Bu listede diğer savaşlar ve ele alınan savaşlar hakkında detaylı bilgi yer alamasa da, dünya tarihinde en çok can kaybına neden olan 5 savaşı şu şekilde sıralayabiliriz.
Çin İç Savaşı, Çin Cumhuriyeti (ÇC) ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında çıkan iç savaş, 1927'den 1950'ye kadar devam etti. Savaşın sonunda Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve Tayvan adasında Çin Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlandı. Çin'deki Japon kuvvetlerinin varlığıyla karmaşıklaşan iç çatışmalarda, yaklaşık sekiz milyon kişi öldü.
Çin tarihindeki tüm iç savaşlar gibi, bu çatışmalar da en çok sivilleri etkiledi. İnsanlar göç, hastalık ve açlıkla karşı karşıya kaldı. Halkının bir tarafa sempati duyduğu düşünülen şehir, kasaba ve köylere yönelik misillemeler, daha fazla sivilin ölümüne neden oldu.
ÇKP öncelikle bir gerilla savaşı yürüttüğü için, iç savaşın başlangıcındaki askeri kayıplar nispeten hafifti. II. Dünya Savaşı'nın sonunda Sovyet Ordusu, ÇKP'nin askeri kuvvetlerine ele geçirilen Japon silahlarını sağlayarak, sahadaki etkinliklerini önemli ölçüde artırdı. Beş yıl içinde Çin Cumhuriyeti, Tayvan'a ve Güneydoğu Asya'nın uçlarına süpürüldü.
İç savaşın şiddetini artıran bir diğer faktör, Japon güçlerinin işgal altındaki Çin'i pasifleştirmek için acımasız bir kampanya yürütmesiydi. Japonlar genellikle Çin kuvvetleri için bir eşleşmeden daha fazlasıydı, ancak Çin'in görünüşte tükenmez miktarda insan gücü vardı. Hem ÇC hem de ÇKP kuvvetleri Japonlarla savaştı, hatta ünlü İkinci Birleşik Cephe sırasında birbirleriyle savaşmayı geçici olarak askıya aldılar.
İsa'nın kardeşi olduğuna iddia eden ve Çinli bir Hıristiyan olan Hong Xiuquan, iktidardaki Çing (Qing) hanedanına karşı bir isyan başlattı. Hong, Tai Ping Göksel Krallığını kurdu ve Çing'i devirmek için bir orduya liderlik etti. 1850'den 1864'e kadar süren iç savaş, muhtemelen şimdiye kadarki en fazla can kaybına neden olan savaştı.
Hong'un isyanı güney Çin'de başladı ve askerlerinin çoğu Guangksi ve Guangzhou eyaletlerinden geldi. Taiping Göksel Krallığı kuzeye doğru ilerlerken, Çing kuvvetlerine karşı zafer üstüne zafer kazanarak, Nanjing'de bir başkent kuruldu.
Tai Ping Ordusunun ilerlemesi, Amerikan Frederick Townsend Ward ve İngiliz Ordusu subayı Charles gibi Avrupalı subaylar tarafından yönetilen bir İmparatorluk ordusu olan 'Ever Victorious Army (Daima Muzaffer Ordu) tarafından durduruldu.
Askeri kayıplar muhtemelen 400.000'in altında olsa da, siviller dahil toplam kayıpların 20 milyon ila 100 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Sivil kayıpların çoğuna sivil düzensizlik ve bunun sonucunda açlık ve hastalık neden oldu.
Savaşın sonuna doğru, İmparatorluk birlikleri isyanın çıkış noktasına misillemeler yaptı ve Guangzhou'da bir milyon kadar kişi öldü.
Orta Asya'da göçebe bir atlı kabilesi olan Moğollar, Avrasya'nın çoğunu boyunduruk altına alan yüz yıllık seferler düzenlediler. 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu sistematik olarak günümüzde Rusya, Çin, Burma, Kore, tüm Orta Asya, Hindistan, İran, Irak, Türkiye, Bulgaristan, Macaristan ve Polonya'nın üzerinde kurulu olduğu tüm toprakları fethetti.
Ancak, istila yöntemleri ve acımasızlıkları, ordularından önce ilerliyordu. 1211 ile 1337 arasında, yalnızca Doğu Asya'da 18,4 milyon kadar insanı öldürdükleri tahmin ediliyor. Ian Frazier The New Yorker'da yazdığı bir makalede, "Moğolların yolundaki şehirler ve ekili araziler, meteor düşmesi gibi bir felakete maruz kalıyordu.' diyor.
