7 Temmuz 2025 Pazartesi / 12 Muharrem 1447

Özerk bir Kürt bölgesi kurulabilir mi?

Moderatörlüğünü Elif Çakır'ın yaptığı Söz Bitmeden programının bugünkü konuğu Bugün Gazetesi Yazarı Gülay Göktürk'tü.

24 Temmuz 2013 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Özerk bir Kürt bölgesi kurulabilir mi?
Elif Çakır’ın bugünkü konuğu Bugün Gazetesi Yazarı Gülay Göktürk’tü. Suriye olayları, PYD - EL-NUSRA çatışması ve çözüm sürecine yönelik önemli açıklamalarda bulundu...

İşte o programdan öne çıkan açıklamalar...

Suriye'de durum kötü, Esad'ın gücü yanlış tahmin edildi

Elif Çakır: Suriye’de şiddet olayları ve iç savaş neler oluyor…?

Gülay Göktürk: Tabi Suriye’de durum kötü maalesef, Görünen o ki kısa vadede durum düzeleceğine de benzemiyor. İç savaşa da dönüşmüş durumda, Esad’ın gücü yanlış tahmin edildi. Esad bir çok analizcinin tahminlerin ötesinde güçlü çıktı. Bir yanda böyle bir problem var, Muhalefet parçalanmış durumda, Muhalefetin o karakteri kozmopolit yapısı içinde barındıran. Radikal İslamcı grupların gerek Amerika’da Gerek batıda oluşturduğu tedirginlikler dolayısıyla oluşturduğu problemler var.Bir de tabi PYD olayı var; Bütün bunlar Suriye’de olayların kolay kolay suların durulmayacağı anlamına geliyor…

Elif Çakır: PYD bu konuda ne durumdadır…?

Gülay Göktürk: PYD ye bakacak olursak, PYD ‘nin Suriye’deki olaylardan yararlanarak tapmaya çalıştığı özerklik ilanını bir ilkesel olarak, Bir de siyaseten değerlendirmek lazım. Şimdi ilkesel açıdan baktığımızda şöyle görüyorum. Şimdi Hükümete uzun zamandır ahlaki dış politikasında vurgu yapıyor. Yani ne demektir bu; Biz kendi ulusal çıkarlarımız, milli çıkarlarımız ikinci plandadır, Bunlar tabi ki önemlidir, Fakat ast olan ilkesel durabilmektir. Dış politikada ahlaki olan nedir, Eğer bir ülke işgal altındaysa siz işgalciyi desteklemezsiniz bu ahlaki bir sorumluluktur. Eğer bir yerde darbe varsa siz orada meşru seçilmişliği savunursunuz, Demokrasi sandığı savunursunuz. Bu durumda siz şu açıdan bakmazsınız o değil de bu olursa benim ülkemin çıkarlarına doğru olarak savunmazsınız. AK Parti uzun zamandan beri dış politikaya böyle bakıyor ve son derece ahlaki bakıyor, Benim dış politikam budur. Bir de PYD açısından bakarsak şöyle bir tablo ortaya çıkıyor; Orada bir Kürt azınlık var, ve bu azınlık Esad rejimi altında çok acılar çekti. Elbette yaşanan iç karışıklıklardan faydalanarak, Hak ve özgürlüklerini genişletmek istiyor. Bir otonomi oluşturmak istiyor.

Elif Çakır: Ama Salim Müslim’in açıklamaları var Biz devlet kurmak istemiyoruz bunu nasıl buluyorsunuz?

Gülay Göktürk: Salim Müslim böyle söylüyor, Fakat bu 3 yıl sonra kurmak istemediği anlamına gelmiyor. Ortadoğu’daki Kürt parçacıkları var, bunun garantisi yok. Bakın ne diyor, Barzani, Talabani bu bizim hayalimizdir diyor. Ama biz gerçekçi insanlarız, Biz politikacılarız. Bunun hayalini kurmak başka bir şeydir, Reel olarak bunu gerçekleştirmek başka bir şeydir. Görünen o ki Ortadoğu’daki birleşik Kürdistan’ın kurulması için bir dış konjonktür ve Bu dört ülkenin koşulları böyle bir şeye izin vermiyor. Hedefledikleri bir özerk bölge olabilir, Belki de onu da kuramayacaklardır, Ama hedef olarak bir özerk bölge istiyorlar.

Elif Çakır : Suriye’nin Kuzeyinde kurulması muhtemel bir özerk bölge bir dış tehtid oluşturur mu?

Gülay Göktürk: Bu çok ilkesel bir duruş olmaz, Ahlaki bir dış politikaya da ters düşer. Sonuç da orada yaşayan halk kendisi için neyin iyi olduğuna karar veriyor, Deniyor ki iç savaşın kargaşasından yararlanıyor, Evet iç savaşın kargaşasından yararlanıyor olabilir, Mesela Sovyetler birliği birinci dünya savaşın karmaşasından çıktı. Bunda bizim açımızdan bir problem yoktur. Deniliyor ki orada bir özerk bölge kurulursa Kuzey Irak üzerinden gelecek petrolün oradan geçeceği söyleniyor, Olabilir zaten ilkesel ahlaki politika bunu gerektiriyor. Esas zor olan Bazen sizin milli çıkarlarınıza ters de olsa ilkesel ve Ahlaki olanı savunabilmektir. Sorun sadece sınırın problemi olsaydı o konuda anlaşılabilir. Sınırı korumak için uluslar arası hukukun size verdiği haklar var, Bunları her zaman kullanabilirsiniz. Ama daha kategorik olarak biz orada bir bölge istemiyoruz, Buna müsaade etmeyiz demek, Şuana kadar, Hükümetin uyguladığı, Dış politikaya ters düşüyor.

