15 Aralık 2024 Pazar / 14 CemaziyelAhir 1446

Tezkere elbette caydırıcılık için fakat ihtiyaç olursa çekinmeyiz

Tezkereyle ilgili ‘çıkarttık ama kullanmayacağız’ yaklaşımının yanlış olduğunu belirten Akdoğan, “Caydırıcı bir faktör, ancak ihtiyaç duyulursa bir takım adımların atılacağını gösterir” dedi.

HABER MERKEZİ8 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Tezkere elbette caydırıcılık için fakat ihtiyaç olursa çekinmeyiz

YALÇIN AKDOĞAN: BDP, PYD’YLE; CHP, ESAD’LA MUHABBETTEN KENDİ ÜLKESİNİ UNUTTU

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı, AK Parti Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan Kanal 24’te yayınlanan Haftasonu Moderatör’de Hakan Çelik’in konuğu oldu. Suriye tezkeresi ve terörle mücadele konusunda önemli açıklamalarda bulunan Yalçın Akdoğan şu mesajları verdi:

Vurmadan önce iki nota verdik

Top mermisinin Türkiye’ye düşmesi üzerine çok sert mukabelede bulunduk. Siz Türkiye gibi bir devletseniz bunun karşılığını vermeniz gerekir. Top mermisi bizim topraklarımıza düşmüş. Bunun üzerine Türkiye’nin tezkere çıkartması, mukabelede bulunması ile bir sertleşme söz konusu. Ülkenin can ve toprak güvenliğini korumak zorundasınız. 20 Eylül’den beri top mermisi düşüyor, 2 defa nota verdik, can kaybı ile sonuçlanan olay üzerine anında hedefler atış altına alındı, vuruldu. Bazı kesimler bunu caydırıcılık ya da siyasi mesaj olarak algılıyor ama bu ihtiyaç halinde kullanılmak için alınmıştı. ‘Çıkarttık ama yapmayacağız’ diyerek bunun değerini düşürmeye yönelik vurguları da çok doğru bulmuyorum. Başbakanımız bu konudaki kararlılığı konuşmalarında ortaya koyuyor. Elbette caydırıcılık bir faktördür ama ihtiyaç duyulduğunda bir takım adımların atılacağını gösterir.

Esad’ın avukatlığına soyundular

CHP ve BDP’nin tezkere oylamasındaki tavrı ileride çok sorgulanacaktır. BDP oradaki PYD varlığına duyduğu muhabbetten, CHP Esad’a duyduğu muhabbetten kendi ülkesinin menfaatleri yanında durmak varken başka bir ülkenin avukatlığına soyunmuştur. NATO’dan Türkiye’nin istediği metin çıktı. AB olayı kınadı. Bütün dünya bir araya geliyor, Çin, Rusya, İran bile bu konuda konuşuyor, siz kendi ülkenizin menfaatleri yerine Esad’ın avukatlığına soyunuyorsunuz. Uçak düşürüldüğünde Türkiye’nin caydırıcılığını vurgulayacaksınız, bu hadise olunca da ‘savaş olmasın’ diyeceksiniz. Çıkarılan her teskere savaş anlamına gelmiyor. Bu da caydırıcılığı olan bir mesajdır bu da ihtiyaç halinde kullanılabilecek bir imkan tanınmasıdır devlete. Bunun içini boşaltacak şekilde söylemlerle aşındırmak doğru değil.

ESAD ULUSLARARASI KANALLAR ÜZERİNDEN KONUŞUYOR

Türkiye’nin Suriye’yle görüşmeyi kestiğini hatırlatan Akdoğan, “Esad yönetimi her türlü inandırıcılığını kaybetti, onun muhatap alınması söz konusu değil. Son olaydan sonra uluslararası kanallar üzerinden bunun bir kaza olduğunu Esad’ın bakanları açıkladı” dedi. Türkiye’nin İran ve Rusya ile ilişkisinin sadece Suriye’ye endeksli okunamayacağını vurgulayan Akdoğan, “İlişkimiz Suriye’ninkinden daha derindir. Çatlak sesler çıkabilir. Dünya İran’ın üzerine giderken enerji meselesinde İran’ı destekleyen tavır içine girdik. Rusya ile Türkiye ilişkilerine bu konu hiç gölge etmedi” dedi.

SİLVAN SALDIRISIYLA OSLO’DA YAŞANAN SÜREÇ SABOTE EDİLDİ

Barzani’nin Suriye’nin kuzeyindeki Kürt gruplarla da ciddi ilişkisi bulunduğunu belirten Akdoğan, “PYD’nin silahlanması Barzani’yi rahatsız edecektir. Irak’taki PKK varlığı onu rahatsız ediyor. Kendi çıkarları için Barzani belli bir noktadan itibaren kendi alanını PKK’nın daralttığını görebilecek bir kişidir. Türkiye ile ilişkilerini derinleştireceğini düşünüyorum” dedi. Oslo’daki görüşmelere kadar ilerleyen sürecin önemine işaret eden Akdoğan şunları söyledi: “Tek tek sabote ettiler. Kandil, Silvan saldırısı ile süreci sabote etti, DTK aynı gün demokratik özerkliği ilan ederek. BDP bu işi üstlenmeyerek, toplumu sürekli tahrik ederek, ajite ederek bu süreci havaya uçurdular. İmralı bu süreçte etkisi var. Sonuca odaklanmak yerine, süreci tüketmeye çalışan, süreç üzerinden kendisine büyük bir aktörlük üretmeye çalışan... Amacımız; BDP’yi ve PKK’yı tatmin etmek değil. Tüm toplumun tatmin olması. Hükümet elbette demokratikleşme adımlarına devam etmektedir. Hükümet süreci PKK’ya endeksleyerek yürütmüyor. PKK’nın sabote etmesine rağmen hükümet bu hak ve özgürlükleri geliştirmektedir. Onlarca yıldır yapılamayanları yapıyorsunuz, PKK’dan gelen mesaj bunu küçümsemeye yöneliktir. Samimiyetsiz durum nedeniyle Başbakanımız Kürt kardeşlerimize hitap ederek, daha ciddi bir duruş sergilemesi vurgusu yaptı.”