Moğolların acımasızlığına örnek olarak, MS 1221'de Nişabur şehri ve çevresinde yaşayan 1,7 milyon insanı yok ettiği gösterilebilir. Moğollar, Abbasi Halifeliğinin başkenti olan Bağdat'ı istila sırasında, 7 gün boyunca şehirde 200 bin ila 1 milyon arasında insanı katlettiği düşünülüyor.
Çeşitli Moğol istilalarında tam olarak kaç kişinin öldürüldüğünü saptamak zor. Tarihçiler, Moğolların abartılarıyla da, istatistiklerin abartılmış olabileceği kanaatinde. Çünkü, istila edilen yerden bir sonrarkini demoralize etmek için vahşet haberlerini her yere yaydı. Moğol istilalarına ilişkin revizyonist çalışmalar, 120 yıllık bir süre içinde öldürülenlerin sayısını kabaca 40 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Birinci Dünya Savaşı'nda, on altı milyon insan öldü. Bunlardan 9 milyonu asker, 7 milyonu ise sivildi.
Birinci Dünya Savaşı'ndaki yüksek ölüm oranı, çeşitli faktörlerin bir sonucuydu. Askeri olarak, birçok ordu, savunma yerine saldırıyı sürdürmeye yönelik korkusuz bir tutum sergiledi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında makineli tüfekler, tanklar ve topçular yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Küresel ölçekteki 'ilk Sanayi Çağı savaşı'ydı. Özellikle makineli tüfek, piyadelerin ateş gücünü önemli ölçüde artırdı.
Birinci Dünya Savaşı, her iki tarafta meydana gelen kayıplar nedeniyle birkaç kanlı çatışmayı da tarihe yazdı. Bunlardan biri, 250.000 Fransız zayiatını gören Birinci Marne Muharebesiydi. Almanya'nın kayıpları yalnızca bir tahmindir, ancak Fransızlar kadar Almanın da öldüğü tahmin edilmektedir.
Birinci Marne Savaşı, askeri ve siyasi liderleri geri püskürtmek ve onları taktik değiştirmeye zorlamak yerine, savaşın geri kalanının gidişatını belirledi.
300 gün süren Verdun Savaşı'nda 714 bin kişi öldü. Somme Muharebesi'ndeki toplam zayiatın 700 bin ila 1,1 milyon arasında olduğu düşünülüyor.
Doğu Cephesi'ndeki kayıplar daha da kötüydü, 300 bin Alman ve 2.4 milyon Rus öldü. Bu askerlerin çoğu savaştan değil, kötü koşullar ve hastalıklardan dolayı öldü.
İnsanlık tarihindeki en ölümcül savaş neredeyse kesin olarak 2. Dünya Savaşı'dır. Diğer savaşlarda daha fazla can kaybı olabilir, ancak veriler kesin kanıtlardan yoksundur.
1939 ve 1945 arasında 60-80 milyon insan öldü. Ölenlerden 21-25 milyonu asker, geri kalanı sivildi.
Savaş zamanı hedeflerinin kapsamının düşman ordusundan onu destekleyen devlete kadar genişletildiği 'Total War' kavramı, savaşı meydanlardan şehirlere kadar taşıdı. Stratejik bombalama, hava kuvvetlerinin düşman hatlarının arkasına bomba yağdırmasına izin verdi. Sadece hava bombardımanından kaynaklanan sivil ölümleri bir milyona ulaştı.
II. Dünya Savaşı, I. Dünya Savaşı'nın aksine savaşların çoğu Asya ve Pasifik'te gerçekleşen gerçek anlamda küresel bir savaştı. Sovyetler Birliği'ne bağlı tahminen 27 milyon askeri personel ve sivil öldü. Bu da SSCB'yi, açık ara 'en yüksek ölüm oranına sahip ülke' yaptı.
Çin 20 milyon, Almanya 6-7 milyon ve Japonya'nın kabaca 2,5 ila 3,2 milyon insanını kaybetti.
Sivil kayıpların sayısını daha da arttıran şey, Mihver devletleri tarafından işgal edilen geniş topraktı. Almanya ve Japonya'nın her ikisi de işgal ettikleri yerlerde çeşitli katliamlara imza attı. Yugoslavya, Sovyetler Birliği, Polonya, Çin ve Filipinler gibi ülkelerde, insanlar oldukça fazla acı çekti.