Dr. Yıldırım, yaptığı açıklamada, toplumda ağız ve diş sağlığı anlayışının tamamen değişmesi gerektiğini savunarak, "Diş ve diş eti sorunlarımız yaşamımızda öncelikli yer alması gerekirken, her zaman en sona bırakılmakta tedavi aşamasına kadar bekletilmektedir. Diş ve diş eti hastalıkları 'önlenebilir', 'kontrol edilebilir' ve 'davranışla iyileştirilebilir' hastalıklar grubuna girmektedir ve alınacak koruyucu tedbirlerle hastalık oluşmadan önlenebilmektedir. Bu tedbirler sayesinde diş hastalıklarının tedavisi için yaptığımız harcamalar çok ciddi oranlarda azalacağı yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Koruyucu tedavi, hastalık kişide başlamadan önce hastalığın önlenmesidir. Koruyucu tedavi ile çözülmeyen durumlarda tedavi edici hizmetler ön plana geçer. Bu hizmetlerin etkinliğinin artırılması tedavi edici hizmetlerin kalitesini de artıracaktır. Koruyucu hizmetlere öncelik ve ağırlık verilmesi tedavi edici hizmetlerdeki maliyet, insan gücü ve zaman kaybını ortadan kaldıracaktır." dedi.
Dr. Yıldırım şöyle devam etti: "Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre sağlık; bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal bir bütün olarak tam bir iyilik halidir. Bireylerin fiziksel sağlığı ise vücuttaki tüm organ ve dokuların sağlıklı olması ile mümkündür. Bu nedenledir ki ağız ve diş sağlığını bozan faktörler bireyin vücut sağlığını da doğrudan etkilemekte,; Kötü ağız hijyeninin yol açtığı diş çürükleri ve dişeti hastalıklarından korunmada öncelikle kişiler kendi sağlıklarının bilincinde olmalı ve bireylere düzenli fırçalama alışkanlığı, diş ipi kullanımı, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve düzenli olarak diş hekimine gitme alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir."