Mualla Sidal... Eşini 1996 yılında bir trafik kazasında kaybedince kendini bir anda tuğla üretiminin içinde buldu. Bir yandan 3 oğlunu büyütürken diğer yandan da sahibi olduğu 3 şirketini büyüttü. Halen İstanbul-Eyüp’te üretim yapan Mualla Hanım şimdilerde ise oğullarıyla birlikte yeni bir yatırım için kolları sıvamış durumda. Yeni fabrika ise Bozüyük’te kurulacak. Mualla Sidal yatırımın 5 milyon dolara mal olacağını belirterek yaz ortasında devreye gireceğini söylüyor. Kendisini ‘Süper babaanneyim’ diye tanımlayan ATS Ateş Tuğla ile EKOS Klinker Tuğla’nın Genenel Müdürü Mualla Sidal’la Ekos Tuğla’nın 41 yıllık yolculuğunu konuştuk.
-Ekos Tuğla nasıl doğdu. Bugüne nasıl geldi?
İlk olarak 1974 yılında ATS Ateş Tuğla kuruldu. Rahmetli eşim, ortaklarıyla beraber ateş tuğlası ve soba tuğlası üretmek için kurdu. Halen de üretmeye devam ediyor. Şirket aynı zamanda dekoratif tuğla üretmeye başladı. Şamat esaslı refrakter tuğla üretimi yapıyor. Bunu markalaştırmak için de 1994 yılında kardeş firma EKOS Klinker Tuğla’yı kurduk. 1996 yılında eşimi bir trafik kazasında kaybedince işin başına geçtim. O zaman büyük oğlum Oytun 14 yaşındaydı. 3 şirketimiz vardı. ATS Ateş Tuğla, Ekos Tuğla ve Boğaziçi Döviz. Sıkıntılar yaşadığım dönemler de oldu. 2001 yılında büyük oğlum Oytun üniversite okurken bana yardıma geldi ve işin başına geçti. Şimdi 3 oğlum da okullarını bitirdi askerliklerini yaptı hep birlikte üretimimizi yapıyoruz.
-Neler üretiyorsunuz?
Şu anda piyasa şartları değişti. Soba tuğlası üretimi azaldı. O yüzden dekoratif tuğlaya yöneldik. Şamot esaslı üretim yapan tek firmayız. Yüzde yüz yerliyiz. Ürünlerimizin 1.200 derecede üretildiği için dayanıklı. Hammaddemiz refrakter kilidir. Piyasada ciddi talep görüyoruz. Kalitemizden eminiz. Binanın ömrü kadar ömrü olan bir ürün üretiyoruz.
Ayrıca iç ve dış cephe ürünleri ve alüminyum profiller üzerine yapıştırma ürünler de üretiyoruz. Gelen talebe göre değişik ölçülerde ürünler de üretebiliyoruz. Ürünümüz deforme olmuyor. Tabii burada uygulama da çok önemli. Derdimiz sadece ürünü satmak değil. Uygulama noktasında da gidip kontrolünü yapıyor, hatayı önlemeye çalışıyoruz.
-Ekos’un ürettiği ürünler nerelerde kullanılıyor?
Ürünlerimiz ağırlıklı olarak TOKİ binalarında. İl özel idareleri, üniversiteler, hastaneler, adliye sarayları Iğdır Havaalanı’nda kullanıldı. Hastanelerde tercih ediliyor.
-Yeni yatırım var mı?
Kapasitemizi artırmak için 3 sene önce yatırım yapmaya karar verdik. Geçen sene Bozüyük Organize Sanayi Bölgesi’nde arsa tahsisi yaptıktan sonra inşaata başladık. Binamızın yüzde 80’i bitti. Yurtdışından makine ve fırınlarımız Gemlik’e ulaştı. Önümüzdeki hafta montaja başlıyoruz. Toplam 15 bin metrekarelik bir alanda 8 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulacak. Toplam yatırım 5 milyon doları bulacak. Şu an 45 kişiyi çalıştırıyoruz. Yeni fabrika devreye girince çalışan sayısı 75’e çıkacak. Kapasitemiz de 3 katı artacak. Şu anda 6 bin ton üretimimiz var. Nisan başı deneme üretimine başlayacağız.
-Yeni fabrika ihracat ağırlıklı mı olacak?
Kapasite yetmediği için ihracata ağırlık veremiyorduk. 2014 yılında bu yüzden çok ciddi iş kaybettik. Projelere yetişemedik. Kapasite artınca Avrupa pazarlarına yöneleceğiz. Kalitemiz Avrupa ile örtüşüyor. Üretimimizin yüzde 50’sini ihraç etmeyi planlıyoruz. Tuğla bir kültür meselesi. Avrupa’da bu ürünün uygulamaları çok fazla. Şu ana kadar çok az mal verdik. Ama bundan sonra özellikle Almanya’ya satacağız. Bu ürünün soğuk iklimlerde dayanım oranı daha yüksek. Dayanıklı bir malzeme. Eksi 10 derece kış geçiren binalar için ömürlük bir ürün. Hollanda’da 100 yıllık tuğla döşenmiş binalar var.
-İş dışında başka neler yapıyorsunuz.
36 yaşına kadar ev hanımıydım. Lise mezunuyum. Üniversiteyi ilk denemede kazanamadım. Zaten çok fazla hevesli değildim. Kurslarla falan bir-iki sene geçti, sonra evlendim. Ardından çocuklar dünyaya geldi. Çocuklarıma iç huzuru ve gönül rahatlığıyla annelik yaptım. Çocuklar biraz büyüyünce ev hayatından çıkıp Ortaköy’e kumpir yemeye ve kitap okumaya giderdim. Eşimin de hoşuna giderdi. Bir de kitapçılarda vakit geçirmeyi severim. Bir saatte kitap seçerim. Canan Tan ve İnci Aral okurum. Geçen sene yazlıkta kaldığım sürede beş kitap bitirdim. Çok şükür bir tane de torunum var. Süper babaanneyim yani...