Elif Çakır: Bugünkü yazınız da Suriye’de kurulacak Bağımsız bir Kürt devleti Türkiye’dekilere sempati gelmez…?

Gülay Göktürk: Şimdi Bir ülke düşünün orada yaşayan vatandaşlarına, Eşit, hür ve refah içerisinde bir hayat yaşatsın. Ve bunu yaşayan birey, Suriye’nin kuzeyinde iç karışıklıklar, Ekonomik olarak bozuk bir yere gitmek ister mi ? Hayır gitmek istemez bu ülkede yaşamak ister. Burada dört parça içerisindeki, Kürtler açısından baktığımızda, Böyle bir dış faktörün Türkiye’deki Kürtlerin ayrılma eğimini güçlendirip güçlendirmeyeceği iki şeye bağlıdır: Bir Türkiye’deki Kürtler ne durumda, İki oradaki Kürtler ne durumda…Yani bu bir rekabettir, Kimin kürdü daha mutludur rekabetidir. Eğer sizin Kürtleriniz, Irak’taki Kürt’ten, Suriye’deki Kürt’ten hem hak olarak, hem eşitlik olarak daha mutluysa burada bir tehlike söz konusu değildir. Bizim bunu görmemiz, Kürtlerle beraber birlikte yaşama isteği gönüllü esasına bağlıdır. Fobilerimizden kurtulmalıyız. Irak’taki yaşananlar, Yok İran’da yaşananlar, Suriye’de yaşananlar bizi etkiler mi fobisinden kurtulmalıyız. Tıpkı Kuzey Irak Kürdistan’ı gibi dostça bir politika yürütmeliyiz.

Elif Çakır: Barzani’nin Çağırısıyla Toplanan Kürt Konferansının Çözüm sürecine etkisi ne olacaktır?

Gülay Göktürk: Bunlar Muhtemelen dört parçada da silahlı mücadele yerine, Mevcut ülkede demokrasinin geliştirilmesi için, O ülkenin diğer halklarıyla birlikte yaşamanın formülleri ortaya çıkacaktır. Çünkü PKK Öcalan’ın ağzından silahlı mücadelenin miadı dolmuştur, Bunu sadece Türkiye için söylediğini zannetmiyorum. Aynı şeyi Barzani’de düşünüyor. Bugün Ortadoğu ’daki Kürt meselesi bir değişim yaşamakta, Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki konjonktürün baskıya dayalı silahtan gücünü alan bir örgütün bu şekilde başarılı olamayacağını görülmesi üzerine gelinen bir noktadayız. Bu Türkiye’deki süreç boşuna başlamadı. Ve bu konferansın bir Kürt realitesinin hedeflerini tespit etmek, Bulundukları ülkede demokrasinin şartlarını yerine getirmek, Özerk bölgeler oluşturmak, Belki federasyon tipinde bir örgütlenmeyi savunmak ama bunları silahsız bir demokrasiyle yapmanın temenni kararı çıkacaktır.

Elif Çakır: Türkiye’deki Çözüm Sürecindeki Yaşanan provokasyonlar, Eylemler bir sekme söz konusu mu?

Gülay Göktürk: Çeşitli zor dönemlerini yaşanacağını zaten biliyorduk. Böyle tereyağından kıl çeker gibi bir süreç beklemiyorduk hiç birimiz, 30 yıllık bir sorun, Daha da geriye bakarsanız 100 yıllık bir sorun bu konuda çeşitli zorluklar yaşanacağı belliydi. Ben şuan da halen geri dönülmesi olmayan bir kırılma olduğunu düşünmüyorum. Sekteye uğradığını düşünmüyorum. Problemler yaşanıyor, Problemli bir dönemden geçiyoruz. Burada iki türlü bir problem var; Bir tanesi PKK silahlarını güçlerini çekerken, Bunu da yavaş yaptığını biliyoruz. Bu biraz da siyaseten olan bir şeydir, hükümet adım atsın bizde ona göre adımlarımızı atalım. Bu birazda karşılıklı beklemeye dayanıyor. PKK bir yandan kendi içlerinde tam birlik gibi değil, belikli hala bu durumu içine sindiremeyen kişiler var. Bunlar bir kere fırsat kolluyorlar, Ama Öcalan’ın bu durumu kararlı bir şekilde durdurmaya çalıştığını, Sürecin selameti açısından çaba gösterildiğini görüyoruz. Öte yandan sadece çekilmenin yavaş olması değil, Şöyle bir politika izliyorlar gibi geliyorlar bana, Silahı bırakmak yetmez, Sadece demokratik siyaset silahsız demokrasi değildir. Mutlaka 30 yıllık mücadele sonunda kazanılan bir prestiji, bir gücü bulundurma, Şimdiye kadar bütün muhaliflerini ezerek topladığı gücünü, Tek Kürt siyasi gücü olma imtiyazını, Bölge halkı üzerindeki etkilerini, sürdürmek istiyor. Ben burada benim borum öter, İsterse adı konmamış olsun, İsterse yerel yönetim reformuyla genişletilmemiş olsun. Ben varım, Bu bölge benden sorulur.