6 Haziran 2025 Cuma / 10 ZilHicce 1446

2023’te dünyanın zirvesine oturacağız

Türkiye’nin ilk bal üreticilerinden ‘Balparmak’ global marka olmak üzere kolları sıvadı. Dünyada 4’üncü sırada yer alan marka, 40 milyon lira yatırımın ardından kapasitesini yüzde 300 artırarak, 2023 yılında liderliğe oturmayı hedefliyor.

Fulya Erdem5 Mayıs 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
2023’te dünyanın zirvesine oturacağız
40 YILLIK BALPARMAK’TAN 40 MİLYON TL YATIRIM
 
Özen Altıparmak... Soyadından esinlenerek kendine seçtiği ‘Balparmak’ adıyla sektörün en tanınan bal markasının sahibi. Gördüğü rüyanın ardından bu markayı seçtiğini söyleyen Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak, 40 yıldır bal konusunda çalışıyor. Bal konusunda dünyada 4’üncü sırada yer aldıklarını belirten Altıparmak “İlk hedefimiz global bir marka olmak. Turquality desteğini de arkamıza aldık ve 2023’te dünya markası olmak için söz verdik. Hedefimiz birinciliğe yükselmek. Bunun için de 40 milyon TL’yi bulacak yatırımlarımıza devam ediyoruz. Böylece kapasite yüzde 300 artacak ve biz 2023’teki hedefimiz olan 100 milyon doların üzerine ihracata ulaşmak için çalışacağız” dedi.

-Türkiye’nin en bilinen bal markasını yönetiyorsunuz. Hikayeniz nasıl başladı?

Hayalimde inşaat mühendisi olmak vardı, ancak ODTÜ işletmeye devam ettim. Mezun olduktan sonra da İstanbul’a geldim ve bir döküm fabrikasında çalışmaya başladım. Ama döküm işini pek sevmedim. Sonra gıdaya geçiş yaptım ve bir baharat firmasında satış temsilcisi olarak çalıştım, derken sorumluk almaya başladım ardından bayilik geldi. İşim arasında bal satışı da vardı. Bal da satıyordum. Baharat işini de çok sevmemiştim, bal daha sağlıklı daha keyifli bir alan gibi görünüyordu. Babamın bir arkadaşının ballarını satıyorduk, o bana bal konusuna ağırlık vermemi öğütledi. Ben de onun ballarını satmaya devam ettim. Sonra kendisi vefat edince o markayı yaşatmak adına ben üretime de adım attım.

-Böylece Balparmak doğdu...

Evet, 1980 yılında kendi markamızla üretim yapmaya başadık. İlk başta birkaç kazandan oluşan ve yılda 60 ton üretim yapabilen bir tesisi devraldık. Müşterinin talebine cevap vermek ve markayı yaşatmak adına o tesisi almıştık ancak zaman içinde büyüdük. Marka olmayan bir balı satmak çok zordu. Tahsilat kısmında da çok zorlanıyorduk. Ama şimdi talebe yetişemez hale geldik. Balparmak şimdi yüzde 99’luk bilinilirlik seviyesiyle bal pazarının lideri.

-Neler yapıyorsunuz?

Balparmak; Balçiçek, Balkovan, çocuklar için Honeybana, yöresel ballar serisi, arı ürünü karışımlarından oluşan Apitera serisi ve tek kullanımlık ambalajıyla gıdaları balla tatlandırmayı hedefleyen ‘katla balla’ ile tüketicinin karşısına çıkıyor. 1993 yılından bu yana balda açık ara pazar lideriyiz. İlk yıl 60 ton satarken şimdi 7.500 tona geldik. Pazar payımız yüzde 55.

-Hedef ve projelerde neler var?

İlk hedefimiz global bir marka olmak. Turquality desteğini de arkamıza aldık ve 2023’te dünya markası olmak için söz verdik. Dünyada 4’üncü sıradayız ve hedefimiz birinciliğe yükselmek.

-Balda dünya lideri olmak için ciddi yatırım gerekmez mi?

Gerekiyor tabii ki, öncelikle kapasite artışı şart. Bu nedenle biz de yatırımlarımızı yapıyoruz. Çekmeköy’deki tesisimizde temelini attığımız ve toplam maliyeti 40 milyon TL’yi bulacak yeni yapı ile depolama, analiz ve paketleme kapasitesini artıracağız. Aynı zamanda bu yeni yatırım ile kapasitemizi de yüzde 300’e yakın oranda yükseltmiş olacağız. Şu an için yüzde 85’ini tamamladık.

