CİHAN KAMER’İN 2023 HEDEFİ BÜYÜK
Cihan Kamer... O, mücevher deyince ilk akla gelen isim. Hafızalarda altınla özdeşleşmiş başarılı bir iş adamı. Kuyumculuğun esnaflıktan sanayileşmiş bir üretim koluna geçişinde lokomotif olan bir alandan, bambaşka bir sektör olan gıdaya geçiş yaparak adından çok söz ettirdi. Alkol servisi olmayan ‘Huqqa’ ve ‘The Market’i açtı. 15 milyon liralık yatırım o kadar başarı sağladı ki, iki ay içinde sadece Huqqa günde bin 500 kişiyi ağırlar hale geldi. Cihan Kamer, 2023 yılında altın sektöründe ve gıdada dünya çapında markalaşacaklarının sinyalini verdi.
-Cihan Kamer ismi Atasay markasıyla özdeşleşti. Markanın hikayesini anlatır mısınız?
Atasay’ın temelleri Denizli’nin Çivril kazasında 1937 yılında sevgili dedem Hacı Mustafa Kamer tarafından atılmış. Ancak Atasay’ın gelişiminde en önemli dönüm noktasını Atasay’ın kurucusu sevgili babam Atasay Kamer’in babasından devraldığı deneyim ve bilgiyi büyütme serüveni oluşturuyor. Bu serüvenin kilit noktası da babamın 1965’te çıktığı Anadolu turu ve kazandığı deneyim.
-Markalaşma süreci...
1969 yılında İstanbul Kapalıçarşı’da 50 metrekare büyüklüğündeki bir dükkanda çalışmalarına başlayan Atasay Kamer, 1980 yılından itibaren sanayileşme, ihracat ve markalaşma faaliyetlerine hız vermiş. 1989 yılında da Atasay’ı kurmuş. Atasay’ın kuruluşu altın takı üretim ve pazarlamasında sektör için bir milattır. Çünkü bu tarihe kadar Kapalıçarşı ve çevresindeki küçük atölyelerde yapılan üretim ve dağıtımın kalitesi, ilk kez Atasay ile dünya standartlarına yükselmiş oldu.
-Atasay’ın bugünkü durumuna ilişkin neler söylersiniz?
Türk mücevherat sektörünün son üç kuşaktır birinci liginde yer alan Atasay olarak kurulduğumuz günden beri 110 milyonun üzerinde dünya kadınını takılarımız ile buluşturduk. Türkiye genelinde 118, yurt dışında ise Erbil ve Dubai’de ikişer tane olmak üzere toplam 4 mağazamız var. Önümüzdeki iki yıl içinde Ortadoğu’daki mağaza sayımızı 15-17 mağazaya çıkarmayı hedefliyoruz. Sonra Asya’ya doğru yürüyeceğiz.
-2023 için bir hedef belirlediniz mi?
2023 vizyonumuzu dünya mücevherat sektörüne yön veren en büyük 10 markadan biri olmak şeklinde belirledik. Bu kapsamda 2023’e kadar dünyada ve Türkiye’de 500 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz. Yurt dışında önce üründe sonra mağazacılıkta markalaşacağız.
-Siz pırlantanın ulaşılabilir olduğunu gösterdiniz.
Atasay Türkiye mücevherat sektörünün lider markası. Atasay ‘ulaşılabilir lüks’ kavramının ilk uygulayıcısıdır. 2007’de tektaşa ulaşılmaz bariyeri vardı. Biz o dönemde ‘günde 1 YTL’ye tektaş’ kampanyası başlatarak, tektaşa herkesin ulaşabileceğini gösterdik. Myras, Belle, One&Only Tektaş, Atasay Fantezi Pırlanta, Alyanz, Jou, Gifty, Asgold Coronet, Asgold Classic, Asgold 22 Ayar isimli 10 alt marka oluşturduk. Yılda dört koleksiyon hazırlıyoruz. Bu her yıl 4-5 bin ürün demek oluyor.
-‘Muhafazakarların Reina’sı olarak anılmaya başlanan Huqqa’yı açarak çok konuşuldunuz...
