ortaya koymaktadır.
14 Mayıs 1950 seçimlerini 416'ya 69 gibi net bir skorla kaybeden İnönü, "Komünistler hile karıştırdı deyip, iptal edelim" teklifinde bulun cuntacılara, "Millet yanlış yaptığını ilk seçimde anlayıp CHP'ye dönecek" demişti ama 1954 ve 1957 seçimlerini daha dramatik sonuçlarla kaybetmişti!
CHP'nin, artık "sandıkla" iktidara gelemeyeceğini anlayan İnönü, "komitacı" özelliğini devreye sokmaya karar vermişti.
ABD, "İÇERİDEKİ DOSTLARINI" DEVREYE SOKTU!
1950 öncesinde, "Marshall Yardımı" hatırına İnönü'ye her şeyi yaptıran Amerika, Demokrat Parti iktidarının; özellikle Fatin Rüştü Zorlu öncülüğündeki millî dış politikasından çok rahatsızdı. Hatta; tahammülü kalmamıştı!
1959 sonunda ABD'ye giden Başbakan Adnan Menderes, çok soğuk karşılanmıştı. 9 Ekim günü Menderes'i, çalışma ofisinde kabul eden Başkan Eisenhower, kredi talebini reddettiği gibi Marshall Yardımı fonlarının da bittiğini söylemişti. Dışişleri Bakanı Christian Herter ise, Başbakan'ı 45 dakika bekletmiş ve görüşmeyi 15 dakikada bitirmişti.
Büyükelçi Suat Hayri Ürgüplü bu olanları, gazeteci Orhan Karaveli'ye "ABD, Menderes'i sildi" şeklinde tercüme etmişti!
Zira ABD, emperyalist hedefleri için çok önemli olan Türkiye'yi, "millî" bir hükümetin yönetmesine daha fazla göz yumamazdı!
İNÖNÜ, "MÜTTEFİKİNE" DESTEK VERİYORDU!
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, uzun yıllar "birlikte çalıştığı" ABD'yi çok iyi tanıyordu! Bu yüzden, Menderes'in gidişini hızlandırmak için öğrenci-işçi bütün kesimleri tahrik ediyor; darbe müttefikine destek veriyordu.
Sokakları karıştırmayı başaran İnönü, İstanbul'da 14 generalle gizlice görüşmüştü. Tedirgin olan Hükümet, Anayasa'nın 22. Maddesi'ne dayanarak bir "Tahkikat Komisyonu" kurulması için kanun teklifi sunmuştu.
Bu teklifin görüşüldüğü 18 Nisan günkü TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Genel Başkanı, "Biz Meşrutiyet ihtilâlinden geldik, Cumhuriyet ihtilâline yöneldik" diye başladığı konuşmasına, "Baskı rejimi kurulunca ihtilâl behemehâl olur. Bu yolda devam ederseniz, sizi ben de kurtaramam. Şartlar tamam olduğu zaman ihtilâl meşru bir haktır" şeklindeki o meşhur tehdidini savurmuştu.[1]
İnönü bazı işaretler almış olacak ki; 27 Nisan günkü Genel Kurul'da daha "ağır" bir konuşma yapmıştı. Kullandığı ifadeler o kadar "darbeci" idi ki, tutanaklardan çıkarılmıştı. Hatta bu konuşma sebebiyle, 12 birleşime katılmama cezası almıştı!
Günümüzdeki CHP yöneticileri, bu diktatörce beyanların unutulduğunu bilmenin rahatlığıyla önüne gelene "diktatör" ithamı yapıyordu. Ancak; gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi bir huyu vardı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un imzasıyla verilen 23.06.20202 tarih ve 7248 sayılı kanun teklifinin oy birliğiyle kabul edilmesiyle, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yüksek Adalet Divanı'nın verdiği bütün kararlar "hükümsüz" hale gelmişti.
Ayrıca, Yüksek Soruşturma Kurulu ve Yüksek Adalet Divanı'na ait her türlü arşiv belgesinin TBMM Başkanlığına devredilmesine karar verilmişti.
İşte bu evrakı inceleyen Yassıada Tazminat Komisyonu, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün; TBMM Tutanaklarından çıkarılan 27 Nisan 1960 tarihli konuşmasına rastlamıştı.[2]
Bu ifadeleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2020 yılında "Demokrasi ve Özgürlükler Adası"na dönüştürülen Yassıada'da 27 Mayıs 2021 günü yapılan Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda açıklamıştı.
