7 Temmuz 2025 Pazartesi / 12 Muharrem 1447

Türk deri markalarını Çin’in kalbine taşıdılar

İş hayatını deriye adayan iki ortağın kurduğu Perre, dünya derisine yön veren Çin’de biri toptan iki mağaza açtı. ‘Türkiye Deri Merkezi’ adıyla açılan perakende mağazada tüm Türk markaları var.

Yaşar Kızılbağ15 Haziran 2015 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Türk deri markalarını Çin’in kalbine taşıdılar

Rusya krizinden etkilenen Türk deri sektörü çareyi yeni pazarlarda buldu. Perre markasıyla üretim yapan Doğu Deri, Türk deri markalarını Çin’de açtığı 2 bin metrekarelik mağazaya taşıdı. Mağazada Perre’nin yanı sıra Türk markalarını da satan Doğu Deri ayrıca Çin’de bir de toptan satış mağazası da açtı. Dünya deri sektörünün yüzde 40’ını elinde tutan Haining’te açılan 2 bin metrekarelik mağaza bir anlamda bu sektörde ‘tereciyle terenin satıldığı’ ilk yer olma özelliği taşıyor. Deri sektöründeki sivil örgütlerin birçoğunda başkanlık yapan, halen birçoğunda da çeşitli görevlerde bulunan Perre’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Dinç’le hem Perre markasını ham de Türk deri sektörünü konuştuk.

- Perre’nin temelleri nasıl atıldı?

1995 yılında üniversiteyi bitirdim. Bur yıl sonra kuzenim ve şu anki ortağım Ahmet Turan Dinç ile birlikte İstanbul’a iş aramaya geldik. O yıllarda Rusya pazarı yeni açılmıştı. İlk başlarda Kapalıçarşı’da deri ile uğraşan akrabalara yardım ettik. Sonrasında bir aylık bir kira biriktirip Kapalıçarşı’da bir yer tuttuk. Tamamen ürün alıp satıyorduk. Sektörün zirvede olduğu kârlı bir dönemdi. 1998 yılına kadar bu şekilde devam ettik. Daha sonra Laleli’de bir mağaza açtık. Mağazayı açtıktan 3 ay sonra 1998 yılında Rusya krizi çıktı. Deri sektörü yerle bir oldu. Çorlu ve Tuzla adeta makine mezarlığına dönüştü. Birçok firma battı. O dönemde bizim de birikimlerimiz gitti. Ama avantajımız şuydu: Piyasaya borcumuz yoktu. Bir karar aldık. Kalkıp krizden 1-2 hafta sonra Moskova’ya gittik. Orada toptan satış yeri açtık. Elimizde bayağı bir stok vardı. O dönemde ayağa hizmetk yoktu. Rus müşterilerimizi arayıp ‘İstanbul’da 300 dolara aldığınız malı biz 150 dolara Moskova’da yerinde teslim edeceğiz’ dedik. Böylece elimizdeki malları paraya çevirip sermaye edindik. Bu sermayeyle mal alıp Moskova’ya ciddi satışlar yaptık. Sonra Moskova’da toptan dağıtıma başladık.

- Üretime ne zaman başladınız?

Rusya krizinden bir yıl sonra 1999’da Zeytinburnu’nda üretime geçtik. Ortalama 50-60 kişiyle üretime başladık. Bazı dönem bu rakam 200 çalışana kadar çıktı. Yıllık 40-50 bin derimont kapasitemiz var. Ama son birkaç yıldır tam kapasiteyle çalışamıyoruz.

- Sektörün tamamında var bu sıkıntı galiba?

Evet. Mevcut pazarlarda yaşanan sıkıntılar, rekabetin aşırı artması, Çin ve Pakistan’ın pazarda çok etkili birer aktör galine gelmeleri nedeniyle deri sektörü şu anda yüzde 50 kapasiteyle çalışıyor.

- Ağırlıklı Rusya mı çalışıyorsunuz?

Rusya ve iç pazar. Moskova’da toptan satış yerimiz var. Rusya operasyonlarını ortağım Ahmet Turan Dinç yürütüyor. Rusya’da 300 ayrı noktada Perre etiketiyle ürünlerimiz satılıyor. 20 yıldır markamız bu pazarda önemli bir yer edindi. Bayilerimize ürün veriyoruz.  Ayrıca Avrupa’da birçok sayılı marka bizden ürün alıyor. Yurtiçinde ise zincir mağazalar kendi markalarıyla bizim ürünlerimizi satıyor. Yurtiçinde 250 satış noktasında varız. Özellikle üst segment tüketicilere dönük ürünler bizden gidiyor.

