Şentop, Saeima Başkanı Murniece'ye gönderdiği mektupta, parlamentoların, ülkeler ve halklar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi bakımından önemli rolü bulunduğuna işaret etti.
Bu gerçek ışığında Saeima gündemine taşınmak istendiğini öğrendiği bir konuyla ilgili bazı hususları Meclis Başkanı Murniece'nin dikkatine sunmak istediğine işaret eden Şentop, "Zatıalinizin de tarihi gerçekleri siyasi saiklerle manipüle etmeye matuf ve ülkelerimiz arasındaki ilişkilere zarar vermesi muhtemel bu tarz girişimlerden haberdar olduğu ancak tasvip etmediği kanaatini taşıyorum." ifadesini kullandı.
"Esasen bazı art niyetli çevrelerin kışkırtması ve dezenformasyonu neticesinde ortaya çıkan ve müşterek hedeflerimizle hiçbir surette bağdaşmayan bu girişimler, dost ve müttefik ülkelerimiz arasındaki mükemmel seviyedeki ilişkileri gölgelemekten başka bir gayeye hizmet etmeyecektir. Bilmenizi isterim ki Ermenilere yönelik 'mezalim' iddiaları, esasen 100 yıl öncesinin savaş propagandası olarak ortaya atılmış, akademik veya hukuki anlamda bir mutabakat olmamasına rağmen tarihi gerçekler süreç içerisinde daha da çarpıtılarak 'soykırım' iddiaları şekline bürünmüştür."
"1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Sözleşmeye göre, bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için böyle bir suçun yetkili bir mahkeme tarafından hüküm altına alınması gerekmektedir. Ancak Ermenilere karşı bir soykırım işlendiğine dair hiçbir hukuki karar olmadığı herkesin malumudur. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Perinçek-İsviçre ve Mercan-İsviçre davalarına ilişkin aldığı kararlarda 1915 olaylarının niteliği hakkında özellikle akademik dünyada genel bir görüş birliği bulunmadığını, tarih araştırmalarının doğası gereği tartışma ve anlaşmazlıklara açık olduğunu, bu nedenle kesin sonuçlara veya nesnel ve mutlak gerçeklik iddialarına dayanak teşkil edemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur. Bu bağlamda, tarihi olayların perde arkası ve niteliğine dair değerlendirmelerin, parlamenterlerden ziyade tarihçiler tarafından yapılmasının daha isabetli olacağı açıktır. Ülkemiz, tam da bu anlayışa uygun olarak, 2005'te Ermenistan ile ortak tarih komisyonu kurulmasını teklif etmiştir. Ermeni tarafından cevap bulmayan bu teklifimiz halen masadadır."
"Sayın Başkan, Güney Kafkasya'da kalıcı barış ve istikrarı tesis etmek adına gerçek bir fırsat yakalanan ve bölgede normalleşme sürecinin başlayabileceği bir dönemde, 1915 olaylarına ilişkin siyasi saiklerle alınmak istenen, tarihi olayları yanlış değerlendiren kararların, Ermeniler ile komşuları arasında barış içinde bir arada yaşama kültürünün yeniden inşa edilmesine katkıda bulunmayacağı açıktır. Halklarımızı temsil eden parlamentoların başkanları olarak bu tartışmalı meselenin, olumlu bir gündem çerçevesinde geliştirmeye kararlı olduğumuz iş birliğimizi etkilemesine izin vermememiz, bilakis ilk fırsatta bir araya gelerek ülkelerimizin ortak menfaatine atılabilecek yeni adımlar ve parlamentolarımız arasındaki ilişkileri daha da geliştirecek hususlarda yakın istişarelerde bulunmamız gerektiği kanaatindeyim."