Faruk Güllü... Baklavayla özdeşleşen Güllüoğlu markasının 5. kuşak patronu. Şubeleşmeyi istemeyen babası Mustafa Güllü’nün yanından ayrılıp 1993’te Güllüoğlu markasını önce Bakü’ye ardından da Bakırköy’e taşıdı. 2012 yılında ise franchise vermeye başladı. Şu anda 55 mağazaya ulaşan Faruk Güllüoğlu’nun kapısında ise baklavaya yatırım yapmak isteyen 750 girişimci bekliyor. 6. kuşak olan oğlu Enes’in de işbaşı yaptığı Faruk Güllüoğlu ile görüşenler arasında Katar ve Suudi yatırımcılar da var. Faruk Güllüoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü ile baklavayı ve 144 yıllık Güllüoğlu’nu konuştuk.
- Güllüoğlu’nun temelleri ne zaman atıldı?
Kuruluşla ilgili ulaşabildiğimiz tarih 1871. Biz bu ailenin 5. kuşağız. 6. kuşak da işbaşı yaptı. 1949 senesinde İstanbul’a ilk baklavayı babam Mustafa Güllü getirdi. İlk dükkanı Karaköy’de açtı. Buz de 4 erkek kardeş bu mesleğe girdik. Ben 1993 yılında ayrıldım. Bizde aile bireyleri çocukluktan bu işin içine giriyor, farklı bölümlerde çalışıyor. Okul tatilinde ortaokul birinci sınıftayken bulaşıkhanede çalışarak başladım. Her yıl kademeli olarak bu eğitim devam etti. Liseyi bitirdiğimde baklava ustasının yardımcısı olacak şekilde yetiştirmiştim kendimi. Üniversiteyi kazandığımda babam ikisinden birini seçme tavsiyesinde bulundu. Yıldız Fizik’e kayıt yaptırmaya giderken bıraktım. Üretim tesisinin sorumluluğunu aldım. Askerliğimi Harbiye Orduevi’nde yaptım. Orada hem baklava hem pasta ürünleri ve sütlü tatlılar yaptım. Benim için büyük fırsat oldu. Bir nevi Harbiye Orduevi’nde 13 ay eğitim aldım. Askerden geldikten sonra da babam üretim sorumlulğunu tamamen bana bıraktı. 1993 yılına kadar da Karaköy’deki şubede üretimden sorumlu oldum.
- O yıl dönüm noktası oldu galiba sizin için?
O yıllarda ‘elimizde güzel bir marka olduğunu’ yurtdışına açılmamız ve şubeleşmemiz gerektiğini savundum. Ama düşüncelerim kabul görmedi. 1993’te Özal’ın yurtdışına seyahati olmuştu. Biz de davet edildik. Türki cumhuriyetlere giderken bütün malzemelerimi götürmüştüm. Orada baklava yaptık. Azeriler’in damak tadı Gaziantep’e çok yakın. O topraklardan gelmişiz. Mesela kadayıf, künefe ve tatlının yapılış tarzları bizimki ile aynı. Sorduğumuzda ‘atalarımızdan öğrendik’ diyorlar. 1993’te Karaköy’deki Güllüoğlu’nun yönetiminden ayrılarak Azerbaycan’da küçük üretim tesisi kurdum. O dönemde Azerbaycan’da açılan 9. Türk şirketi olduk. Mağazamız açıldı. 15 personelle çalışmalara başladık. Zorlu şartlardı. Açtığımızın hemen arkasından savaş yılları başladı. Bırakıp gelmek istemedik. Şimdi Azerbaycan’da kime sorsanız Türk Şirniyyatçısı’nın yerini gösterirler. Halen Azerbaycan’da iki mağaza ve 40 çalışanla devam ediyoruz.
- Türkiye’de şubeleşme ve büyüme nasıl oldu?
