20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Atasay Kamer: Dedem kurdu babam büyüttü ben dünya şirketi yapacağım

Altın ve mücevherat sektörünün öncü markası Atasay’ın 2 yıl önce başına geçen genç CEO’su Atasay Kamer, hedef büyüttü. 79 yıl önce kurulan ve Cihan Kamer ile markalaşan Atasay, ailenin 4. k­uşağı olan Atasay Kamer ile bir dünya şirketi olmayı planlıyor.

Kaan Zenginli8 Şubat 2016 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Atasay Kamer: Dedem kurdu babam büyüttü ben dünya  şirketi yapacağım

79 yıldır kuyum sektöründe faaliyet gösteren Atasay’ın 2014 yılında başına geçen ailenin 4. kuşağı Atasay Kamer, bu hafta Patron Katı’nın konuğu oldu. Atasay Kamer ile kendi adını taşıyan markasının uzun vadeli hedeflerini konuştuk. Genç, dinamik ve hırslı yapısıyla dikkat çeken Kamer, markasını kendi tabiriyle ‘dünya şirketi’ yapma için kolları sıvamış. Atasay Kamer, 79 yıl önce büyük dedesi tarafından temelleri atılan Atasay’ın, babası Cihan Kamer ve annesi Çiğdem Kamer tarafından kurumsal bir kimliğe dönüştürüldüğünü belirterek “Ben ise Atasay’ı bir dünya şirketi yapacağım” diyor...

- Atasay markası nasıl doğdu?

79 yıl gerisine gittiğimizde dedemin babası, büyük dedemiz Hacı Mustafa Kamer ile temeller atıldı. Kendisi sarraf Hacı lakabıyla tanınırdı. Ardından dedem Atasay Kamer işi üstlenerek Anadolu’yu gezmek için babasından helallik istedi ve tüm şehirleri gezdi. Oradan topladığı tecrübe ile İstanbul’a geldi, 1965 yılında da yerleşti. Sektörün ilk ihracatını 25 kilogram altın ile Suudi Arabistan’a dedem yaptı. 1983 yılında da 3 ton ihracat ile ikinci ihracatını yaptı ve bu işe köklü bir şekilde girdi. Babamın da desteğiyle Kapalı Çarşı’da atölyeyi kuruldu. 1994 itibariyle de ilk fabrikayı kurdu. Ortadoğu ve Avrupa’nın en büyüğüydü. 2002 yılında 4 bin kuyumcuya altın ve pırlanta ürün satıyorduk. 2006 yılında annemin de desteğiyle birlikte Atasay markasını kurduk.

- Sizin markanın başına geçiş süreciniz nasıl gerçekleşti?

Dedem Atasay Kamer’in şirketimizi kurması ile başlayan süreç babam ve annemin şirketin kurumsallaşması ve globalleşmesinde oynadığı rol ile devam etti. Babamdan sonra şirketin başına ben geçtim. Ben de onlardan aldığım bu şirketi daha yukarılara taşıyarak bir dünya şirketi haline getirmek istiyorum. Hep dünya şirketi kelimesini kullanıyoruz. Dünya markası olmanın birinci önceliği dünya şirketi olmaktır.  Ben görevi devraldıktan sonra dünya markası ve dünya şirketi olmaya karar verdik. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada aile şirketlerinde ikinci kuşaktan sonra bir dağılma olabiliyor. Ama biz sürdürülebilirliği grubumuzda yaşatabildik. Bende geçen sene 2014’te dördüncü kuşak olarak devraldım.

- Atasay’ın büyüklüğü nedir?

Yurtiçinde 2016 yılında 44 ilde 117 franchise 19 şirket mağazası olarak toplam 136 tane Atasay mağazası bulunmakta. 2016 yılında Türkiye’de 21 mağaza açacağız. Satış noktası olarak da 44 mağaza içine girmek. Yaklaşık 922 kişiye istihdam sağlıyoruz. 2016’da yeni mağazalarla birlikte 105 ek istihdam sağlayacağız. Kadın-erkek çalışan oranımıza baktığımızda yüzde 40 kadın, yüzde 60 erkek olduğunu görüyoruz. Bunu önümüzdeki dönemde yüzde 50-50 yapmayı hedefliyoruz. 13 tane alt markamız var. Türkiye’de şuan mağazalarımızda 350 bin adet ürünle satış gerçekleştiriyoruz.