Geçtiğimiz mayısta Kuruçeşme’de önce Huqqa, ardından da temmuz başı itibariyle steak house konseptindeki ‘The Market’i açtık. Huqqa, Boğaz’da bu hat üzerindeki alkolsüz tek mekan. Biz bu konseptte bir boşluk görerek bu alana yatırım yaptık. Huqqa açılalı iki ay olmasına rağmen günde bin 500 kişiyi ağırlar hale geldi. Bu mekanlarda hedef muhafazakar kesim değil, diğer mekanlardan tek farkımız alkol satmıyor olmamız. Buraya herkes geliyor. İnsanları sınıflandırmayı ve ayırmayı doğru bulmuyorum. Boğaz’a karşı güzel yemek yemek isteyen, nargile isteyen herkes geliyor.
-Boğaz denince akla önce rakı-balık geliyor...
Öyle... Alkol kullanan birçok dostum alkolsüz mekanlarda da vakit geçirmek istiyor. Boğaz’da alkolsüz mekanlara da ihtiyaç vardı, biz bu ihtiyaca hizmet veriyoruz. Buradaki doluluk oranına baktığımızda da doğru bir yatırım yaptığımızı görüyoruz.
-Gıdada neler yapmayı planlıyorsunuz? Daha büyüyecek misiniz?
Ana hedefimiz yurt dışına açılmak. Huqqa ve The Market’te çok özel lokasyonlarda 1-2 şube daha açmayı hedefliyoruz. Bununla ilgili yer araştırmalarına, çalışmalara başladık bile. Hedefimiz Türkiye’nin 2023 yılında 10 global Türk markası oluşturma hedefinde mücevharat sektöründe Atasay ile, yeme içme sektöründe ise Huqqa ya da The Market ile yer almak. Sektörün önü çok açık ve biz de bu alanda büyüyeceğiz. Ayrıca gıda ile ilgili başka konsept projelerim de var. O konu şimdilik sır...
Ekonomi kötüye gittiğinde en güvenilir liman altın
Yatırım amaçlı altın konusunda kısa vadeli hareket etmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü altın fiyatlarının oluşumu dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerle alakalı. Biliyorsunuz altın güvenli bir liman, dünyanın ortak para birimi. Dolayısıyla dünyada siyasi ve ekonomik gelişmeler kötüye giderse altın fiyatları otomatikman yukarı çıkıyor çünkü herkes ortak para birimine yöneliyor, altınla kendini güvenceye almak istiyor. Eğer ekonomik ve siyasi gelişmeler iyi olursa da altın fiyatları düşüyor. Uluslararası piyasada likitide bolluğu devam ettiği sürece enflasyonda yukarı yönlü risk devam edebilir, bu durum altın fiyatlarının yukarı çıkmasına yol açabilir.
İlk işim kendime döviz bürosu kurmak olmuştu
Atasay’da çalışma hayatım ortaokul öğrencilik dönemlerime kadar uzanıyor. Çünkü boş bulduğum tüm zamanlarda babamın Kapalıçarşı’daki dükkanında vakit geçirir, çarşı okuluna ait çok özel hayat dersleri alırdım. Sonra da kendime ait Türkiye’nin ilk döviz bürosunu kurarak bireysel çabalarımı sürdürdüm. 1989 yılından itibaren ise edindiğim sermaye ile babamdan satın aldığım hisselerin ardından kendisine ortak oldum.
Acılı ayran ve alkolsüz mojito isteyen ‘The Market’e
Huqqa ve The Market’e 15 milyon lira yatırım yaptık. Bu gıda işini çok sevdim, aklım fikrim hep gıdada. Gece gündüz işin başındayım, mutfağa çok sık giriyorum. The Market’i Huqqa’dan farklı olarak steak house şeklinde tasarladık. Toplam 300 kişi kapasiteli The Market’in menüsünde hem herkesin rahatlıkla tanıyıp bileceği geleneksel ve klasik tatlar, hem de yeni ürünler yer alıyor. Acılı ayran, alkolsüz mojito ve tekila şurubu da özel içeceklerimiz arasında yer alıyor. Bundan sonra balık konseptini de oluşturacağız.