-İhracat...

6 milyon TL ihracattan sözedebiliriz. Dünyanın en büyük bal üreticileri arasında bulunan Çin de dahil, Almanya, Hollanda, Fransa, İngiltere, Belçika, BAE, Suudi Arabistan, Azerbaycan ve Kıbrıs’a ihracatımız var. Oralarda daha çok etnik marketlerde varız, uluslararası marketlerine gireceğiz ve yüzde 5’lik pazar payı hedefliyoruz. 2023’teki hedefimiz ise 100 milyon doların üzerine çıkmak. Bu arada sadece Türkiye’de olan çam balını dünyaya tanıtmak istiyoruz. Örneğin Almanya’da bir dağıtım merkezi kurduk, gelecek yıl ABD’ye aynı operasyonu gerçekleştireceğiz. Arkasından da Çin gelecek.

-Çok ucuza satılan ballarla ilgili ne söylersiniz?

En kolay taklit edilen ve en zor tahil edilen ürün bal. Vatandaşın gözle ya da tadarak hangi balın kalitesini anlaması mümkün değil. Tüketici kargoyla bal alışverişi yapmasın, öyle düşük rakamlara satılıyor ki sağlıklı bal olma ihtimali zayıf. Tüketicinin muhatabı olmalı, ürün kontrolden uzak olmamalı. Açıkta bal almak kadar riskli bir durum olamaz. Petek bal da gerçek olmayabilir. Peteğin analizin biz dahi yapmıyor garanti veremiyoruz. Markalı ürünleri ve süzme olanları tercih etmek şart. Biz balların yüzde 30’unu iyi bal olmadığından iade ediyoruz, sezon sonunda ise bu rakam yüzde 60’lara çıkabiliyor. 30 civarı ana tedarikçimiz var  dolaylı olarak 10 binin üzerinden arıcıyla çalışıyoruz.

Dünyanın en büyük laboratuvarını kuruyor
 
Altıparmak Gıda Analiz Laboratuvarı’nı (Lapilab) 1986 yılında kurduk. Türkiye’nin en kapsamlı, Avrupa’da ise ilk 4 arasında sayılan bal ihtisas laboratuvarlarından biri. Burada duyusal, kimyasal, analitik, mikroskobik ve mikrobiyolojik yöntemlerle 65’den fazla parametre incelenebiliyor. 11 mühendis ve 6 tekniklerle çalıyoruz. Şimdi 800 metrekarelik dünyanın en büyük bal laboratuvarını kuruyoruz. Balı biz yapmadığımızdan seçmek ve ayrıştırmak önemli. ürünün gerçek bal olması değil sadece kalıntısız ve sağlıklı ürün olması da önemli. Dışarıya da analiz yapacağız, yıl sonunda faaliyete geçecek. 4 milyon liralık bir yatırımdan söz ediyoruz.
 
Arı popülasyonu düşüklüğü doğal bir süreç
 
Arı popülasyonunun küresel kirlenme iklim değişiklikleri nedeniyle azalması söz konusu oluyor. ama bu bu zamana ait bir durum değil sadece. Dönem dönem azalma yaşanıyor. Ancak bu öyle bir denge ki; koloniler çöker bunu 2007’de de yaşadık. Popülasyonda yüzde 30 azalma odu. Çünkü ana arı 1 milyon yavru veriyor hayatı boyunca. 5 yıl boyunca ana aranın işi bu. Bu dönemler geçici oluyor ve denge tekrar oturuyor.
 
Rüyamda gördüğüm ismi marka yaptık
 
Soyadımız ‘Altınparmak’tan esinlenerek ‘Balparmak’ markasını benimsedik. Aslında bu markanın doğuşunun bir hikayesi var: Balparmak etiketli ballarımızı piyasaya sürüyoruz. Market raflarında yok satıyor, herkes bu markayı istiyor. Çok güzeldi her şey. Ancak sonra anladım ki bu bir rüya... Sabah kalktığımda hissettiğim üzüntüyü unutamam. Bu rüyanın ardından markamızı seçtik.