- Rusya şu an krizde. Yeni pazar arayışı yok mu?

5 yıldır farklı pazarlara yönelmeye başladık. Çin’de ilk Türk perakende mağazasını açtık. Bir AVM’nin içinde 2 bin metrekare bir alana kurduk. Bütün Türk markalarını da içine alacak şekilde Türkiye derisini de tanıtan bir mağaza bu. Türkiye derisini öne çıkarmak için mağazaya da ‘Türkiye Deri Merkezi’ adını verdik. Ayrıca Haining’te (Şangay) 2 bin metrekarelik bir de toptan satış mağazası açtık. Haining dünyanın deri merkezi. Dünyadaki derinin yüzde 40’ı bu bölgeden çıkıyor. Biz özgüvenle gidip ‘size deri satacağız’ dedik, yer açtık. Satıyoruz da. Çin’i önemsiyoruz. Çin’in ciromuz içindeki payı yüzde 15’lere çıktı.

- İlgi nasıl?

Çinliler zenginleşmeye başladı. Çinli zengin, kendi ürünlerini giyinmek istemiyor, Çin malından uzaklaşıyor. O yüzden İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerini tercih ediyor. Türkiye de bir Avrupa ülkesi olarak biliniyor. Türk derisinin kalitesi Çin’de yavaş yavaş bilinmeye başlandı.

- Rusya-Çin dışında hangi ülkelere ihracatınız var?

ABD ve Avrupa’da 5 ülke var. Japonya’ya da ihracata başladık. Önümüzdeki dönemde Çin pazarını yüzde 30’lara çıkarmaya çalışacağız. Ayrıca Japonya ve Kore önümüzdeki dönem yoğunlaşacağımız diğer pazarlar olacak.

- Bu sektörde ayakta kalmak zor. Nasıl başardınız?

Biz ilkelerle yola çıktık. Öncelikle çalışma hırsı, özgüven ve dürüstlük gerekiyor. Tüketiye karşı asla kaliteden taviz vermedik. En önemlisi de borçlanma oranı özsermayenin yüzde 30’unu aşmaması lazım. Bu ilkeyi korursan hiç bir krizden etkilenmezsin.

RAHAT VE SALAŞ TARZLAR MODA

- Bu sene neler moda?

Moda maalesef Avrupa’dan belirleniyor. Bizim İspanyol bir derici arkadaşımız “Moda İngiltere’den doğar, İtalya ekmeğini yer, Türkler ise hamallığını yapar” der. Bu yıl özellikle bayanda daha rahat, dağınık ve salaş tarzlar moda. Renk olarak toprak rengi revaçta. Deride doğallığa dönüş var. Önceden tamamen fit, vücudu saran çizgiler modaydı.

- Tasarım tarafında neler yapıyorsunuz?

Dünyada ilk 10’a girebilecek bir yabancı tasarım grubu ile 10 yıldır birlikteyiz. Olumlu sonuçlar alıyoruz. Türk tasarımcılardan da destek alıyoruz. Son dönemde Türkiye’de de iyi tasarımcılar yetişiyor.

- İş dışında neler yapıyorsunuz?

Bugüne kadar birçok STK’da görev aldım. Halen birçoğu da devam ediyor. Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği’nin 1 dönem başkanlığını 3 dönem sekreterliğini yaptım. Şu an denetim kurulunda görevim devam ediyor. İstanbul Deri ve ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği’nde başkan vekiliyim. Aktif yoğunluğumu şimdi oraya verdim. Türkiye Deri Vakfı’nda da görev yaptım.

GİAN FRANCO FERRE DAVA AÇTI, PERRE KAZANDI

- Perre ismini nerden buldunuz?

Adıyamanlıyız. Adıyaman’da Komagene Krallığı’na başkentlik yapmış bir Perre kentimiz var. İsim ararken aklımıza geldi. O ismi kullanırken Gian Franco Ferre bize birinci dereceden taklit davası açtı. Biz tüm belgelerimizi sunduk. ‘Biz Perre’yi kurarken Gian Franco Ferre’yi bilmiyorduk’ dedik. Yazılışı zaten farklı. Mahkeme bizi farklı buldu. Markamızı şimdi 24 ülkede tescilledik.

- Peki markanızı taklit oluyor mu?

Genelde Rusya’da çok taklit ediyorlar. Ayrıca bizim alt segmente hitap eden Rua diye bir markamız daha var. Özel koleksiyonlar için de ‘Mitras’ markasını kullanıyoruz.