26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Türkiye'de ''maymun çiçeği'' vakası görüldü mü? Resmi açıklama

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Türkiye'de bugüne kadar 'maymun çiçeği' vakası görülmediğini bildirildi.

AA22 Mayıs 2022 Pazar 11:13 - Güncelleme:
Türkiye'de ''maymun çiçeği'' vakası görüldü mü? Resmi açıklama

Genel Müdürlüğün internet sayfasından yapılan açıklamada, maymun çiçeğinin (monkeypox) kemirgenler ve primatlar gibi vahşi hayvanlardan kaynaklanan ve bazen insanlara bulaşan zoonotik bir hastalık olduğu, "ortopoksvirüs" ailesine ait olan maymun çiçeği virüsünden kaynaklandığı belirtildi.

İnsan vakalarının çoğunun, hastalığın endemik olduğu Orta ve Batı Afrika'da görüldüğü, hastalığın, temas ve solunan büyük damlacıklar yoluyla, damlacık maruziyeti ile bulaşabildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Hastalık genellikle kendi kendini sınırlar, ve semptomlar genellikle 14 ila 21 gün içinde kendiliğinden düzelir. Monkeypox hastalığı ile ilgili gelişmeler, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi bildirimleri ve Uluslararası Sağlık Tüzüğü kapsamında, diğer ülkelerin uluslararası odak noktaları ile bilgi alışverişinde bulunularak, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar ve Erken Uyarı Dairesi Başkanlığımız tarafından yakından takip edilmektedir. Ülkemizde bugüne kadar vaka görülmemiştir."

MAYMUN ÇİÇEĞİNİN BULAŞMASI KAPANMAYI GEREKTİRMİYOR

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Kovid-19 ile karşılaştırıldığında maymun çiçeği virüsünün yayılım hızının son derece yavaş olduğunu vurgulayarak, "Bulaşma şekli Kovid-19'da olduğu gibi kapanmalara gitmeyi gerektirecek şekilde değil." dedi.

Maymun çiçeği virüsünün 7 Mayıs'ta İngiltere'de görülmesinin ardından yaklaşık 2 hafta içinde 12 ülkede daha tespit edilmesi, dünya genelinde hastalığın salgına dönüşme endişesine neden oldu. Virüs, şu ana kadar İngiltere'nin yanı sıra ABD, Almanya, Avustralya, Belçika, Fransa, İspanya, İsrail, İtalya, İsveç, İsviçre, Kanada ve Portekiz'de görüldü.

Balık, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, maymun çiçeğinin, Kovid-19'da olduğu gibi havadaki damlacıklar ve solunum yoluyla kolaylıkla bulaşabilen bir virüs olmadığının altını çizdi.

Virüsün, insandan insana bulaşması için yoğun ve yakın temas gerektiğini belirten Balık, "Dünya Sağlık Örgütünün resmi olarak açıkladığı maymun çiçeği vaka sayısı 90 civarında, 56 da şüpheli vaka var. Dolayısıyla Kovid-19 ile karşılaştırdığımız zaman, yayılım hızının son derece yavaş olduğunu görüyoruz. Bulaşma şekli Kovid-19'da olduğu gibi kapanmalara gitmeyi gerektirecek şekilde değil. Genel olarak insanlarla temasımızda hijyen tedbirlerine uyarsak, bu virüsün yayılması kolay olmayacaktır." diye konuştu.

Balık, maymun çiçeği virüsünün bulaşma şeklinin dünyada ilk kez tespit edildiği yıllardakinden farklı seyrettiğine işaret ederek, "Virüs ilk kez ortaya çıktığında küçük çaplı salgınlar yaptı. Fare, sıçan, sincap gibi kemiricilerden insanlara bulaşmıştı, bölgesel kalmıştı ve yayılmamıştı. O zaman hayvanlardan insanlara bir bulaşma ön plandayken şimdi insandan insana bulaşmanın da olduğunu görüyoruz. Çünkü Afrika ile hastalığın yaygın görüldüğü, endemik olduğu bölgelerle hiç bağlantısı olmayan kişiler arasında da virüsün yayıldığını görüyoruz. Bu da virüste, insandan insana geçişi kolaylaştıran bir değişim olduğunu düşündürüyor. Bununla ilgili araştırmalar devam ediyor. "

