Artık insanların yalan söyleyip söylemediğini anlamak hiç de zor değil. Çünkü yalan söyleyen kişinin farkında olmadan kullandığı beden dili yalanlarını hızlıca ele veriyor. İletişim ve Beden Dili Uzmanı Mert Aydıner, yalan söyleyen insanların davranışlarında gözlenen farklılıkları anlattı. İşte yalancının mumunu yatsıya kadar söndüren mimik ve davranışlar.
Yüz ve gözdeki aldatma işaretleri
- Ciddi bir stres ifadesi olarak elin yüz, baş ve boyun çevresinde dolaşarak sakinleşme çabaları,
- Yakalanma korkusu ile vücudun “kaç ya da savaş” tepkisi vermesi ve artan kan basıncı ile yüzün kızarması,
- Çıkacak yalanları önlemek için burnu kaşıma bahanesiyle elin ağız çevresinde dolaşması,
- Stres ifadesi olarak dudakların içe doğru bastırılması ve yanakların iç kısmının çiğnenmesi,
- Endişenin göstergesi olarak kaşların kaldırılması ve ortada birleşerek alnı kırıştırması,
- Salgılanan adrenalin nedeniyle kuruyan gözlerin normalden çok daha sık kırpılması, kaşınması ve ya ovuşturulması
- Göz temasından kaçınmak çok zayıf bir aldatma işaretidir. Çünkü bir şeye odaklanmak ve hatırlamak için gözlerimizi çevremizdeki hareketsiz nesnelere çevirebiliriz. Diğer bir husus da aldatan kişilerin güvenilir bir kişi izlenimi bırakmak için göz temasını bilinçli olarak sürdürmeleridir.
Sık sık kıyafetlerini düzeltiyorsa...
- Kızarma, titreme, terleme, sık nefes alıp verme, boğazı temizleme ve yutkunmalar,
- Sürekli olarak kıpırdanmak, elindeki veya önündeki objelerle oynamak ve bir düzene koymak veya kıyafetini düzelterek yaşadığı huzurluğu gidermeye çalışmak,
- Bedenin katı ve hareketsiz bir halde durması ve sıkılı duran yumruklar,
- Kolların önde kavuşturulması ve bedenin geriye yaslanması,
- Saklanmak ve mesafe koymak amacı ile karşısındaki kişiyle araya çanta, kitap, bardak gibi objeler koymak,
Yüksek sesle konuşuyorsa...
- Normalden hızlı veya yavaş konuşmak
- Sesin daha yüksek veya daha titrek çıkması ve kekelemeler,
- Kendisine inanılmayacağı endişesi ile gereğinden fazla detaya yer vermek,
- Sorgulanmaya başladığı anda aşırı duygusal tepkiler vererek saldırganlaşmak, konuyu saptırmak veya oyalamak,
- Soru cümlesiyle bire bir aynı yanıtı vermek (Bulaşıkları kirli mi bıraktın? diye sorulduğunda, “Hayır, bulaşıkları kirli bırakmadım..” şeklinde yanıt vermek),
- Zaman kazanmak için soruyu tekrar ettirmek veya “bu bilgiyi nereden aldın” gibi bir soruyla oyalamaya çalışmak,
- Kendisini konudan uzaklaştırmak için görüştüğü kişiye beklenmedik iltifatta bulunmak, espriler yapmak veya kendisiyle ilgili alaycı bir tarzda konuşmak,
- “Dürüst olmak gerekirse”, “Gerçeği söylemek gerekirse”, “Yalan bilmeyiz”, “İnanmazsın” gibi sözlerle cümleye başlamak.
Tek bir harekete bakarak yargılamayın
Aydıner, herkesin kendine özgü temel davranışlarının bulunacağına dikkat çekerek, tek bir harekete bakarak insanlar hakkında yargıda bulunulmaması gerektiğinin altını çizdi. Aydıner, ‘’Birbirimizle 5 farklı kanalla iletişim kurarız. Bunlar beden dili, yüz ifadeleri, ses, konuşma tarzı ve kelimeler olup her birinin kişiye özel bir ifade şekli vardır. Bu nedenle kendimizi temel alarak karşımızdakinde normal olanı aramaya çalışırsak en büyük hatayı yaparız. Çünkü herkesin kendine özgü temel bir davranış tarzı ve iletişim şekli var” dedi.