Genç sanatçı Murat Palta sinemanın en ünlü sahnelerini 16. yüzyıl minyatür sanatı ile buluşturdu. Bu oldukça orijinal seri ilk olarak 2014'te İtalya'da Civico delle Cappuccine Müzesi'nde sergilendi ve yurt dışında oldukça ilgi çekti. Şimdi, 29 Ocak’tan itibaren "Tasvir-i Beyaz Perde" adı ile Galeri x-ist’te sergileniyor. “Batı’nın gözünü minyatüre çevirmek ve ilgi uyandırmak beni sevindirdi.” diyen genç sanatçı ile kısaca söyleştik.
-En baştan başlamak istiyorum: Minyatüre olan iglinizden… Minyatür ile yollarınız, diyeceğim, nasıl kesişti?
Sürekli bir ilgi vardı. Okuldaki tarih kitaplarında gördüklerimle başlamış olabilir. Çok eğlenceli buluyordum onları. Daha detaylı bir şekilde üzerine düşmem de seçtiğim tez ile başladı.
-Geleneksel Osmanlı motifleri ile modern sinemayı bir araya getirmek, sıradışı bir fikir… Nasıl çıktı ortaya? Bu süreç nasıl gelişti?
Kardeşimle olan günlük muhabbetlerden sadece biriydi. Star Wars izledikten sonra "Osmanlı'da geçse nasıl olurdu?" dedikten sonra resimlemeye karar verdim.
-Minyatür hale getirdiğiniz filmleri neye göre seçtiniz?
Öncelikle batı kültüründen izler taşıyanları tercih ettim. Bununla gözümün önüne bir liste getirdim. Sonra doğu kültüründe karşılığını bulabilecek şeyleri düşündüm. Böylece bir kısmı elendi. Son olarak da bakan kişinin neyle ilgili olduğunu anlayabilmesi için kült filmleri tercih ettim. Bunların arasından da akılda kalıcı sahneleri barındıranları seçince elime böyle bir liste geçti.
-Eserleriniz yurtdışında da oldukça ilgi çekmiş… Nasıldı tepkiler?
Hiçbiri beklenmedikti tabi. Amacım sadece kendime online bir portfolyo yaratmaktı. Sonra bir baktım çeşitli haber sitelerinde yer almaya başladı. Uyandırdığı ilgi çok güzel ama bunun asıl sebebi hedeflemek istediğimi vurmak. Tabi ki gazeteden yer almaktan bahsetmiyorum, batı gözünü minyatüre çevirmek, ilgi uyandırmak beni sevindirdi.
-Eserlerinizi gördüğümde aklıma ilk gelen soruyu soracağım; genç sanatçılar tahmin edildiğinden fazla mı ilgileniyor geleneksel sanatlarla? Ne dersiniz?
Genç sanatçıların pek fazla ilgisi yok bu tip şeylere. İşaret etmek istediğim diğer nokta da buydu. Sonuçta tüketim çağı. Üretilen sanatsal çalışmalar ya da tasarım eserleri bu doğrultuda ilerliyor. Yeni bir yöntem bulunuyor, popülerleşiyor ve sonra bir başkasına geçiliyor. Böylece seni sürekli gündemi takip etmeye zorluyor. Bazı konularda kimlik kazanmak adına zamanında oturmuş şeyleri bir irdelemekte fayda var. Öteki türlü sana iki seçenek sunuluyor: Ya sürekli gündemi takip eden biri olacaksın ya da bunlardan birini seçeceksin. Sürekli popülerin peşine düşünce kendi tarzını oturtamayabiliyorsun. Öteki türlü de bugün popüler olan birşeyi tarz olarak belirlersen yarın eskiyebiliyor. Bu yüzden ben kafayı çevirip bir geçmişe bakmanın faydalı olabileceğini düşündüm.