15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Ordunun Darbe mantığının altında hangi gerçekler vardı?

24 Tv ekranlarında yayınlanan Elif Çakır’ın sunduğu Söz Bitmeden’in bu akşamki konukları 28 Şubat'ta emekli olmak zorunda bırakılan Din dersi öğretmeni Selahattin Arslan ve Y.A.Ş kararı ile ihraç edilen Jandarma Kıdemli Binbaşı İbrahim Töre.

Serhat Kırcı/Stargazete.com19 Kasım 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Ordunun Darbe mantığının altında hangi gerçekler vardı?
28 Şubat mağduru askerlerler Selahattin Arslan ve İbrahim Töre seçmli Din Derslerini yorumluyorlar.

Elif Çakır; Asker psikolojisi ve ruh hali nasıl bir psikolojidir?

Selahattin Arslan: Sürekli şu anlayış dile getiriliyor, Cumhuriyeti biz kurduk dolayısıyla kurduğumuz için korumakla da biz görevliyiz. Tabi korumakla görevliyiz diyince Cumhuriyetin başında devrimler de yapılınca ister istemez dindar kesimlerin tepkisi olmuş bu sebeple de dindar kesimlere karşı bir teyakkuz anlayışı yerleşmiş. Laiklik de ana ilkelerden birisi biz laikliği yerleştirmek istiyoruz ama karşımızdaki toplum dindar öyleyse bunlara karşı dikkatli olmamız gerekir bazı tedbirler almamız gerekir düşüncesi hep olmuş.

Asker - Sivil ilişkisi

Ordunun Darbe mantığının altında hangi gerçekler vardı?

Elif Çakır; Ship çıkma mantığı diyebilirmiyiz?

Selahattin Arslan: Sahip çıkma mantığı. Ben kurdum buna sahip çıkmalıyım. Kendine göre telkinler de var tabiki dışardan, bu sadece kendi görüşü değil. NATO'dan bazı telkinler var. En büyük tehlike burada din dir, dine karşı teyakkuz halinde olmalısınız Cumhuriyeti korumalısınız. Tabi bu koruma refleksinden kaynaklanan bir durum ve bazıları ne yaptığını biliyor,bir kısmı da eskilerin değimiyle etkilenme altında kalıyorlar. "Aman ha bak sen sahip çık bu sana emanet, tehlikelere karşı bunu korumakla yükümlüsün!" işte bu mantıktan hareketle sürekli bir şekilde askerler böyle tahrik edilebiliyorlar.



Elif Çakır; Seçmeli derslerin müfredata girmesi normalleşmenin işareti mi?

İbrahim Töre: Biraz önce Selahattin bey'in de söylediği gibi psikolojide Sosyolojik şartlanma diye bir şey var. Bu bize darbacilik öğrneği Abdülaziz Han dan başlar. 30 Mart vakasında irticaya itiraz edilmiştir toplumda. Bu Cumhuriyetle beraber çok daha katlanarak gelmiştir ve bu anlayış içerisinde de her dini olan şey sanki cumhuriyete özellikle de Atatürkçülüğe büyük bir tehdidmiş gibi şartlanıldı. Darbe döneminde toplum paranoyak bir hale getirilmeye çalışıldı oyüzden bundan normal birşey yok bu toplum müslüman dini böyle toplum bu halkın değerleri bu ordusu da halkı gibi olacaktır bukadar normaldir.

Elif Çakır; Ordunun dine ve dindar subaylara bakışı nasıldı?

Selahattin Arslan: Ben öncelikle son karardan dolayı Genelkurmay Başkanı'mızı tebrik ediyorum teşekkür ediyorum gerçekten tarihi bir karar. Aslında dediğiniz gibi normal bir hukuk devletinde normal bir karar.

28 Şubat'ın ayak seslerini biz 1993'ten itibaren silahlı kuvvetlerde görmeye başladık. O sırada özellikle de 1994 yılında kara kuvvetlerinden bir prensip emri geldi bu emirde şöyle bir ifade vardı "Askeri eğitim öğretim kurumlarında Atatürkçülüğü bir yaşam biçimi olarak benimsememiş personelin bulunmasına,kalmasına kesinlikle müsade edilmeyecektir. Bunlar zararsızdır gibi bir düşüncede olunmayacaktır bu durumda olan personel sıralı amirlerince kara kuvvetleri komutanına kadar bildirilecektir". Tabi bu emirle beraber biz dümeye basıldığını anladık.

Kuran-ı Kerim ve siyer askeri okullarda şeçmeli okutuluyor

Elif Çakır; Diğer Milli Eğitim okullarıyla müfredat olarak askeri okulların eşitlendiği anlamına geliyor mu?

Selahattin Arslan: Bu anlama geliyor. Ancak burada problem şu. Daha önceleri bir korku havası estirildi yani dindar kişilikve görintide olmak bir suç oldu. Askeri liseye alınırken bile birsürü elemelerden geçirildi. Aman dindarlık belirtisi olmasın konusuna dikkat edildi. Bu şekilde bir korku yerleştirildi. Tabi şu anda böyle bir uygulamanın başlaması sevindirici bir gelişme.

1974 yılında alınan bir kararla askeri liseler normal kolej anadolu lisesi statüsüne alınıyor ve o tarihten itibaren din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretilmeye başlandı. Zaten Genelkurmay biz askeri liselerde Milli Eğitim'in müfredatını uygulayacağız diye önceden kabul etmiş. Bunun sonucunda da bizim okullarımızda normal bir anadolu lisesi mezunu sayısal istegiği üniversiteye girebilsin dışarda da anadolu lisesi dengi olarak kabul edilsin. Bu kabul edilmiş ve bugüne kadar da uygulanıyordu. Dolayısıyla böye bir uygulama yasal olarak olması gereken normal bir uygulamaydı. Bu açıdan seviniyoruz.