1994’te Bakırköy’de küçük bir yer açtık. 1996 yılından sonra şubeleşmeye başladık. İkinci mağazayı Rami’de açtık. Her sene 1-2 mağazayla 2002 yılına kadar 10 mağazaya ulaştık. Bu sırada ihtiyaçlarımızı göre 2007’de Lalin markasıyla helva reçel üretimine başladık. İlk ihracatımızı da aynı yıl yaptık. Şu anda 3.5 milyon dolar ihracata ulaştık. Yeni yılda 5.5 milyon dolar ihracat yapacağız.
- Baklavada franchise vermeye başladınız. Bu yöntemle kaç şubeye ulaştınız?
Şubeleşmede en iyi modelin franchise olduğunu düşündük ve ilk franhise kararını da Ekim 2012’de aldık. Şu anda 55 mağazamız var. Bunların 44’ü franchise mağaza. 5 tane de açılma aşamasında olan mağazamız var. Franchise mağazamız dışarıdan çay şekerini bile alamıyor. Merkezi sistemle tedariki yapıyoruz. FGF ismini verdiğimiz bir şirketimiz var. Bu şirkette 75 arkadaşla franchise çalışmasını yürütüyoruz.
- Talep nasıl peki?
Ciddi bir talep var. Franchise Fuarı’na katıldık. 750 civarında müracaat vardı. Hepsine cevap vermemiz söz konusu değil. Zatan üretim tesislerine bağlı olarak büyüyoruz. Merter ve Antalya’da tesisimiz var. İstanbul’daki tesis 75-80 mağazaya, Antalya ise 15 mağazaya yetecek kapasitede. Şu an oralarda büyüyoruz ama Anadolu’nun hemen hemen tüm illerinden talep geliyor. Antalya’nın ardından Ankara veya Kayseri’de üretim düşünüyoruz.
- Yurtdışı planda mı?
Nisan’da KKTC’de resmi açılış yapacağız. Yurtdışında kafe-restoran tarzı ilk konseptimiz başladı şu an. Yurtdışından ciddi talep var. Kuveyt’ten ısrarla mağaza açmak için geldiler. Uzun süredir görüştüğümüz Katar ve Suudi gruplar var. Değerlendirmelerimiz sürüyor. 2015 ramazan ayından sonra ikinci bir yurtdışı açılımı olacak.
2017 HEDEFİ 100 MAĞAZA
- Şubeleşme hedefiniz ne?
2017’de 100’ün üzerine çıkmış olacağız. Ama 2016’da da yakalayabiliriz.
- Cironuz ne kadar?
2014 sonunda 100 milyon TL ciro ile kapattık. 2015’i ise 75 mağaza ile kapamayı planlıyoruz. O yüzden ciro artışımız yüzde 30-35 olur.
- Toplam kaç çalışana ulaştınız?
600 çalışanımız var. Bunun 250’si üretim kısmında. Franchise mağazalarımızda ise toplam 1.250 kişi çalışıyor. Kilis’teki helva reçel tesisimizde ise 65 kişi çalışıyor.
FISTIĞI SİNEYE ÇEKTİK, ŞİMDİ FINDIK FIRLADI
- Bir ara fıstık fiyatları çok tartışıldı. Etkiledi mi sizi?
Evet ama sineye çektik. Şu an ise fıstık fiyatlarındaki artış durdu. Şimdi yeni mahsül çıkıyor. Fiyatların düşmesini bekliyoruz. Son olarak bademle fındık bir birini kıskanıp dansetmeye başladı. Fındık çok fırladı. Döviz yükselince badem de fırladı. Bir iki simsarın hareketlerinden etkileniyoruz. Fiyatı artırmamak için direniyoruz.
- Ar-Ge anlamında neler yapıyorsunuz?
7 gıda mühendisimiz var. Sürekli ürün geliştiriyoruz. En son kahveli çikolata ve vişneli baklava yaptık.
- Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?
Siirt’in bir kasabasında bir kütüphane kuracağız. Ayrıca Fatma Şahin döneminde Çocuk Esirgeme Kurumu’da belli bir yaşta baklavacılık eğitimi vermeye başlamıştık ama yarım kaldı. Bu proje devam etsin diye uğraşıyoruz. Faruk Güllüoğlu Eğitim Akademisi’ni de kurmayı planlıyoruz. Henüz proje aşamasında.