Erdoğan, "CHP'nin 'Milli Şef' diyerek yere göğe sığdıramadığı İsmet İnönü'nün, 27 Mayıs darbesinin hemen öncesinde TBMM'de yaptığı konuşmayı paylaşmak istiyorum" diyerek şunları aktarmıştı:
"Dışarıda Meclis binasını kuşatmış bir tabur asker var. Başlarındaki genç binbaşıyı çağırın ve beni alıp götürmesini söyleyin; bakalım emrinize itaat edecek mi? Binbaşıyı ben çağırayım ve Meclis'i feshettireyim. Bunu ister misiniz? Siz, ihtilâlin bastırılacağına inanmakla bir kere daha hata yapıyorsunuz. İhtilâl olacak ve siz kurtulamayacaksınız!"
Resmen "Darbe yapıyoruz" anlamına gelen bu ifadelerin tutanaklardan çıkarıldığını iyi bilen CHP yöneticileri, "İnönü'nün böyle bir konuşması var mı" şeklinde bir soru önergesi vermişti. Tabii ki yoktu! Dönemin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 9 Temmuz 2021 günü bu sonucu gururla açıklamış ve "Erdoğan, İnönü Ailesinden ve milletten özür dilemeli" demişti!
Oysa TBMM tutanaklarından çıkarılan bu skandal ifadeler, Yassıada Davaları Soruşturma Ekleri" dosyasındaydı! Ayrıca, bu oturumu izleyen İstanbul Milletvekili Mithat Perin de bu "kritik" konuşmayı, gazeteci refleksiyle not almıştı.[3]
CIA BAŞKANI DA "DARBE"Yİ MÜJDELEMİŞTİ!
CHP ile ABD'nin darbe öngörüleri arasında şaşırtan bir "örtüşme" vardı!
24 Mayıs'ta Washington'da toplanan; "ABD MGK'sı" diyebileceğimiz "National Security Council"de konuşan CIA Başkanı Ailen Dulles, "Başbakan Menderes, hoşnutsuzluğun derecesini anlayamamış görünüyor" diye başlayan "Türkiye" sunumunu, "Ordunun yönetimi ele almasını bekliyoruz" cümlesiyle tamamlamıştı!
Nitekim fazla beklememişlerdi!
Üç ili ziyaret etmek üzere 26 Mayıs'ta Eskişehir'e giden Başbakan Menderes'i, "Benim okulum" dediği, Hava Harp Okulu öğrencileri karşılamıştı. Ama manzaraya bakılırsa artık onun okulu değildi!
Zira, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı artarak yumruk sallamışlardı! Bu da yetmemiş; tam Menderes tören mangasını selamlarken, (Muhsin Batur olduğu tahmin edilen) komutanın "Geri dön..." emriyle, Başbakan'a sırtlarını dönmüş ve 10. Yıl Marşı söyleyerek gitmişlerdi! Bu "organize isyan" Menderes'i kahretmişti!
Miting için gittiği Odunpazarı'nda ise, hoparlör kablolarını keserek, konuşma yapmasını engellemişlerdi. Hâlbuki konuşabilseydi, gerginliği önlemek için muhalefetin; tıpkı şimdiki gibi ısrarla istediği "erken seçim" kararını açıklayacaktı.
Geceyi Eskişehir Şeker Fabrikası'nda geçirmeye karar veren Menderes, fırsat bulamadığı "erken seçim" açıklamasını, sabahleyin gideceği Kütahya'da yapmayı planlamıştı!
Ama o gecenin sabahı hiç olmayacaktı!
Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun, 02.00'de Başbakan Menderes'i aramış, "Bazı genç subaylar darbe yapmaya çalışıyor. Harekete geçerseniz kolayca bastırırız" demişti.[4]
Darbe 03.00'te başlayacaktı. Cuntacılar bir saat önce Orgeneral Erdelhun'a gelerek "Liderimiz ol" teklifi yapmıştı. Bunu reddeden ve canı pahasına direnen Erdelhun Paşa'nın 40 yıllık askerî kariyeri bir gecede bitmişti! Çünkü darbeciler, "er" ilan etmişti! Hatta hakaret ve dayakla götürüldüğü Yassıada'da, ağır işkenceler çekmişti Oysa, onlar gibi devletine ve milletine nankörlük etseydi, Yassıada'da değil; Köşk'te olacaktı!
ABD'DEN "DAKİK DARBE" İÇİN TEBRİK!
Zamanlama çok manidardı! Başbakan Menderes 27 Mayıs'ta devrilmeseydi, 12 Temmuz'da Moskova'ya gidecek ve SSCB ile çok önemli anlaşmalar imzalayacaktı!
Ankara Büyükelçisi Fletcher Warren'ın, 27 Mayıs sabahı Washington'a gönderdiği "TSK, görülmemiş bir intizamla gerçekleşen darbeyle yönetimi ele almıştır. Ciddi bir direniş olmamıştır" raporuyla, CIA başkanını teyit etmişti. Darbecilerin "teminat" verdiğini belirten Büyükelçi, darbenin iç gerekçelere dayandırıldığını; Amerika aleyhtarı bir ortam oluşmadığını ifade etmişti!
Ertesi gün Cemal Gürsel'i ziyaret ederek kutlayan Büyükelçi Warren, "Görev yaptığım ülkelerde çok darbe gördüm. Bu, şahit olduğum en dakik ve en süratli darbe idi" demişti! Demek ki, darbenin saatini bile biliyordu.
Darbe üstadı Warren ayrıca Gürsel'i, "Darbeyi yapmak işin en kolay tarafıdır. Esas güçlükler sonra başlayacaktır. Bu güçlükler, Amerika'yı da ilgilendirir. Önümüzdeki aylarda doğacak bu güçlüklerin çözümünde Amerika yardıma hazırdır" şeklinde uyarmıştı![5]
ABD Başkanı Eisenhower da, 11 Haziran günü bir mesaj yayınlayarak Cemal Gürsel'i tebrik etmiş ve ilk dilim olarak 400 milyon dolar yardım göndermişti!
"MENDERES'İ ASIN, BAŞLADIĞINIZ İŞİ BİTİRİN!"
Darbe sabahı İzmir'den apar topar getirilerek "lider" yapılan Cemal Gürsel, çok şey borçlu oldukları CHP lideri İnönü'yü arayarak "Paşam, emirleriniz bizim için (haşa) peygamber buyruğudur" demişti! İnönü ise, "Memleket için çok hayırlı bir iş yaptınız, yanınızdayım. Bir şey olursa ben hazırım" cevabı vermişti.
İlginçtir, ABD Büyükelçiliğine olduğu gibi İnönü'nün konutuna da iki cuntacı subay gelerek, "bağlılık" sunmuştu. Hatta balkona çıkarak, Ayten Sokak'ta toplanmış olan darbe şakşakçılarını birlikte selamlamışlardı!
İnönü'nün darbecilere etkisi, ilerleyen süreçte çok daha netleşmişti. Hatta, Yassıada'dakiler bile İnönü'nün işaretini çok önemsemişti!
Berrin Menderes, oğlu Aydın'ın "N'olur anne; Paşa'ya gidip yalvaralım, belki babamın idamını önler" diye yalvarması üzerine İnönü'ye gitmişti. Bir saatlik görüşme sonrası gazetecilere, "Dertli kadındır; dinledim" demekle yetinmişti!
Oysa isteseydi idamları durdurabilirdi.
Çünkü 15 sanık hakkında "idam" kararı çıkmışsa da, son kararı İnönü verecekti! Zira, Millî Birlik Komitesi üyeleri, yetkilerini; "Temsilciler Meclisi"ne devrederken, "Paşam, idamlar konusundaki son kararı da Temsilciler Meclisi'ne devredelim. Siz bu kurula hâkimsiniz (çünkü üyeler CHP'liydi), istemiyorsanız onaylatmazsınız" demişti. İnönü ise "Başladığınız işi bitirin" cevabı vermişti![6]
Bu İnönü'nün şimdiki temsilcisi, Özgür Özel'dir.
27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a; bütün darbelere destek veren CHP'nin bugünkü lideri Özgür Özel'in, kimlere "posta güvercinliği" yaptığına çok dikkat etmelidir!
[1] TBMM Zabıt Ceridesi, 18 Nisan 1960, s. 207.
[2] 19 No.lu kutu, 55 no.lu gömlek, sıra1, evrak 1.
[3] "Özel" Çarpıtma, Akşam, 10 Temmuz 2021.
[4] https://www.aa.com.tr/tr/demokrasinin-infazi-27-mayis/menderesin-siyasî-yasamindaki-donum-noktasi-kutahya/1157208
[5] Fahir Armaoğlu, Türk Amerikan İlişkileri, Kronik Yayınları, İstanbul 2021, s. 231-233.
[6] Mücahit Türetken, AA, 21 Mayıs 2018