16 Aralık 2025 Salı / 26 CemaziyelAhir 1447

Psilocybin beyni yeniden kablolayarak depresyonu kırıyor

Cornell Üniversitesi araştırmacıları, psilocybin'in farelerdeki beyin değişikliklerini izleyerek, bu maddenin depresyonun temel nedeni olan olumsuz düşünce geri bildirim döngülerini nasıl kırdığını ortaya çıkardı. Bulgular, psilocybin'in klinik denemelerde depresyon hastalarında neden olumlu sonuçlar gösterdiğini açıklayabilir.

HABER MERKEZİ16 Aralık 2025 Salı 17:18 - Güncelleme:
Psilocybin beyni yeniden kablolayarak depresyonu kırıyor

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, psilocybin'in beyindeki bağlantıları yeniden şekillendirerek depresyonun en temel sorunlarından birini nasıl çözdüğünü göstermiştir. Araştırmacılar, bu halüsinojenik bileşiğin beyin devrelerinde meydana getirdiği değişiklikleri izlemek için özel olarak tasarlanmış bir kuduz virüsü kullanmışlardır. Bu çalışma, psilocybin'in klinik denemelerde depresyon hastalarında neden etkili sonuçlar vermeye devam ettiğini açıklamaya yardımcı olabilir.

Ruminasyon: Depresyonun kalbi

Depresyon, dünya çapında 300 milyondan fazla insanı etkileyen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bir ruh hali bozukluğudur. Hastalığın en önemli özelliklerinden biri, insanların olumsuz düşünceler üzerinde takılı kalması ve bu sağlıksız odaklanmayı sürdürmesidir. Cornell Üniversitesi'nden biyomedikal mühendisi Alex Kwan, bu durumu ruminasyon olarak tanımlamakta ve depresyonun ana noktalarından biri olduğunu vurgulamaktadır. Ruminasyon, kişinin aynı olumsuz düşünceler üzerinde tekrar tekrar düşünmesi ve bu geri bildirim döngüsünden çıkamaması anlamına gelmektedir. Psilocybin'in bu geri bildirim döngülerinin bazılarını azaltarak, beyni bu döngüyü kırmak veya en azından zayıflatmak için yeniden kablolayabileceği düşünülmektedir.

Alternatif tedavilere duyulan ihtiyaç

Mevcut depresyon tedavileri, birçok hasta tarafından zorlayıcı yan etkileri nedeniyle tolere edilememekte veya hiç etkili olmamaktadır. Bu nedenle, psilocybin gibi alternatif çözümler için devam eden bir arayış bulunmaktadır. Başlangıçta sihirli mantarlardan türetilen psilocybin, antidepresan potansiyelinin yanı sıra anti-inflamatuar özellikleri için de araştırılmaktadır. 2021 yılında, Kwan'ın laboratuvarı psilocybin'in beyin bağlantılarını yeniden şekillendirdiğini ve bu değişikliklerin uzun süre devam edebileceğini göstermiştir. Ancak bazı nöronların neden daha fazla bağlantı geliştirdiği, diğerlerinin ise onları azalttığı konusu bir gizemdi ve bu yeni araştırma bu soruya yanıt aramıştır.

Kuduz virüsü ile beyin bağlantılarını haritalamak

Biyomedikal mühendis Quan Jiang tarafından yönetilen yeni çalışmada, araştırmacılar hangi beyin devrelerinin yeniden kablolandığına ve bu yeniden kablolama işleminin nasıl gerçekleştiğine daha yakından bakarak psilocybin'in etkisini detaylı biçimde incelemişlerdir. Araştırma ekibi, beyin bağlantılarındaki değişiklikleri izlemek için tasarlanmış bir kuduz virüsü kullanmıştır. Doğal formunda, kuduz virüsü nöronlar arasında yayılır ve sinapslar arasında atlar. Araştırmacılar, beyindeki bağlantıyı okumak için bu virüsü bir araç olarak kullanmışlardır. Virüs, fare beyinlerinde floresan proteinlerin yollarını izlemiş ve böylece beyin devrelerinin nasıl değiştiğini görselleştirmeyi mümkün kılmıştır.

Deneysel prosedür oldukça dikkatli bir şekilde tasarlanmıştır. Fareler tek doz psilocybin veya plasebo aldıktan sonra, bir gün sonra virüs uygulanmıştır. Araştırmacılar, bir hafta sonra viral izleri karşılaştırarak beyin bağlantılarındaki değişiklikleri analiz etmişlerdir. Taramalar, duyusal işlemeyle ilişkili beyin bölgelerinin, harekete geçen beyin kısmıyla daha bağlantılı hale geldiğini ortaya çıkarmıştır. Dahası, insanlarda olumsuz düşünce geri bildirim döngülerinin gerçekleştiği korteks içindeki bağlantılar azalmıştır.

Psilocybin'in beyin aktivitesini yönlendirmesi

Jiang ve araştırma ekibi, beyin aktivitesinin psilocybin yeniden kablolama işleminin nerede gerçekleştiğini yönlendiriyor gibi göründüğünü bulmuştur. Bu keşif, hedeflenmiş nöral aktiviteyi modüle etmek için manyetik uyarım gibi yöntemleri kullanma olasılığını açmıştır. Bu bulgular, gelecekte psilocybin'in etkisini daha da optimize etmek ve tedavi sonuçlarını iyileştirmek için yeni stratejiler geliştirmeye kapı açabilir. Araştırmacılar, nöromodülasyonu psikedeliklerle birleştirmek için gelecekteki araştırmaların heyecan verici bir yolu işaret ettiğini vurgulamışlardır.

İnsan çalışmalarına doğru giden yol

Elbette, bu bulgular hala insanlarda doğrulanması gerekmektedir. Farelerdeki araştırmalardan elde edilen tüm bulgular türler arasında çevrilmemektedir ve bu nedenle dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Ancak sonuçlar, insan gözlem çalışmalarının bazı sonuçlarını ve psikedeliklerin nasıl çalıştığına dair en ilgi çekici fikirlerden birini açıklayacak potansiyele sahiptir. Psilocybin'in beyin bağlantılarını yeniden şekillendirerek depresyonun temel mekanizmalarını etkilemesi, bu maddenin terapötik potansiyelini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Araştırmacılar, bu çalışmanın depresyon tedavisinde yeni ve daha etkili yaklaşımların geliştirilmesine yönelik önemli bir adım olduğunu düşünmektedir.

  • psilocybin
  • depresyon tedavisi
  • beyin araştırması
  • psikedelik ilaçlar
  • nöroloji