Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Müzik adamı ve bestekar Ahmet Hatipoğlu, yazar Selim İleri, tarihçi-akademisyen Şükrü Hanioğlu ile Zeugma Antik Kenti ve Müzesi’ne layık görülen ödüller kültür, sanat ve edebiyat dünyasından ünlü isimlerin huzurunda sahiplerine verildi.
‘Bu ödülle çekilen çilelere son veriliyor’
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla her yıl kültür ve sanatın farklı dallarında verilmeye başlanan ödüller arasında Türk Tasavvuf Musikisine 60 yıldır hizmet eden 200’ü aşkın bestesi bulunan Ahmet Hatipoğlu’na verilen ödül dikkat çekti. 1977 yılında ilk resmi tasavvuf korosunu kuran Hatipoğlu, ödül alırken yaptığı konuşmada klasik Türk Musikisi ve Türk Tasavvuf Musikisi’nin uzun yıllar ihmal edildiğini, konservatuarlarla bu başlık altında bölüm açılmadığını, TRT’nin 1970’li yıllarda Türk Tasavvuf Müziği Korosuna hizmet imkanı tanımadığını hatırlattı. Hatipoğlu kendisine verilen bu ödülün bu yolda çekilen çilelere son verilmesi anlamında büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Edebiyat alanında ödül verilen Selim İleri ise “Ne yazdıysam iyilikten yana olsun istiyorum. 1960’larda edebiyata başlarken edebiyatın dünyayı değiştireceğine inanıyordum” diye konuştu.
Tarihçi Şükrü Hanioğlu ise bir ülkede demokrasi seviyesini ölçmenin bir yolunun da alternatif tarihe bakış olduğunu söyledi. Hanioğlu, alternatif tarih okumalarının toplumun demokratikleşmesine katkıda bulunduğunun altını çizdi. Zeugma Antik Kenti ve Müzesi adına ödül alan Ertuğrul Günay da Zeugma’yla ilgili yurtdışından çok sayıda ödül aldıklarını ancak bu ödülün çok daha anlamlı olduğunu söyledi.
Gül: Esas başarı kültür ve sanattan geçer!
Cumhurbaşkanı Gül ise kendilerini en mutlu eden buluşmaların kültür, sanat ve edebiyatla ilgili çalışmalar, buluşmalar olduğunu kaydetti. Gül, “Esas başarılar kültür sanat bilim alanındaki kazanımlar ile gerçekleşiyor. Türkiye olarak sanat kültür bilim alanına önem vermenin onu öne çıkarmanın zamanı çoktan geldi. Bu topraklarda bırakılan kültür miraslarını bugün hepimizin zenginliği olarak nasıl görüyorsak, bizim de şimdi Türk milleti olarak bırakacağımız sadece kendi insanlarımıza değil, bütün insanlığa hediye edeceğimiz muhakkak ki sanat kültür bilim başarıları söz konusu olacaktır. Bunlar hiçbir zaman yerli olarak kalmamaktadır. Bunlar belli noktadan sonra evrenselleşmektedir” dedi.