27 Temmuz 2025 Pazar / 2 Safer 1447

Yabancılar çocukluğumuzun markası Aroma'nın peşinde

Meksika’dan Moğolistan’a Türk meyve suyunu tattıran Aroma, yaklaşık yarım asırdır faaliyet gösterdiği içecek sektöründe yabancı firmaların takibinde. Bugüne kadar ortaklık şartlarının oluşmadığını belirten Aroma’nın patronu Mahmut Duruk, Borsa’ya açılacaklarını söyledi.

Varol Nalbant /vnalbant@stargazete.com18 Mart 2013 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Yabancılar çocukluğumuzun markası Aroma'nın peşinde

MEYVE suyu, nektarı, meyveli ve gazlı içecek, buzlu çay ve su üretimi yapan yarım asırlık marka Aroma, günde 1 milyon 800 bin adet ürünü üretim bandından çıkarıyor. 180 milyon lira ciro yapan Aroma’nın Yönetim Kurulu Başkanvekili Mahmut Duruk, ortaklık için ciddi yurt dışı da dahil olmak üzere teklifler aldıklarını ancak henüz kimle imza atacaklarına karar veremediklerini söyledi. Duruk “Yerli ve yabancı firmalardan zaman zaman ortaklık teklifi geliyor. Meyve suyu markası almayı düşünmüyoruz, ortak olmak isteyenlerden henüz istediğimiz gibi bir sonuç gelmedi, olursa düşünürüz” dedi.

-Aroma, çocukluğumuzun meyve suyu markası. Kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

Aroma’nın kuruluşu 1968 yılına dayanıyor. Bursa’nın Gürsu ilçesinde kurulan Aroma 1991 yılı itibariyle Duruk Grubu’na geçti. Biz önce şirketin ortağıydık, 1990 yılında devlet burayı özelleştirme kararı aldı. Biz de kuruluşu, 1991 yılında Çavuşoğlu-Kozanoğlu ortaklığından aldık. Aroma’yı devir aldığımızda 20 bin ton ürün işleme kapasitesine sahpiti. Fabrikaya 30 milyon TL yatırım yaptık ve ardından da büyüme başladı. Babamın 2004 yılında vefatıyla yönetime üç kardeş ortak olduk.

-İş yaşamıyla ne zaman tanıştınız?

Aslen Antalya Aksekili’yiz ama ben Konya’da dünyaya geldim, ilkokulu da orada bitirdim. Ailem çalışmamı da istediği için İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne devam ederken bir yandan da 1. sınıftan itibaren derici olarak çalışmaya başladım. 23 yıl bu sektörde faaliyet gösterdim. 2004 yılında da aile şirketine döndüm.

-Bugün neler yapıyorsunuz?

Yıllık ürün işleme kapasitemiz meyve suyunda 100 bin ton, ayrıca içme suyu kaynağımız da var. Meyve suyu, meyve nektarı, meyveli ve gazlı içecek, buzlu çay ve su üretimiyle uğraşıyoruz. Yıllık 180 milyon ciro yapıyoruz. Fabrikamızda 250 milyon küçük, 50 milyon da büyük paket üretip dağıtıyoruz. Günde 1 milyon 800 bin adet ürün çıkarıyoruz. 300 kişiyi de istihdam ediyoruz. Ben de çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev alıyorum.

-Peki ihracat...

Avustralya dışında dünyanın her yerine ihracat yapıyoruz. Meksika’dan Moğolistan’a kadar meyve sularımızı ihraç ediyoruz.  

-Türkiye’de meyve suyu tüketimi nasıl?

Dünyada sadece Türkiye, şeftali suyu tüketimde birinci sırada olmuştur. Tüm markalarda en çok tüketilen şeftali suyu. Türkiye meyve suyu tüketiminde yıllık 7 litre ile alt sıralarda, bunun artması lazım. Meyve suyu yanında meyve suyu hammaddesi de üreticisiyiz. Meyve suyu hammaddesini tüm dünyaya satıyoruz fakat son iki yıldır hammadde üreticiliğinden çıkıp paketleme üzerine yoğunlaştık. Bunun nedeni dünyada ikisi bir arada yürümüyor, hem sunta üretip hem de mobilyacılık olmuyor yani. Biz paketlemede yoğunlaşarak markamızın bilinirliliğini daha yukarıya çekmeye odaklanıyoruz.