- 2016 yılında yeni yatırım planları var mı?

Dünyada 6 mağazamız var, Kıbrıs, Irak ve Dubai’de... 2016 yılında 2 Irak’ta 1 Dubai’de 1 İngiltere’de, 1 Katar’da ve 1 tane de Türkmenistan’da mağaza açacağız. Önümüzdeki 5 senelik planda ek olarak Almanya, Azerbaycan, Kazakistan, Çin, İran ve Suudi Arabistan’da olmak istiyoruz. İvmenin daha çok Ortadoğu ve Asya’ya kaydığını görüyoruz. Türk takılarına büyük talep var. Yurt dışında 6 mağazadan 12 mağazaya çıkarak yüzde 100 büyüyeceğiz. Türkiye’de tüm hanelere girme hedefimiz var. Her caddede bulunmamız gerekiyor. Mahallemizin kuyumcusu anlayışını biz global manada yaşatmak istiyoruz. Bunun içinde daha küçük mağazacılık konseptine gireceğiz. Normalde 25 kilo ile açılan Atasay mağazalarını 4-5 kilolarla açarak küçük yatırımlarla birçok noktaya girmek istiyoruz. 10 yıl içinde Türkiye’de bu çapta 200 mağaza açacağız.

- Geçen yılı nasıl geçirdiniz ve bu yıldan beklentiniz nedir?

2015’te belirsizlik dönemiydi. Tedirginlik olduğundan dolayı lüks tüketim etkilendi. Bunlara rağmen 2015 yılını keyifli bir şekilde atlattık. Bizim 2014 ciromuz 298 milyon lira idi, yüzde 20 büyüme ile 2015’i 356 milyon lira ile kapadık.  Seçim dönemi olmasına rağmen iyi bir başarı yakaladık. Ciro dağılımına baktığımızda satışların yüzde 66’sının altın yüzde 34’ünün pırlanta olduğunu görüyoruz. 2016’ya nasıl giriyorsunuz derseniz yüzde 14 büyüme ile 456 milyon lira bir hedef koyduk. Bu da Türkiye büyümesinin tam 3.5 katına denk geliyor. Ülkemize olan inancımız tam. Bu hedefleri tutturacağımıza inanıyoruz.

-  Marka olarak kendinizi sektörde nerede konumlandırıyorsunuz?

Biz kendimizi her zaman ve her yerde sektörün lideri olarak konumlandırdık ve bu konumlandırmayı da bize aldığımız ödüller perçinleştirdi. Yaklaşık 2 senedir 2 kez Superbrand ödülünü aldık. 1 kez Lovemark ödülünü aldık ve 2015’te de AYD en çok tercih edilen takı markası olarak bizi seçti. Ayrıca her zaman ilk ve sektör lideri konumlandırılmamız dışında güvenilirlik konusuna önem verdik. Türkiye’de sadece tüm taşları dünya sertifikasına sahip tek markayız. Dünyada 3 tane pırlanta konusunda kabul edilmiş  firma var. Bunlardan biriyle bir anlaşma yaptık ve kendi sertifikamız dışında bu şirketlerinde onayını alarak ürünlerimizi satışa sunduk.

Y KUŞAĞINA ÖZEL KONSEPT YAPTI

Y kuşağının öneminin farkındayız. Ailesinin çekim kuvveti olduğunu görüyoruz. İnsanların alışkanlıklarını dakikasında değiştirebilen bir kuşaktan bahsediyoruz. Bu kuşaklara hizmet edebilmek için de Türkiye’de 2 veya 3 adet deneyimsel mağaza konsepti tasarlıyoruz. Belli senaristtler ile anlaşacağız. Mağazaya girişinden çıkışına kadar alışveriş yapar veya yapmaz sonu nasıl biterse bitsin farklı bir tiyatro yaşadığı, çalışan personellerin tiyatrocu olacağı bir deneyimsel mağaza yaşatmak istiyoruz. Sadece alışveriş değil, akıllarda güzel bir nüans bırakmak istiyoruz.