İsmi İtalyan olan ama aslında iki mühendis kardeş Ömer ve Nurettin Sözen’in 1996 yılında babalarının sahibi olduğu beyaz eşya mağazasının bir köşesinde bir faks ve bir bilgisayarla temellerini attığı sofra&mutfak zinciri Bernardo 93 mağazaya ulaştı. Yıl sonunda 110 mağazaya ulaşmayı hedefleyen Bernardo’nun 5 yıl içindeki hedefi ise 200 mağazayı yakalamak. Bernardo Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Sözen ile züccaciye devi Bernardo’yu ve hedeflerini konuştuk.
- Bernardo nasıl ve ne zaman doğdu?
Bernardo’nun doğuşu kardeşimle benim 1995’lerde çalıştığımız kurumlardan ayrılmasıyla başladı. Babamızın beyaz eşya mağazasının bir köşesinde 8 metrekarelik bir odada bir faks ve bir bilgisayarla teknoloji center gibi bir yerde (!) 2 sene kadar ne yapsak diye konuştuk. İthalat mı yapsak holdingi mi kursak diye konuşurken babam ticareti önerdi. İlk başta ev eşyaları ithalatına başladık. Züccaciye dükkanlarına satış yaptık. Halen bu alanda toptan ticaretimiz de sürüyor. 1999 yılında babam beyaz eşya dükkanını kapatmaya karar verdi. Dükkanı da tam bir bankaya kiraya vermek üzereydi ki ‘Kiraya verene kadar biz mağaza açalım’ dedik. İlk perakende mağazamız orası. İlk etapta hem Avrupa’dan hem de Uzakdoğu’dan mutfakla ilgili objeler, hediyelikler, dekoratif eşyalar ve biblolar ithal edip satıyorduk.
- Büyüme nasıl oldu?
Bir iki sene tek mağazayla devam ettik. Zaman içinde AVM’ler açılınca Carrefour, Migros, Real gibi yerlerde bir kaç tane dükkan açtık. Sonra 2001 krizi geldi, ticaret zorlaştı. Cirolar düşük kalınca biraz daha çeyiz ürünleri, porselen takımlar ve fonksiyonel ürünler satmaya karar verdik. Züccaciye mağazası haline dönüştük. O zaman daha Bernardo markası tabelaya çıkmamıştı. Givton markasıyla başlamıştık. 2004 yılında Bernardo’ya çevirdik. 14 mağazaydık o yıl. 2009 yılında 13 ilde toplam mağaza sayımız 47’ye ulaştı. Bugün ise Türkiye’nin 29 büyük ilinde toplam 15 bin 700 metrekare alana sahip 93 mağazamız var. Mağazaların 35’i İstanbul’da. Ankara’da da 15 mağazamız var. Zamanında babam beyaz eşya mağazasını kiraya verirken iyi ki ‘dur’ demişim. Sıfırdan bir şirket doğdu. Bernardo sektördeki birkaç büyük oyuncudan biri oldu.
- Züccaciye dışında başka sektörlerde var mısınız?
Bir ara mobilyayı da denedik. Baktık olmuyor, 2 mağaza iken kapattık. Bir yandan toptan işimiz de halen devam ediyor. Zaman içinde perakende ve toptan ticeret yapan iki şirketimiz oldu. Ama perakende ticaretimiz yüzde 1’lerden yüzde 80’lere çıktı. Hatta toptan şirketimiz kendine bir perakende marka yaptı Biev ismiyle. Biev de son bir senede 10 tane mağaza açtı. Orda da biz perakendeye doğru nasıl başarılı bir konsept geliştiririz diye uğraşıyoruz.
- Yıl sonu için ciro ve mağaza hedefiniz?
Yıl sonunu 110 mağaza ile kapatacağız. Hedefimiz 5 yılda 200 mağaza. Geçen yıl 130 milyon ciro yaptık. Bu yıl sonunda ise 200 milyon lira olacak.
- Kaç çalışana ulaştınız?
Bernardo’da mağazalar, depo ve merkez ofis dahil 650, Biev’de ise 150 kişi çalışıyor.
- Hep kendiniz mi açtınız mağazaları? Franchise veriyor musunuz?
Son 6 aya kadar franchise vermiyorduk. Şu anda 3 tane franchise var. Franchise konusunda acelemiz yok. Bayilerin birebir Bernardo gibi davranabilmesi önemli. Eğitmemiz ve yönlendirmemiz gerekiyor. Biz sermaye temin etmek için değil onların daha çok kazanması için çalışıyoruz. Yıl sonunda franchise sayımız 10’u geçmeyecek. Açtığımız 2 franchise mağazası Antalya’da, diğeri ise Alanya’da. Şu an bayilik veriyoruz desek elimizde 200 kişilik bir liste var. Ama biz mevcut mağazalarımızla bayileri rekabet içine sokmak istemiyoruz.
