Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrika Boynuzu ziyaretinin ikinci durağı Cibuti’de, Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh tarafından törenle karşılandı. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Guelleh, ortak basın toplantısı düzenledi. Burada gazetecilerin sorularını da cevaplayan Erdoğan daha sonra Cibuti Meclisi’nde bir konuşma yaptı. Erdoğan’ın mesajlarından satır başları şu şekilde:
Beklenen netice olmadı
İslam dünyası üzerinde çok ciddi bir oyun oynanıyor. Bbu oyunun önemli başlığı İslamofobi. Biliyorsunuz bizler Başbakanlığım döneminde, İspanya Başbakanı Sayın Zapatero ile bir adım attık ve dedik ki ‘biz dünyada medeniyetler ittifakını kuralım ki, medeniyetler çatışmasına fırsat vermeyelim. Biz, Huntington’ı haklı çıkarmayalım, tam aksine dünya barışına katkıda bulunalım.’ BM koordinatörlüğünde adımı attık, şu ana kadar 145 ülke ve uluslararası kuruluş, buraya üye. Ama neticeye gelince maalesef, netice beklediğimiz gibi değil.
Darbeci suçu kolay hazırlar
Mısır’da biliyorsunuz bir darbe girişimi yapıldı ve bu darbeciler, Mısır’da bir günde, yakın siyasi tarihte böyle bir şey yok, 3 bin insanın, Müslümanın öldürüldüğü bir dönemi yaşadık. Şu andaki işte darbeci yönetim iş başında ve onlarla birlikte de ne yazık ki şu anda Mısır’da bakıyorsunuz, siyasi tutuklular 5 bine yakın, onlar da cezaevinde. Halkının yüzde 52 oyunu alarak iş başına gelen Sayın Mursi şu anda cezaevinde. Ortaya konulan herhangi bir suç yok. Ama darbeciler sizlere suç layihası rahatlıkla hazırlarlar, onlar için suç layihası hazırlamak zor bir iş değil. Bunu yaptılar ve şu anda Sayın Mursi içeride, bu var.
Avrupa nereleri vuruyor?
Suriye’de yaşananlara dünyan ve egemen güçler seyirci gibi baktı. Avrupa Birliği’nin sesi çıkmadı. ‘Bütün bu gerçekler ortada. Peki, vurdukları yer neresi, bombaladıkları yer neresi? Müslümanlar. Burası çok manidardır. Bunun üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Tabii bütün bu olaylara rağmen Türkiye olarak biz açık kapı politikasıyla gerek Suriye’ye karşı, gerek Irak’a karşı şu ana kadar takındığımız tavrı takınacağız, onların toprak bütünlüğünü saygı duyacağız, saygı duymaya devam edeceğiz.
Ölen mazlum insanlar
Ama teröristlere hiçbir zaman sıcak bakmayacağız. Çünkü terör hangi inançtan olursa olsun, terörist katildir, canidir, barbardır. Müslümanların içerisinden çıkıyorsa yine katildir, Hristiyanların içinden çıkıyorsa yine canidir, katildir. Musevilerin içinden çıkıyorsa, yine katildir, canidir. Ateistse yine aynıdır, Budistse yine aynıdır. Değişen hiçbir şey yoktur. Çünkü sonunda ölen mazlum insanlardır.
Biz AB’yi test ediyoruz
AB’ye bizi alırlar veya almazlar, önemli değil. Ama şu anda bizler planladığımız şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aslında biz, Avrupa’yı test ediyoruz. Yani Avrupa acaba halkı Müslüman olan Türkiye’yi kendine hazmedebilecek mi? Arasına alabilecek mi? Hani İslamofobiye karşı mısınız değil misiniz? Eğer karşı değilseniz Türkiye’yi AB’ye almak durumundasınız. Geçmişten bu yana ‘AB bir Hristiyan birliğidir’ tezi vardır. Bu tezin haklılığı anlamına gelir. Ama Türkiye’yi oraya katmaları halinde bu tez bir kenara alınmış olur.