- "ÇİÇEK AŞISI OLANLAR YÜZDE 80'DEN FAZLA KORUNUYOR"

Maymun çiçeğinin, çiçek hastalığı virüsüyle aynı aileden olduğunu söyleyen Balık, şöyle devam etti:

"Çiçek hastalığı dünyadan silindiği için 1980'den sonra çiçek aşısı yaptırılması terk edildi. Yaşı 45'in üzerinde olanlar çiçek aşılıdır, kollarında çiçek aşısı izi vardır. Çalışmalar, bu kişilerin yüzde 80'den fazla bu virüse karşı da korunduğunu gösteriyor. Hastalığın gençlerde daha ağır seyretmesinde onların aşısız olmasının rolü olabilir. Zaten bazı ülkeler şu anda çiçek aşısının yeni jenerasyonunu hızlı şekilde üretmeye ve risk gruplarına uygulamaya başladılar. Hastalığın yayılma durumuna göre bu diğer ülkelerde de gerçekleşebilir."

Balık, hastalığın kesin bir tedavisinin bulunmadığını ama bu virüs grubuna etkili bazı ilaçlar olduğunu belirterek, "Eğer virüs yayılmaya devam ederse bu ilaçlardan hangilerinin daha etkili olduğu hızlıca gözlemlenecek ve ilaç tedavisi de yakın zaman tespit edilecektir." diye konuştu.

- "ŞU ANA KADAR HİÇBİR ÖLÜM GÖRÜLMEDİ"

Hastalığın öldürücülüğünün düşük olduğunu vurgulayan Balık, "Maymun çiçeği virüsü, çiçek hastalığı kadar öldürücü değil. Ayrıca virüsün, ortaya çıktığı yıllardaki kadar da öldürücü olmadığını söyleyebiliriz. Şu ana kadar hiçbir ölüm görülmedi. Virüs ilk kez ortaya çıktığında bir bölgede yüzde 10'a kadar, diğer bölgede yüzde 1'in altında ölüm görülüyordu ama şu an muhtemelen yapı değiştirmiş yayılımda olan virüsün ölümcüllük oranı muhtemelen daha da düşük. Belki de hiç ölümcül olmayacak. Bunu zaman içinde göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. İsmail Balık, çiçek aşısının hastalığı yeni kapan kişilerde bile etkili olabildiğine işaret ederek, "Ayrıca 'çiçek serumu' dediğimiz serumla da hastalık tedavisinde kullanılabilir gibi görünüyor. Çiçek serumu, çiçek hastalığı geçirmiş veya aşılı kişilerin kanlarındaki antikorların yoğunlaştırılmasıyla elde edilebiliyor." bilgisini paylaştı.

- "CİLTTE KIZARIKLIK VE İÇİ SIVI DOLU DÖKÜNTÜLERLE SEYREDİYOR"

Maymun çiçeği hastalığının tanısının kolaylıkla koyulabildiğini kaydeden Balık, şöyle konuştu:

"Hastalık seyrine bakılarak kolaylıkla anlaşılabilir. Öncelikle ateş, baş ağrısı, kas ağrısı ve sırt ağrısı gibi bulgularla başlıyor. Ardından ciltte kızarıklık ve nohut büyüklüğüne kadar varan içi sıvı dolu döküntülerle seyrediyor. Özellikle bu sıvı çok bulaştırıcı. Bu şekilde olan kişilerin kendilerini izole etmeleri, başkalarıyla temas etmemeleri gerekiyor. Bu çerçevede sağlık çalışanları da hastaya korunmasız müdahale etmişse bulaşması söz konusu olabilir. Bu tip kimselerle temas edebilecek, polis memuru gibi çalışanların da dikkatli olması gerekiyor."

Balık, hastalığın henüz semptomların ortaya çıkmadığı kuluçka süresi boyunca bulaşmadığını dile getirerek, "Hastalık belirtiler başladıktan sonra bulaşmaya başlıyor. Kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün arasında ancak 5 ila 21 gün arasında da değişebiliyor. Kuluçka süresinin ardından 2-4 hafta kadar süren hastalık süreci oluyor." dedi.