-Hedef ve projelere ilişkin neler söylersiniz?

Uzun vadede 3 yıl içinde Borsa’ya açılacağız. Meyve suyu markası almayı düşünmüyoruz, ortak olmak isteyenler oluyor ama kayda değer bir sonuç çıkmadı, olursa düşünürüz. Ortak alırsak bize katkısı olmalı, çünkü bizim maddi bir beklentimiz yok. Markaya değer katacaklara kapımız her zaman açık. Biz kurumsal olarak büyüyoruz. İki oğlum var, 3. nesil olarak onlar da zamanı gelince yönetime müdahil olur. Hangi konuda mutlularsa orada çalışacaklar. Baba bunu yaptı oğlu da bunu yapacak yok bizde.

-İçme suyu konusunda ciddi denetimler yapılıyor. Bir çok ünlü marka bu denetimler sonucunda tüketiciyi hayal kırıklığına uğrattı.

Aroma suyumuzun Ph değeri 8. Bazik değeri yüksek su değerlidir. Suyun değerleri iyi olsa da çaydanlıkta tortu bırakabilir ama bizde bu yanlış algılanabiliyor. Aslında mineral olarak zengin sularda tort olması normal. Bu da yaşlılarda kemik erimesinin önlenmesinde çok önemlidir. 250 bayimiz var. Suda ismi çıkmayan sulardan biri de Aroma. Biz kurumsal olarak tüm yatırımlarımızı en iyi tesislerle yaptık. Fiyat odaklı satış yapanlardan değiliz, markamıza değer veriyoruz. Biz her saat başında numune alıyoruz, saklıyoruz, ürünümüzü takip ediyoruz. Tahlillerimiz son sistem laboratuvarlarda yapılıyor, olmadı ama negatif sonuçlar bulursak ürünümüzü geri çağırabilecek otomasyona sahibiz.

Diyetisyenler meyve suyuna ciddi haksızlık yapıyor

Kutu meyve sularımızda koruyucu hiçbir madde yok. Aroma’yı alın açıkta bırakın 1 hafta sonra üzeri küf kaplanır, çünkü katkısız. Diyetisyenler insanları yanlış yönlendirebiliyor. Pastörize meyve suları hem kaliteli üründen yapılır, hem ekonomik, hem de doğaldır. Oysa tarım ilacı kalıntısı olan meyveleri evinizde bilmeden sıkarsanız sıkıntı yaşarsınız. Dünyada en üst teknolojiyle dolum yapıyoruz. İçinde ne olduğunu bilmediğiniz ürünleri tavsiye eden diyetisyenler şov peşinde. Merdiven altı birkaç üreticiyi öne çıkartıp bizleri zorlamak doğru değil.

Tarım arazileri TOKİ gibi bir oluşumla yönetilmeli

Tarlaların bölünmesi mutlaka engellenmeli. Bunu çözmenin tek yolu tarım arazileri için de TOKİ gibi bir oluşumun devreye alınması. Oluşumun altındaki şirketler araziyi işletir. Ürünler kaliteli olur, çiftçiler sigortalı işçi olarak çalışabilir. Bu hem ürün kalitesini, hem de rekolteyi arttırır. Her köyde 5 milyon liralık araç parkı çöpte bekliyor. Her yer toprak analizi yapılarak ekilmeli, herkes kafasına göre ekip dikememeli. Böylece ilaçlar da zarar vermeyecek şekilde kullanılır. Tarlasını işleyemeyenin arazisi ekilip dikilir. Yüzde 40 ürün artışı alınır, ekipmanın amortismanı cebinde kalır, işgücü kaybı minimize olur sigortalı çalışan artar. Ürünün para etmeme sorunu ortadan kalkar.

Okul sütünden sonra meyve suyu da dağıtılabilir

Okul sütü uygulaması 2. yılına girdi. Meyve suyu da olabilir. Meyve suları üreticileri olarak bu işe gireriz fakat Tarım Bakanlığı’yla maliyeti ve içeriği iyi ayarlanmalı. Doğru ürün doğru fiyatla verilmezse yine sıkıntı olur. Toplumun beslenmesi çok önemli, kaliteli besin sağlıklı toplum getirir. Bugün süt yarın meyve suyu... Tarım Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’yla süreç yürütülebilir.