Kapınızda dilenmeyeceğiz
Türkiye NATO’da var, OECD’de, diğer birçok oluşumlarda var. Niye AB’ye almıyorsunuz? Demek ki sorun başka. Bir, Türkiye artık güçlü bir Türkiye’dir. Eğer Türkiye’yi kapınıza gelip de dilenecek bir ülke olarak görüyorsanız, Türkiye böyle bir ülke değildir. Türkiye ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Her gün sanayisiyle tarım, enerji, eğitimiyle sağlığıyla her şeyiyle gelişen bir ülkedir. Bu kararlılığıyla Avrupa Birliği’ne eğer kabul ederlerse girer, kabul etmedikleri takdirde kendi yolunu kendisi çizer.
AFRİKA’YLA ORTAKLIK DÖNEMİNE GİRİLDİ
Türkiye’nin Afrika kıtasına yönelik diplomatik ve ekonomik varlığına ilişkin soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için 2013’e kadar ‘’Afrika Yılı’’ anlayışının sürdüğünü, şimdi ise ortaklık dönemine girildiğini, Afrika ile bu ortaklık döneminin üst düzey ziyaretlerle farklı şekilde gelişeceğini bildirdi. Cibuti Meclisi Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl” sözünü anımsatan Erdoğan, iki ülkeyi bu noktanın bağladığını ve muhabbetin derinliğinde bu anlayışın yattığını ifade etti. Suriye’den Türkiye’ye 1,7 milyon Suriyelinin sığındığını hatırlatan Erdoğan, “Peki insan haklarından bahseden Avrupa’da ne kadar Suriyeli var? Kapılar kapalı. 130 bin. Niçin bombalar altındaki bu Suriyelilere siz de kapınızı açmıyorsunuz? Suriyeliler için 5,5 milyar dolar harcama yapıldı, dünya ülkelerinden gelen yardım ise 250 milyon dolar” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Nerede BM? Olsa da olmasa da biz elimizden geleni yapacağız” dedi. Cibuti Meclisi Birinci Vekili Muhammed Ali Humedi de, Kanuni Sultan Süleyman ve Fatih Sultan Mehmet’in zaferlerinin, Müslüman toplulukların ortak bilincinde köklendiğini ve hatırlandığını belirterek, Erdoğan’a da “Siz de büyük bir gücün temsilcisi olarak uluslararası toplulukta sesimizi duyurabiliyorsunuz” diye konuştu.
SOMALİ’DE YAPTIKLARIMIZ KARDEŞLERİ MUTLU EDER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘’Somali’ye yarın gerçekleştirilecek ziyaret öncesinde herhangi bir güvenlik endişeniz var mı? Önceki gün gerçekleşen bombalı saldırı Türkiye’ye yönelik bir saldırı mıdır, bu konuda herhangi bir bilgi ulaştı mı size?’’ sorusu üzerine, ‘’Doğrusu ben, bu saldırıyı Türkiye’ye veya bize karşı bir saldırı olarak düşünmüyorum. ‘Bu olsa olsa belki bugüne kadar Somali’de, Somali yönetimlerine karşı yapılmış olan saldırıların bir türüdür’ diye düşünüyorum’’ ifadesini kullandı. ‘’Gerek Somali yönetimi, gerekse bizler kendimize yönelik bütün tedbirlerimizi güvenlik noktasında almış durumdayız’’ diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Eğer bu terör eylemlerini yapanlar, gerçekten Somalili ise veya Müslüman ise Somali’ye yardımdan başka bir derdi olmayan Türkiye’nin yapmış olduğu eserleri açmaya geliyoruz. Bizde güzel bir söz var. O söz de şu, ‘At denize, balık bilmezse halik bilir’ diye. Yani yapacağın bir hayır varsa, at denize, eğer oradaki gelecek olan nimeti balık anlamazsa, onu yaradan bilir. Şimdi biz, Somali’ye bu destekleri verdik. Hastanesinden yollarına varıncaya kadar, eğitim merkezlerine varıncaya kadar. Şimdi de biz, bu görevlerimizi yerine getirmenin mutluluğu içerisinde bunları açmaya gidiyoruz. Somali’deki kardeşlerimizle kucaklaşacağız. Eğer birilerini rahatsız ediyor, derseniz. Onlar, Somali’ye ve Somali halkına düşman olanları rahatsız eder. “