Prof. Dr. Balık, hastalığın Kovid-19'a göre rahatlıkla teşhis edilebilen hastalığın Türkiye'de herhangi bir vaka olması durumunda da hızlıca belirleneceğine işaret ederek, "Hasta kişiyle teması olanların yaklaşık 20 gün kadar karantinada kalmaları öneriliyor ama virüsün muhtemelen değişime uğramış bu yeni formunun ne şekilde seyir gösterdiği, tam olarak nasıl bulaştığı, nasıl bir klinik tablo oluşturduğu ve nasıl tedavi edileceği önümüzdeki günlerde netleşecektir." ifadelerine yer verdi.

- "DÜNYANIN HERHANGİ BİR KAPATMAYA GİDECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM"

Maymun çiçeğinin turizmi olumsuz etkilemeyeceğini düşündüğünü dile getiren Balık, şunları kaydetti:

"Virüsün bulaşma şekli göz önünde bulundurulduğunda dünyanın herhangi bir kapatmaya gideceğini düşünmüyorum. Hem bireysel olarak tedirgin olmamıza gerek yok hem de turizm açısından herhangi bir olumsuzluk oluşacağını zannetmiyorum. Genel hijyenik tedbirlere uyulması durumunda virüsün toplumda yayılması veya turizmi olumsuz etkilemesi açısından herhangi bir sorun oluşmayacaktır."

10 SORUDA "MAYMUN ÇİÇEĞİ" HASTALIĞI

Maymun çiçeği hastalığı genelde 2-4 haftada kendiliğinden geçiyor, yakın ve uzun süreli temasla bulaştığı için Kovid-19 benzeri bir salgına yol açması beklenmiyor.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) çatısı altındaki uzmanlar, şu ana kadar 13 ülkede görülen ve "Yeni bir salgına neden olur mu?" endişelerine yol açan maymun çiçeği virüsü hakkında kapsamlı bir çalışma yaptı.

AA muhabiri, çalışma ışığında, 10 soruda maymun çiçeği hastalığına ilişkin merak edilenleri derledi.

1- Maymun çiçeği yeni bir hastalık mı?

Maymun çiçeği, yeni bir hastalık değil. 1958'de maymunlarda tespit edildikten sonra insanlarda ilk olgu 1970'te Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde görüldü. 1958'de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir salgın yapınca farkına varılan hastalık bu nedenle "maymun çiçeği" adını aldı.

Başta Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti olmak üzere, Orta ve Batı Afrika'daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görülen hastalığın sıklığı tam olarak bilinmiyor. Afrika'da her yıl birkaç yüz vaka olduğu tahmin ediliyor. Hastalık zaman zaman Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınıyor, fakat buralarda az sayıda insanın etkilendiği ve bölgesel vaka kümelenmeleri görülüyor.

2- Neden şimdi dikkat çekti?

Şimdiye kadar Afrika dışında görülen vakaların tamamının Afrika'dan gelen insanlar veya getirtilen kemirgenlerden kaynaklandığı biliniyordu. Ancak Afrika dışında tespit edilen vaka sayısı son bir hafta içinde, bugüne kadar Afrika dışında görülen toplam vaka sayısını aşacak kadar arttığı için Dünya Sağlık Örgütü ve bilim dünyasının dikkatini çekti.

3- Hastalığın etkeni nedir?

Maymun çiçeği, çiçek virüsüne akraba bir DNA virüsü. Batı Afrika ve Orta Afrika (Kongo Havzası) olmak üzere iki alt tipi bulunuyor. Batı Afrika, Kongo türüne göre daha hafif seyirli hastalık yapıyor. Şu an genetik analizler tamamlanmamış olsa da Afrika dışında görülen vakaların Batı Afrika alt tipi olduğu öngörülüyor.

4- Nasıl bulaşıyor?

Adının aksine maymunlardan daha çok sincap, sıçan, fare gibi kemirgenlerde bulunan ve onlardan insana geçen hastalık, ayrıca enfekte insan veya virüsle kirlenmiş giysi, havlu, çarşaf gibi eşyalarla yakın temas sonucunda bulaşıyor. Virüs, sağlıklı kişilere, ciltte gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz) veya solunum sistemi aracılığıyla giriyor.