- Kaç ürün çeşidi var?
Yaklaşık 3 bin çeşit ürün var. Ortalama 150 metrekare bir mağazada 2.500 çeşit ürün yer alabiliyor. Bu ürünlerin 1.500’ü her sene değişiyor. Yeni koleksiyonlar ve yeni ürünler sunuyoruz. Yeni trendler yaratmaya çalışıyoruz. Sektörde sadece perakendecilik yapan biz varız. Bizim bir avantajımız var. Kendi fabrikamız olmamasına rağmen tüm fabrikalar bizim. İstediğimiz fabrikaya istediğimiz tasarımı kaliteli yaptırabiliyoruz.
İtalyan değil Türk
- Bernardo ismi nerden geliyor. Hikayesi ne?
İlk başta Giwton Hediye Evi idik. Ama telaffuzda çok zorluklar yaşadık. O yüzden yazıldığı gibi okunsun diye isim arayışına girdik. Ağırlıklı Avrupa’dan ürün getiriyorduk. Sattığımız ürün İtalyan olsun dedik. Yazıldığı gibi okunuyor çünkü. Araştırdık, 25-30 isim bulduk. Eledik ve 3-4 ismi şirket içinde oyladık. Böylece sofra markamız Bernardo oldu. Sonra bunu mağaza ismi yaptık.
- Herkes İtalyan biliyor...
Biz her yerde ‘Türk markasıyız’ diyoruz. Sattığımız ürünlerin yüzde 40’ı Türk menşeli. Paşabahçe’den de mal alıyoruz. Küçük bir atölyede işliyoruz. Standart düz bir bardağı alıp desen uyguluyoruz. Aslında direkt fabrikadan halka satış yapıyoruz gibi. Arada dağıtıcılar ve aracılar yok artık. Bunlar ortadan kalktığı için fiyatlar aşağı geldi. 10 sene önceye göre dolar bazında ürünler yarı yarıya ucuzladı.
- Sosyal sorumluluk alanında neler yapıyorsunuz?
Bu sene mezun olduğum lisenin düzenlediği bir proje vardı. Türkiye’nin 7 bölgesinden 56 öğrenciyi İstanbul’a getirdik. Bir de önümüzdeki dönem hayata geçecek 2 yeni projemiz var. Kendi memleketimle ilgili doğaya dönük bir proje olacak. Ticaretten elde ettiğimiz bir fonu kar gütmeyen bir kuruma aktaracağız.
Yurtdışına yeni açıldı
- Bernardo tasarım tarafında neler yapıyor?
Firmamız bünyesinde Ar-Ge grubunda 5 kişilik bir ekibimiz bulunuyor. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında freelance olarak çalışan tasarımcılardan da destek alıyoruz. Markamıza özel yeni formlar ve desenler ile sektörde trendsetter olmayı hedefliyoruz.
- İhracat ne durumda?
Özellikle mağazalarımızdan alıp giden yabancılar çok. Artık Trabzon’a bile Arap gidiyor. Onlar vasıtasıyla ihracat oluyor. Bir de gurbetçi Türk aileler yazın gelip çocukları için çeyiz alıyorlar.
- Yurtdışında mağaza düşünüyor musunuz?
Açtık bile. 2 ay önce bir tane Tunus’ta açtık. Bir de Suudi Arabistan’da açıyoruz. İran’la çok ciddi görüşmelerimiz var. Cezayir, Fas ve Libya ile flörtlerimiz var. Çeyiz adetleri ve sofra kültürünün hakim olduğu coğrafyalarda Bernardo ilgi görüyor. Türki cumhuriyetlerde de görüşmelerimiz oluyor. Ancak Rusya krizi, Türki cumhuriyetleri de etkiledi. Geçen sene Azerbaycan’da anlaştık, yüzde 40 devalüasyon oldu, vazgeçtiler. İran’a ziyaretlerimiz sürüyor. İran pazarı açılıyor ama doğru partnerle başlamamız lazım. 3 kişiyle görüştük. İran’da yıl sonuna kadar 2-3 mağaza açacağız. Suudi Arabistan’da da yıl sonuna kadar 2-3 mağazaya ulaşacağız. Bir yandan da Turquality için çalışıyoruz. Hedefimiz ciromuzun yüzde 50’sinin ihracattan yapmak.