12 Aralık 2024 Perşembe / 11 CemaziyelAhir 1446

Dostluğun en güzel harflerini öğretti

Türkiye’nin fikir ve kültür hayatının çeşitli kademelerinde bulunan ve birçok insanın yetişmesinde emeği olan merhum Fethi Gemuhluoğlu, adına düzenlenen bir panelde anıldı.

11 Ekim 2012 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Dostluğun en güzel harflerini öğretti
Vefatının 35. yıldönümü dolayısıyla Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi’nce düzenlenen panele konuşmacı olarak katılan Dr. Metin Eriş, Prof. Dr. Hüseyin Algül, Sadık Yalsızuçanlar, Prof. Dr.
Emin Işık ve Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan, hocaların hocası olarak anılan Gemuhluoğlu’nu anlattı. Panelde dile getirilen görüşler ve hatıralardan bazıları şöyle:
Riyaya çok kızardı

Dr. Metin Eriş: Gemuhluoğlu dost bir insandı. En çok kızdığı şey riyaydı. Dostlarıyla birlikte yaşamayı arzu ederdi.
Elinden gelen her şeyi yapar ama kendisi için hiçbir şey istemezdi.

Prof. Dr. Hüseyin Algül:

Ona göre biz tembel olamayız. Örneklerini hep Asr-ı Saadet’ten verirdi. Vefatından 2 ay önceydi. Mustafa Öztürk Hocayla beraber ziyaretine gitmiştik. Mustafa hocam Kur’an okudu. Sonra bir de benden
Kur’an okumamı istedi. Rahman suresini okudum. Fethi abi dedi ki, ‘Peygamber-i Ekber aramızda olsa, şu ayeti kerimeyi tefsir etseydi de bizim müfessirler dinleseydi, kalemlerini kırarlardı.’ Son ziyaretimde de ‘Hüseyin yorgunum, ruhumu Kur’anla dinlendirmek istiyorum. Defaatla Kur’an okutmamın ve dinlememin sebebi bu’ dedi.
Sadık Yalsızuçanlar: Her şeye dost olun ama uykuya politikaya ve paraya dost olmayın diyen bir irfan ehli. Şiirsel yaşayan, duruşu sağlam bir insan. Dostluğun en güzel harflerini bize öğretti. Tevhit ehli ve her şeyi bire indiren bir insandı.

Prof. Dr. Emin Işık:

Bir gün odasında oturuyoruz. Abdullah ağabey geldi. ‘Sen bu Abdullah’ı tanıyor musun’ dedi. Tanıyorum dedim. ‘Nasıl tanıyorsun’ dedi. Yeşil direkte konfeksiyonu var dedim. Dedi ki ‘bu ülkede başbakanlık yapacak adamın Abdulah’la 15 günde bir görüşmesi lazım’ dedi. Birkaç cümle konuşmasıyla kimin nasıl biri olduğunu tahmin ederdi. Zekasını, aklını hiçbir zaman şerre kullanmadı. O Türkiye’nin en zeki adamlarındandı.”

Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan,

“Ankara’ya geldiğinde ilk Hacı Bayram Veli’yi ziyaret eder. Oraya yakın Palas Oteli var. Orada kalırdı. Fetih ağabey, güzel sözün sevdalısıydı. Kimin nerde makalesi, kitabı çıkmış onlardan haberi olur ve görüşlerini iletirdi. Bizler dahil birçok kişinin Fetih ağabeyi tanımasıyla dünyaları değişti. Yüzlerce akademisyen, onun yönlendirmesiyle akademik kariyer yaptı.”