İnsandan insana bulaşmanın büyük solunum salgısı damlacıklarıyla olduğu düşünülüyor. Hastalığın uzak mesafelere gidemeyen büyük damlacıklarla bulaşması, yüz yüze, uzun süreli ve yakın temasla oluyor.

5- Belirti ve bulguları neler?

Maymun çiçeği, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntü) neden oluyor. Lenf bezi şişliği, maymun çiçeğinin, çiçek, su çiçeği ve kızamıktan ayıran en önemli belirtisi. Yakınmalar, virüsle temastan ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkıyor.

İlk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik yaşanan hastalıkta, ciltteki döküntüler de ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde görülüyor. Avuç içi, ayak, ağız içi, genital bölge ve gözlerdeki lezyonlar, kabuk bağlayıp düşmesiyle ortadan kalkıyor.

6- Tanı nasıl konuluyor?

Maymun çiçeği hastalığından şüphelenilen durumlarda, belirti gösteren kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri ya da benzer belirtileri olanlarla yakın temasları olup olmadığının sorgulanması gerekiyor.

Kan örnekleriyle tanı konulamayan hastalık, kanda çok kısa süre kaldığı için PCR'la saptanamıyor. Antijen ve antikor testlerinin de daha önce uygulanan çiçek aşısı gibi nedenlerle her zaman doğru sonuç vermeyeceği düşünülüyor.

Hastalık şüphesinde lezyonlardan uygun şekilde ve gerekli güvenlik önlemleriyle alınıp paketlenen örneklerin "biyogüvenlik düzeyi 2 olan" labaratuvara gönderilmesi gerekiyor.

Maymun çiçeği hastalığı teyit edilen hayvan veya kişilerle temas edenlerin son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmesi gerekiyor.

7- Belirtisiz enfeksiyon olabilir mi?

Net olmamakla birlikte maymun çiçeğinin Kovid-19 gibi belirtisiz hastalık yapmadığı düşünülüyor.

Enfekte kişilerde belirtilerin ortaya çıkması, bu kişilerin fark edilmesini ve izolasyona alınmasını sağlayacağından, maymun çiçeğinin toplumda Kovid-19 veya belirtisizken bulaşan diğer enfeksiyonlar kadar yayılması beklenmiyor.

8- Maymun çiçeği öldürücü mü?

Maymun çiçeği, genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşiyor. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebiliyor.

Genel olarak hastalananlardan, çoğunluğunu küçük yaştaki çocukların oluşturduğu yüzde 3-6'sı kaybediliyor. Hastalığın Orta Afrika alt tipinde öldürücülük yüzde 11'e kadar çıkabilirken güncel vakalara neden olduğu düşünülen Batı Afrika alt tipinin öldürücülüğü, yüzde 1 gibi daha düşük oranda kalıyor.

9- Çiçek aşısı hastalıktan korur mu?

Maymun çiçeği hastalığı için yaygın kullanılan bir ilaç bulunmasa da vakalar şimdiye kadar sidofovir, brinsidofovir gibi etken maddeli ilaçlarla kontrol altına alındı.

Dünya Sağlık Örgütü, Afrika'daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının maymun çiçeğinden yüzde 85'e kadar koruma sağlayacağını bildirdi. Fakat çiçek aşısı, hastalığın dünya genelinde sonlanması nedeniyle 1980'den beri uygulanmıyor. Dolayısıyla şu an çiçek aşısı yapılanlar 40-50 yaş üzeri kişilerden oluşuyor. Aradan uzun süre geçmesi ise koruyuculuğun düzeyine ilişkin endişelere sebep oluyor.

10- Salgına yol açma ihtimali var mı?

Maymun çiçeği hastalığının belirti ve bulgularının belirginliği, şu anki bilgilere göre belirtisiz enfeksiyon yapmaması, yakın ve uzun süreli temas ile bulaşması, bir DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve kolay değişime uğrayarak yeni varyantlarının çıkmaması gibi faktörler nedeniyle Kovid-19 benzeri bir salgına yol açması beklenmiyor.

  • Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
  • maymun çiçeği
  • maymun çiçeği vakası